• halkı alenen kin ve düşmanlığa tahrik etmenin sözlükteki hali. isteyerek veya istemeyerek...

    herşeyden önce şunu hatırlatmakta fayda var: halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu, tck'nın 214-216 ve meşhur 312. maddesinde bahsi geçmekteyken, ifade özgürlüğünün genişletilmesi kapsamında suç olmaktan -büyük ölçüde- çıkartıldı.

    312. madde ile fikir özgürlüğünün önü açıldı. esas itibarıya insanlar fikirlerini özgürce söyleyebildiğinde, birliğimiz daha artacak, etnik ve dini azınlıklar bir kaynaşma ortaya çıkacaktı. daha fazla özgürlüğe karşı daha az şiddet ve daha az gerilim. zaten sıkıntı yaratanların argümanlarının azalması şiddet yanlılarının kendilerine daha az yandaş bulması anlamına geliyor. en azından teoride böyle.

    şimdi gelelim sözlüğe,

    sözlüğe bakıyorum, bu teorik düşünceler pratikte neler oluşturuyor? isteneni ne kadar verebiliyor? sözlüğün konsept limitleri dahilinde tartışmalar sürüp gidiyor. bir gazeteci bi yazı yazıyor, sözlükte gümbürtü kopuyor.

    hepimiz ermeniyiz sloganı çıkıyor, durum felaket.

    akp bi icraat yapıyor, kimisi eleştirilerini, diğeri övgülerini baştan hazırlamış.

    iki siyasetçi tartışıyor, ne dediklei önemli değil, entry yazanların düşünceleri peşin. okuyanlar ise ne kadar ilgili?

    ve hatta hiç bi şey olmuyor, biri oturup "alenen" öyle şeyler yazıyor ki akla kutsal değerlere hakaret prim yapar mı vb. başlıklardan çok bu suç geliyor.

    bütün bu tartışmalar hakarete doğru gittikçe, kaynaşmadan çok kutuplaşma, daha ağır bir ifadeyele kin ve düşmanlığa sebep oluyor. ve bence tartışmanın her iki tarafı da buna alet oluyor. isteyerek bir şey yapıldığına inanmak istemiyorum.

    sözlükteki preatörler ise bu gelişmeleri halen götümüze girebilir çerçevesinde düşünüyor. ikide bir olaydan duyurular yapılır hale geldi. bu konunun eninde sonunda sözlüğün konsept limitleri çerçevesinde değerlendirileceğini düşünüyorum.

    peki sözlük kısmı böyle de, asıl nereye varmaya çalışıyorum? aslında sözlük de türkiyenin bir göstergesi. sözlükte yaşananlardan ülke için tümevarıma ulaşmak istiyorum.

    bu ülkede türk-kürt, alevi-sünni, müslüman-garımüslim, laik-laik olmayan, türk-ermeni, akpli-muhalif, sağcı-solcu vb. gibi kimisi yapay aklıma gelen gelmeyen onlarca "konu" varken. daha doğrusu bu konular alevlendirilirken, insanlar sinirli iken, dostluktan kardeşlikten bahsetmek oldukça zor. hal böyleyken özgürlükleri artırmak da ülkeye fayda mı getiriyor yoksa zarar mı düşünmek lazım.

    ***
    bir evde yangın varsa, ortamı havalandırmadan önce ateşi söndürmeli, yoksa önce kapı pencere açılırsa yaptığımız şey yangına körükle gitmek olur. amma velakin bu ülkenin her tarafından ve hatta dışından ateşe odun atılırken ateş yanmaya, kazan da kaynamaya devam edecek gibi görünüyor.

    vel hasıl-ı kelam daha çok fırın ekmek yememiz lazım.
hesabın var mı? giriş yap