• dinlenilmesi büyükler` :neye göre kime göre` tarafından farz kılınmış, yapılınca sevap, yapılmayınca günah, aynı zamanda sünnet ,vacip...ve bilimum bilmemne olan eylem.
  • yapılmaması kişinin hayrına olan eylemdir.
    zira büyük diye tabir edilen kişiler sözlerini kendi hayatları, yetiştikleri çevre, düşünce ve görüşleri üzerine oluştururlar. yani "kendileri" için geçerli olan şeyler üretirler. her bireyin de farklı olduğu göz önüne alınırsa, eğer "orijinal" ve öğrenildiği gibi değil de "istenilen şekilde" şekilde bir yaşam sürülmek isteniyorsa, bunun yapılmaması gerekir.

    dinpot: güzel bir şey olarak anlatılıp, özendirilmesinin ve ödüllendirilmesinin sebebi de insanları istenilen yöne çekme arzusundan kaynaklanır.

    (bkz: nasihat)
  • çoğu zaman gereksizdir. nadiren işe yarar.
  • gerekliliği bilimsel olarak kanıtlanmış.*

    http://www.habersahifesi.com/…nneler_hakliymis.html

    edit: link patlamış. aynı habere şuradan ulaşılabilinir.
  • türkmenler de buna benzer şöyle der, "akla uy, akıl olmazsa nakla uy" *
  • yaşadığımız yıllar itibarıyla sözü dinlenecek "büyük" pek nadir bulunduğu için iki ucu birbirinden beter bir değnektir..

    "yaşlı" ve "eskimiş" çok ama "büyük" bulmak kolay değil..

    yaptığım incelikli saha araştırmaları, titiz analizler ve dikkatli gözlemlerden sonra sorun sahibi nesli: 1945-60 arası doğan ve bizim neslin annesi babası olan nesilde olduğunu %2,37'lik hata payıyla tespit etmiş bulunuyorum..

    işin latife tarafını bir tarafa bırakırsak; söz ettiğim bu nesil, kendisinden önceki jenerasyonun bilgi ve becerilerini zerrece üzerine giyinemediği için halkanın zayıfladığı ilk kuşaktır.. bunlardan sonra halat kopmuş, zincir bir daha tamir edilemeyecek şekilde parçalanmış gibi görünüyor.. rahmetli dedelerimiz ve büyükannelerimizde saklı olan geçmişin son pırıltılarını bu nesil üzerinde görmek neredeyse imkansızdır.. bize aktaracak çok az şey taşıyorlar bu yanıyla ve bizim kuşağa verecekleri yegane şey de hepimizi modern zamanların kucağına bırakmaktan ibaret..

    istisnaların kaideyi bozmadığı gerçeğine dayanarak; en mütedeyyin, muhafazakar ve hatta dışa kapalı görünen ailelerde bile bu değişimi-dönüşümü görüyorsak bunun suçlusu bu gün 40 yaşın altında olan kuşaklar değil, onlara aktaracak hemen hiç birikimi olmayan ve şimdilerde yaşı 55-70 yaşları arasında olan ana-babalarımızdır.. modern zamanların kaybettirdiklerinin yanında, az da olsa bize kattığı sayılı güzelliklerden biri olan eleştirel düşünme potansiyelimiz ebeveynlerimizden daha yüksek olduğu için bir şansımız var.. en azından sorunu doğru tespit etme ve adını koyma şansına sahibiz.. yani teşhis tamam.. geriye tedavi kalıyor..

    rahmetli babaannemde görmediğim şeyleri annem babaanne olunca gördüm.. yıllar evvel dedemde çok kızdığım bazı özellikleri mumla aratan babam dede olduğunda dedemin ruhuna rahmet okudum.. aslında belki de esas suçlu onlardı.. çünkü yetiştirdikleri çocuklar bir halkı derinden etkileyecek kadar zarar verdi bu topluma.. çevremde evlenip çoluğa çocuğa karışan arkadaşlarımda da benzer sıkıntılar baş gösteriyor.. birkaç müstesna örnek hariç büyük çoğunluk böyle..

    sadece çekirdek aileyle ilgili sıkıntılar değil.. aile içindeki başarısızlıkları, bu kötü kokulu suyun kaynağını gösteriyor sadece.. bu ülkeye, onların hızlı ve genç zamanları olan 70li ve 80li yıllarda verdikleri zararları yazmaya ihtiyaç duymuyorum.. ihtilaller, darbeler, ideolojik fanatizmin böldüğü bir ülke, kültürel yozlaşma.. tamiri haniyse imkansız hasarlar bıraktılar.. etkileri bu gün dahi yaşanan travmatik ve kronik sıkıntılar yarattılar.. affedilmez hatalar bunlar.. sadece bana yapılsa affederim.. kör-topal idare ederim ama benim çocuğumun da yaşayacağı sonuçların tohumlarını bizzat ekti bu kuşak..

    bu insanlar 30 sene önce benim yaşımdaydı.. kendilerince modern bir dünyanın bireyleri olmaya çalışıyorlardı.. ama olamadılar.. ne geleneklerini yaşatabildiler, ne de enikonu çağdaş bir ufka baktı gözleri.. yaşam tarzları, sosyal statüleri, inançları, siyasi görüşleri farketmeksizin büyük kısmında arada derede kalmış sakat bir hal vardı..

    halka onlarla birlikte koptu.. kendi ana-babalarının taşıdığı o son tatlı kokuyu bize iletmeyi beceremediler.. hiçbirinde o koku yok.. istisnalar deyip duruyorum ya, elbette istisnaları var.. ama tanıdığım gerçek bir "büyük" insanın dediği gibi: "istisnalar kaideyi kuvvetlendirir"..

    bizi o kokuya mahrum bırakanların, büyükannelerimizden aldıkları o kırk mendile sarılı emaneti muhafaza edemeyenlerin vebali çok büyük.. bizi kör, sağır bıraktılar bu ormanda.. iz bilmez, yol bilmez biz acemiler de kendi yolumuzu bulmaya çalışıyoruz şimdi..

    çoktan unutulmuş ve kaybolmuş olan o patikayı tekrar bulabilme umuduyla düşe kalka ilerliyoruz..

    kimbilir, bir gün, belki bir gün..
  • ne kadar akıllı olursak olalım, deneyimin her zaman bir fazla bildiği vardır. o yüzden yıllarca görüp geçirmiş, bir şeyler yaşamış ve bunları değerlendirmiş insanların sözleri değerlidir.

    dinlemek akıllıcadır.
  • kişinin, kendi sözü dinlenecek kadar yaşlanana dek yapmasında sayısız yararlar olan şey. mesela: sağlığa dikkat etmek babında.

    içe yaşlılık çöktüğünde ise büyüklerin sözüne boşverip kendini içkiye vermenin zamanıdır.

    her şey zamanında güzel.
  • mansur yavaş aday olsun derken, pankartlar açarken, tt'ler oluşturup gündem yaparken, meral akşener olsun ümit özdağ olsun mansur yavaş aday olsun diye bas bas bağırırken, genç kesim kk aday olma diye aylarca yalvarırken yapılması gereken eylemdi.
    kk açıklamalarıyla 2. tura kaldığını kabul etti. 2. turda şansı hiç yok. ümit hocam yine haklı çıktı. ama artık çok geç. akp seçmeni bile rte karşısında kk aday olsun isterdi. si altın tepside sundunuz ve suçu hep biz doğruları dile getirenlere yıktınız.
hesabın var mı? giriş yap