kalemlik
-
ichine kalem, silgi, ve benzeri kirtasiye konan ilkokuldan kalma, ama universitede dahi olsa kizlarin bir turlu terkedemedigi sevimli shekillerde piyasada milyonlarca t.l. ye satilan eshya.
-
-
kalemleri birarada tutma ve muhafaza etmekle yükümlü olan, öğrenciyken pringles kutularının çeşitli boylarda kesilip yapıştırılmasıyla elde edilebilen, ilerleyen yıllarda daha şık, orjinal, daha dekoratif modellerine yönelebilinen bir araçtır. masaya kondu mu durduğu gibi durmaz, hele yanında kalınca birkaç kağıt da varsa tadından yenmez; insan bir kalem alıp yazmak, çizmek, birşeyler yapmak ister.. öyle kalemlikler vardır ki kalem dolu, kocaman bir vazo dolusu çiçek bile o kalemliğin verdiği duyguyu vermez insana.. (bkz: boş kağıdın yazma isteği uyandırması)
-
icindeki kalemlerini herkes gelip bi guzel calabilsin diye hazirlanan renkli, sekilli, gereksiz yer kaplayan düzenek.
-
bir zaman sonra maksadını aşan kullanım alanları olabilir.
törpü, diş macunu, diş fırçası, cetvel, yara bandı, illa ki seloteyp girer içine.
uzun zaman hiç boşaltmazsanız ve içindeki kalemlerle ilgilenmezseniz bi süre sonra bir tanesi mutlaka akar, bütün kalemleri bok eder. -
özdere'de bulunan park ve eski kamp alanı. oldukça güzel, ancak özelleştirildiğinden mütevellit, kamp yapılamıyor artık.
-
(bkz: dolmakalemlik)
-
bir nurduran duman şiiri.
kalemlik
al şu kalemliği gözüme batıyor
irisim derin in in derin bitmiyor
sabahla gün geliyor etime batıyor
gece yastık, gece yastıkta iğne
yastığa diken
al şu kalemi elimden !
dön dön dön dönmeler
dönmeler dönmeler kalkıp su içmeler
gelip dikiliyor önüme bu kalem
batıyor.kağıdım nemli, ıslak çizgime
yorgan kağıt, çarşaf çizgi
hep batıyor!
geçtikçe gün oldukça şu olmayanlar
olmazsa işte olmuyor,yılan uzuyor
yılan kendi hikayesini yazıyor,
uzadıkça uzuyor yılan
olmadıkça olmayan olmuyor işte olmuyor
okunamadıkça bir istanbul iki istanbul
üç!ünlem artık. sert ve dik
tamir topları senin önüne düşüyor
kalem bastıkça acıdıkça canım
umut çekildikçe, önce ayak parmaklarım
gözüm suskun kuyum dipsiz kuyum tuz koyu
buz tutuyorum gözümden buzdan bir kız,
eski balından balçık
haberin olsun gene de
kaldıysam aklında azıcık
soğudum soğuyorum
sönüyor memem, iniyor ucum
ucumda şişlik
nurduran duman -
ofiste kontrol kalemini eksik etmediğim bi taneyi millet diline doladıkça evdeki torna kalemlisini dillendiriyorum. kimsenin bi bok anladığı yok tabii, torna kalemi ne ki?
demek ki neymiş sözlük, icabında muraakabe kalemine de, torna kalemine de kucak açabilitesi varmış. -
kalem kutusu
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap