• cem uzan'ın bugün gazetelere verdiği ilanın başlığı olan hukuki terim. işlenen bir suçtan ötürü tüm kan bağı olan akrabaların sorumlu tutulması, özellikle hitler almanyası döneminde politik rakiplere karşı uygulanan bir suçtan ötürü sadece suçlanan kişinin değil, tüm akraba ve yakınlarının da sorumlu tutulmasını kapsamaktadır.

    medyatava
  • ülkemizde ve onun bir alt kümesi olan ekşi sözlük de rastlanan ve nazi almanya sını hatırlatan bir olgudur. sözlükteki yansıması şudur; mesela toplumca genel anlamda sevilmeyen tanınmış bir politikacı, sanatçı, yazar vs.. düşünün. bu kişinin ilişki içinde olduğu kişi ve kimseler de sırf bu kişi ile bir bağı olduğu için çeşitli oranlarda sevilmemekte ve nefret edilmekte ya da bazı kişilerin yaptığı davranışlar bu kişinin daha önce kan bağı olan birine yorulmakta. ilk duruma örnek rte ve çevresindekiler, erbakan ve çevresindekiler verilebilir. ikincisine örnek ise dengir fırat, cüneyd zapsu olarak verilebilir.

    tayyip e karşı olan antipati tayyip in kan bağı olan çocuklarına, eşine de belli oranda dağılmakta ve bu nitekim sözlükte entrylere de yansımakta. yine erbakan, unakıtan için de geçerli. ha bu kişilerden çok hazzettiğimden mi, hayır. ama kimse kimsenin yaptığı hatanın bedelini ödememeli

    cüneyd zapsu ve dengir fırat ın ki ise farklı. bunların yaptığı bazı davranışlar söylediği bazı sözler dedelerinin öncesinde işlediği suçlara ve de onlarla olan kan bağına yorulmakta.

    ha bu kişiler gaz odalarına, toplama kamplarına gönderilmemekte ama başka şekilde şimşekleri üzerlerine çekmekteler.
  • (bkz: #4259244)
  • (bkz: #10648425)
  • kavramı iyi anlamamız için etimolojik ve tarihi köklerinden haberdar olmamız gerekir. etimolojisiyle başlayalım.

    sippenhaftung kelimesi (olgusu) almancada çok sık karşılaşılan birleşik kelimelere güzel bir örnektir.

    sippen: geniş aile, sülale, klan

    haft: gözaltı, denetim altında tutulma

    anlamlarına gelirler. "-ung" eki ise almancada fiilleri isim yapan eklerdendir. bununla beraber "haft" kelimesi sonuna eklendiğinde kelimeyi anlam genişlemesine uğratır.

    haftung: sorumluluk, yükümlülük demektir.

    şu halde "sippenhaftung", bir suçun failinin tüm ailesinin, sülalesinin kimi durumlarda da arada kan bağı olmasa da suçla ilgili tüm yerleşim biriminin tümden ortadan kaldırılması anlamına gelir. örneğin reinhard heydrich suikastinden sonra, suikasti gerçekleştiren çek komandolarına yardım ettikleri gerekçesiyle iki köy haritan silinmiş. kadın, yaşlı, çocuk demeden 5000 kişi öldürülmüştür. aileyle sınırlı kalan kolektiv cezalandırmalara örnek ise temmuz komplosu üyelerinin ailelerinin de toplama kamplarına alınması olarak verilebilir. burada ayrı bir not olarak belirtmem gerekir ki, bu ruh hastalarının elinden ailesini kurtaran da olmuştur. erwin rommel, gestapo memurlarını zorlamamak ve suçunu uzatmadan kabul edip kendisini vurmak koşuluyla ailesine görece bir koruma imkanı tanımıştır.

    bu kavramın nazi rejiminde ortaya çıkmasıysa bir tesadüf değildi. 6. ve 15. yüzyıllar arasında cermen kabile reisleri ve devletleştikçe cermen kralları bu cezayı uygulamakta tereddüt etmemiş, uygulamalardaki acımasızlık alman folklorüne girmiş ve tekrar uygulama alanı bulmak için heinrich himmler'i beklemiştir. 1933-1945 alman toplumu da tarihsel olarak aşina olduğu bu yöntemi yadırgamamış, zaten davar gibi güdülmeye hazır olduklarından kim kendilerine "x kişisi vatan hainidir" derse peşlerine takılmışlardır.

    ne büyük bir zavallılık.

    peki bu giriyi asla ekşi şeyler'e düşürmeyecek kendi kişisel fikirlerim nelerdir?

    elbette sippenhaftung pozitif hukukta yeri olan / olabilecek bir kavram değildir. peki hırsızın, yolsuzun, namussuzun koruma kalkanı mıdır? bu da değildir.

    şöyle düşünelim. bir kamu görevlisi olsun ve bu kamu görevlisi kendi ailesini işin içine katarak ya da katmayarak çok büyük serveti halkından çaldı diyelim. bu namussuz varlığın semirmesinden oğlu, kızı, yetişkin torunları faydalanmamakta mıdır? bu bağlamda bu kişiler "cürümden muaf" denebilir mi? bir başka deyişle, fiilen katılmasalar dahi ettikleri fayda suçla aralarında illiyet bağı kurmaz mı? bana göre kurar zira yetişkin bir insan ailesindeki olağan dışı zengileşmeyi doğal olarak farkeder ve her zaman namuslu / onurlu bir yaşamı tercih etmek hakkı vardır. eğer "ama sonuçta aile" denecekse o zaman da ailesiyle yediği bokların hesabını beraber vermelidir.

    bakın dikkat ederseniz; vatan hainliği, cinayet, trafik suçu, adi hırsızlık vb. demiyorum. hatta cürüm sahibi dolandırılıkla zenginleşmişse yine kapsam dışında tutulmalıdır ancak devlet yetki ve gücünü haiz insanın durumu başkadır. kamu kaynaklarını kendi "sippen"ine aktarmış bir insan insanlık suçu işlemiştir.

    artık o ülke hangisi olabilir bilemem ama eğer bir ülke bu tip keneler elinde milyarlarca dolar zarara uğramışsa hiç öyle "rövanş almayacağız, devr-i sabık yaratmayacağız" gibi boş ve anlamsız geyiklere girmeden sippenhaft uygulamasını hayata geçirmelidir. burası ceza felsefesinin "rehabilitasyon" kısmını değil, "ibret" kısmının öne çıkması gereken yerdir.

    "adam çalmışsa yeğeni de bu parayla 18 yaşında 1 milyon liralık arabaya binmişse ne yapalım, yanına kar kalsın" mantığını açıklayabilecek olan varsa tartışmaya hazırım.
hesabın var mı? giriş yap