• bilmem hangi kendini bilmezin* taşırken çay tabağına döktüğü birkaç damlayı emdirmek için sıklıkla kullandığımız peçete..

    o olmasa bardakların altından süzülen çay şıp şıp dizimize damlayacaktır.. onun sayesinde lekeli pantolonlarla gezmeyiz ama kıymetini de bilmeyiz pek.. kimbilir kaçıncı çaydan sonra bile o bize hizmet etmektedir aslında.. bardakla beraber gider gelir, bizden biri gibidir adeta.. tabağa yapışıp biz farkedene kadar masaya düşen çay tabağının şangırtısından ve paniğinden bile kurtarır bizleri..

    ama o hep ıslak, hem de çay lekeli bir peçete parçasıdır gözümüzde..

    ---

    bu günlerde ıslanıp yamuk yumuk kırışan, üzerinde kahverengi lekeler oluşan bu bîçare peçeteyi kendime çok benzetiyorum..

    aynı şekilsizlik, aynı pespayelik..
  • (bkz: misafire çıkan meyve sonrası verilen ıslak elbezi)
  • çay dökülmüşse ıslaktır.
    n'apalım, üstümüze mi damlasın?
  • bizim çaycının, patrona peçeteli, işçiye peçetesiz servis etmesidir.
  • bana top oynadıktan sonra anne tarafından sırta konan peçete kadar samimi gelendir.
  • hakkında başlık açılmasına gerek olmayan peçetedir.
hesabın var mı? giriş yap