• (bkz: imdugud)
  • jp. kirmizi fasulye ezmesi, tatlidir
  • (bkz: anzujaamu)
  • (bkz: veil anzu)
    (bkz: spires of arak)
  • (bkz: zu kuşu)

    (bkz: #87889725)
  • gılgamış destanında bahsedilen dev boyutlu bir kertenkele canavar.
  • sümer mitolojisinde yer alan akbaba veya kartal olarak resmedilen ve tanrıların diyarında yaşayan büyük bir kuş. aslında çok sevecen bir canlı olmasına rağmen milattan önce 2000 civarında kendisinin tanrılara başkaldırdığını söyleyen hikayeler ortaya çıkmıştır.

    tanrı enlil'in sahip olduğu birkaç eşya vardı ve güçlerinin bir kısmını bu eşyalara aktarırdı. bu eşyalar tanrıların güç aldığı kaynaklar olurdu (yüzüklerin efendisindeki güç yüzükleri gibi). enlil'in gücünü en çok aldığı kaynağı bir nişandı. bu nişanda kaderlerin yazıldığı bir liste bulunurdu ve bu listede kendi halkının hayatları boyunca yapacakları yazardı. bir gün tanrılar banyo yapıyorken enlil nişanını ve içindeki listeyi bir yere bırakmıştı. enlil'in muhafızı olan anzu, tanrıları kıskanmış ve bir şeyler yapmaya karar vermişti.

    "tanrılarda bulunan kader tabletlerini kendim için alacağım,
    ve bütün tanrıların emirleri ben düzenleyeceğim,
    ve sonunda tahta yükselip ayinlerin efendisi olacağım!
    igigilerin hepsine emirleri ben vereceğim!"
    başkaldırışı kendi zihninde planlamıştı
    ve sürekli baktığı odanın girişindeyken,
    günün başlamasını bekledi.
    enlil kutsal suda yıkanıyorken,
    çıplak ve tacı tahtının yanında duruyorken,
    anzu kader tabletlerini ele geçirdi,
    enlil'in gücünü elinden aldı. ayinler durdu,
    anzu uçarak kaçtı ve kayboldu
    aydınlık gitti, sessizlik hüküm sürdü.

    enlil bu durumdan dolayı sinirlenmişti ve bütün tanrıları çağırdı. anzu ile savaşacak bir kahraman bulup kader tabletlerini ele geçirmeye karar verdi. birkaç tanrı bu görevi reddetti çünkü hiçbirisi anzu'yu yenmenin mümkün olduğuna inanmıyordu. ancak ninurta görevi kabul etti.

    kısa süre sonra ninurta ve anzu arasında bir dövüş başladı. ninurta yedi rüzgarı çağırdı ve anzu'ya doğru oklarını attı. ama kader tabletlerini elinde tutan kuş bu saldırıyı savuşturdu. ardından anzu bağırdı :

    "siz buraya gelen sefiller, çalılıktaki sazlığınıza geri dönün!
    yayın gövdesi, ağaçlıklara geri dön!
    yayın teli, koçun tüylerine geri dön!
    tüyler, kuşlara geri dönün!"
    elinde tanrılara ait olan kader tabletlerini tutuyordu,
    ve bu yayın telini etkiledi, oklar anzu'ya yaklaşmadı bile
    ölümcül bir sessizlik oluştu ve dövüş birden sona erdi.
    silahlar durdu ve anzu'yu yakalamadılar.

    bu yöntem işe yaramayınca, ninurta kuşu yormak için farklı bir yöntem denedi. anzu'nun tüylerini yoldu, birazını kesti ve oklarıyla parçaladı. kuş yere düştüğünde boğazını kesti.

    anzu yorgun düşünce ve kanatlarını çırpamaz hale gelince
    ninurta oklarını anzu'ya doğru çekti,
    ve her iki kanadının da uçlarını kopardı.
    anzu kanatlarını gördü ve sözlerini söyledi.
    tam "kanada karşı kanat" dediği sırada bir ok geldi ona
    bir kargı tam kalbinden geçti.
    ninurta'nın oku kanadın ucunu koparıp kanadını yaralamıştı,
    bir kargı kalbinden ve ciğerinden geçti,
    dağları dize getirmişti, gururlu çayırlıklarını sele boğarak,
    engin dünyayı öfkesiyle sele boğarak,
    dağların ortasını sele boğarak, hain anzu'yu katletti,
    ve savaşçı ninurta kader tabletlerini kendi ellerine geçirmişti.

    kaynak
  • jp. kayısı
hesabın var mı? giriş yap