• robert greenwald'in 2003 senesinde cektigi, quant'in da belirttigi uzre tam ismi; uncovered- the whole truth about the iraq war olan guzide bir anti-bush-war belgeselidir.

    cogu anti-herhangi belgeselimizin subjektif bir gorus ortaya koyacagini hatirlayip, lakin bunun boyle bir politik gorusu savunmada (hafifden) sart olacagini dusunursek cok basarili bir film oldugu kanisina varabiliriz sanirim. hele de su aralar anti-bush ibaresi ile sunulan guzel fikir, yapimcilarin milyarlarina milyar ekleme masturbasyonu olmusken, bu suluklerden ve kotu arastirmacilik kli$elerinden kurtulup guzel bir yapit ortaya koymak cok zor diye dusunuyordum. kaliteli ve dogru arastirmacilik kitligi cektigimiz su gunlerde moore, chaomsky gibi adamlarin yaninda greenwald'i da koyabilmek guzel oldu -ki belirteyim, daha once herhangi yapitini izlemedigim bir yonetmen idi.

    cok guzel dusuncelerin cok dogru ve kabak gibi ortada olan orneklerle bizlere aktarildigi bir belgesel olmus. bircok bilinmeyen elemanin ve olayin gozler onune sunuldugu, bazen urkutucu bile olabilen bir yapit. essekler gibi kutluyorum, kesinkes tavsiye ediyorum.

    ayrica dipnot olarak sunu eklemek istiyorum; keske ulkemizden de bu denli guzel arastirmalar ciksa, bizler de kendini arastirmaci, gazeteci, sucu bucu ilan eden riyakarlardan, 32 yuzlu naylonculardan kurtulabilsek.
  • belge(sel) zamanın, amerika savunma bakanlığına bağlı çalışanlarının, dışişleri bakanının ve amerikan başkanı bush'un bu savaşla ilgili yaptıkları açıklamalardan ikişer saniyelik kesitler vererek başlıyor; "ırak'taki kitle imha silahları", "ırak kitle imha silahlarıyla", "bu kitle imha silahları", "kitle imha silahları buluduruyor", "kitle ihma silahları amerikan halkı ve tüm dünya için büyük bir tehdit" ve "nükleer silahları", "nükleer silahlar üretiyor", "nükleer silahlarla", "nükleer silahlarla tehdit ediyor"...

    ardından gelen yorumlar;
    "bush mükümetinin ırak savaşı aslında 11 eylülde başladı. bu tarihten sonra şavaşın başladığı tarihe kadar gördüklerimiz, savaş için geçerli nedenler ortaya koymak, yandaş toplamak ve savaşı uluslararası terorle mücadele kisvesinin altında gizlemeye, meşru hale getirmeye çalışmaktı. ırak hiç bir zaman ne amerika için ne de avrupa için ciddi bir tehdit oluşturmadı"

    "savaşa destek bulmak için sürekli aynı şeyleri tekrarlıyorlardı. 'ırak biyolojik ve nukleer silah çalışmalara tekrar başladı'; oysa 1991'deki savaşta bu fasilitelerin hepsi yokedilmişti. bu kadar kısa sürede, bir de ambargo altında tekrardan bu silah çalışmalarına dönmeleri çok zordu. başkan, dışişleri bakanı, donalt rumsfeld dahil tüm yetkililer bu konuda kesin kanıtlarının ve sağlam istihbaratlarının olduğunu vurguladılar fakat görüntülerin ve uydu fotoğraflarının hepsi 1991 yılındaki savaşta elde edilmiş görüntülerdi. çünkü 1997'de silah denetçileri ıraktan ayrıldıktan sonra bölgeden hiç bir bilgi edinememişlerdi. bunlar imha edilmiş fasilitelerin görüntüleri idi. cia tamamiyle etkisiz kalmıştı"

    görüntü; bush - "delillerimiz kesin. bir an önce harekete geçmeliyiz. daha fazla bekleyemeyiz. zaman düşmanlarımızdan yana"

    "ırak savaşının altındaki gerçek neden, amerika birleşik devletlerinin dünya üzerindeki üstünlüğüne karşı koyan, onun global amaçlarının önünde duran topluluk ve ülkelerin düşman olarak adlandırılmasından başka bir şey değildir"

    "11 eylülden hemen sonraki gün, beyaz sarayda toplantıda olan hükümet, olayın vahametinden çok kuyruğuna basılmış kedi gibi saldıracak yer aramaya çoktan koyulmuşlardı bile. ve rumsfeld tam olarak şöyle dedi; 'bu olayı global çıkarlarımız doğrultusunda ve ırak'a planladığımız harekata yönelik kullanamaz mıyız'..."

    görüntü; rumsfeld - "ırak'ta konuşlanmış olan teror grupları global barışı tehdit etmektedirler"

    "saddam* ne teröristti, ne de aptal. zalim ve diktatör bir liderdi evet. kendi hayatını ve ülkesinin geleceğini tehlikeye atacak kadar aptal değildi. 1995'te yaptıkları 'tüm biyolojik, nükleer ve kimyasal silah çalışmaları durdurulmuştur' açıklamasından sonra bu tür silahları üretmeye ne cesaretleri ne de ekonomik durumları yeterli olmuştur"

    "amerikanın öngördüğü ırakta konuşlanmış teror grupları tanımından çıkarılan yargı, usame bin ladine bağlı gruplar ile ırak işbirliği içinde idi. ama bu kesinlikle yanlış bir çıkarımdır. usame bin ladin ve saddam hüseyin her fırsatta birbirlerine tehditler savuran iki düşmandılar. ladin saddami islamiyetin yayılmasının önündeki bir engel olarak görüyordu. saddam da her fırsatta islami liderlere tehditler savurmaktan geri kalmazdı"

    "11 eylülden sonra yapılan tüm açıklamalarla amerikan halkına bu olayla ırak'ın bir bağlantısı olduğu çok net bir şekilde dikte ettirilmeye çalışıldı. amerikan halkı da buna gönülden inandı. savaştan önce kitle imha silahı üretimine kanıt olarak sunulan şeyler animasyon ve çizgilerden başka bişey değildi. hatta ırak'ta yerleşik bir kitle imha silahı fasilitesi bulunduğuna inanmayanlar için, kamyonların içine mobil kitle imha merkezlerinin olduğunu iddia eden çizgi resimler sundular. zaten istihbaratın bu tür kesin bilgiler edinmesi o dönemde imkansızdı"

    "bush yönetimi, 11 eylül sonrası afganistan kaynaklı bir terörden bahsederken, harekatta bulunmayı düşündükleri ülkelerin afganistanla uzaktan yakından ilgisi yoktu; ırak, iran ve kuzey kore..."

    "terorizmi yoketmek için bir ülkeye saldırırsanız insanlar durup, 'bi dakka bu terorle alakalı değil, bu sömürü, bu kolonileşme...' diyecektir. bu çok normaldir"

    • görüntü; bush - "ulusal istihbarat, saddam hüseyin yönetiminin 500 ton sarin gazı üretebilecek materyal ve teknolojiye sahip olduğunu delillerle önümüze sundu"

    "bush yönetimi açıklamalarında uluslararasi silah denetcilerinin 1991 yılında edinmiş olduğu bilgileri kullanıyor ve gerçekle alakası olmayan sayısal değerler veriyorlardı. denetçilerin son dönemde buldukları küçük kanıtları, bu büyük savaşın nedeni olarak göstermekte hiç bir şüphe duymadılar"

    • görüntü; bush - "ingiltere hükümeti istihbarat örgütü, saddam hüseyin yönetiminin afrika(nijerya)dan uranyum ve hammmadesi elde etmiş olduğunu bize bildirdi"

    "bu iddia konusunda kanıt olarak öne sürülmüş tüm delillerdeki, tarihlerin, imzalarin, isimlerin ve mekanların sahte ya da yanlış olduğu savaş sonrasında, nijerya yetkilileri tarafından kanıtlanmıştı. belgelerde adı geçen jeo wilson adlı eski istihbarat ajanı daha sonra canlı yayında tvye çıkarak böyle bir olayla bağlantısının olmadığını söyleyerek tüm amerikayı şok etmiştir. zaten hiç bir cia ya da fbi ajanı bu şekilde deşifre edilmezdi bunun bir düzmece olduğu başından belliydi. amerikanın böyle ucuz bir yalan söylemesi, bu savaşı ne kadar çok istediğini anlamamızı sağlıyor. daha da önemlisi böyle ucuz yalanların tüm dünya tarafından göz göre göre hazmedilmesi. bu da amerikanın gerçek korkutuculuğunun kanıtıdır"

    • görüntü: colin powell - "evet, istihbarat örgütümüz harekat için kesin kanıtlar toplayamamış olabilir ama bla bla bla..."

    "colin powell'ın önderliğinde yapılan son kanıt ve delil gösterme toplantısı tam bir tiyatro niteliğindedir. kesin kanıtlar sunamayan fakat gözleriyle 'ırakta kitle imha silahı var, ben biliyorum, lütfen inanın bana' mesajı vererek psikolojik bir şekilde savaşa zemin hazırladılar ve tüm dünya bunu tepkisiz seyretti"

    "o gün çok gülünç kanıtlarla geldiler. ırak savunma bakanlığına bağlı bir yetkilinin telefon görüşmesini ve görüşmede komik bir şekilde 'evet, işte hani bizim kitle imha silahımız var ya' gibi bir söylevde bulunulduğu iddia ediliyordu. acaba hangi aptal ülkenin hangi aptal yetkilisi böyle hassas konuları telefonda konuşurmuş"

    • görüntü; hans blix - "ırak'ta kimsayal silah üretimi yapan bir fasilite hakkında kanıt oluşturacak herhangi bir delile rastlamadık"

    "uydu fotoğraflarında görünen sıradan fasilite binalarını kitle imha silahı merkezi olarak tanıttılar. o binaların içinde ne üretildiğini uydu fotoğraflarıyla anlamak imkansızdır. bomboş bile olabilirler. içinde herhangi bi şey üretilindiğini bize hiç bir zaman kanıtlayamadılar. belkide o binalar sıradan fabrikalardı"

    • görüntü; colin powell - "güvenilir kaynaklar bize ırakta 100 ila 500 ton arasında kimyasal silah yapımında kullanılabilecek hammadde olduğunu bildirdi"

    "savaştan önce el-kaide ile ırak arasında herhangi bir bağlantı olup olmadığı hakkında 2,5 yıl boyunca araştırma yaptılar. ama en ufacık bir kanıt bile bulamadılar. 100-500 ton kimyasal silah üretiminde kullanılabilecek hammadde olduğunu ileri sürdüler. ama savaş sırasında hiç biri, ufacık bir bölümü bile ortaya çıkmadı. nerede bu 100 ton hammadde! nerede 500 ton sarin gazı hammaddesi, nerede nükleer silahlar ya da üretim merkezleri. hiç biri ama hiç biri savaş sırasında gözümüze çarpmadı"

    ve 19 mart 2003... 1991den kalma gece yanıp sönen ırak imgesinin tekrarı... bombalanmış, alevler içindeki ırak'ın görüntüleri, ağlamakta olan ırak'lı bir kız, kızgın bir ırak'lı baba, yıkılmış evler, çaresiz bakan kadınlar...

    çeşitli açıklamalar;
    • "pek tabi kimsayal ve nükleer silahların kanıtlarını yavaş yavaş buluyoruz", "bu kanıtlar her geçen gün artıyor", "savaş alanında yapılan incelemelerde bu tür kitle imha silahlarının bulunduğu gerçeğine gün geçtikçe yaklaşıyoruz", "bu kanıtları bulmak sadece an meselesi", "evet, şu an elimizde çeşitli kanıtlar var ama bu kanıtları harekatın ardından açıklayacağız"...

    • bush sıcacık odasında, bacak bacak üstüne atmışken; "sadece zaman... gerçek ortaya çıkacak"

    • donald rumsfeld; "bu zaman alan bir süreçtir........and eeeee.... they, they the they have had..."

    • bush blair ile yaptığı ortak açıklamada; "a aa i...i, i believe... i believe... certainly... that i, that... eeee... eee... we, we will, we will find the truth...and the truth is......... he, he is, he, he is delevoping the program for mass destruction..."

    • donald rumsfeld; "belkide biz bu kanıtları hiç bir zaman bulamayacağız fakat, bu kanıtların eskiden mevcudiyetini bize itiraf edecek kişiler bulacağız bundan eminiz... bu define haritasına benzeyen bir şey değil... uluslararasi silah denetcileri bir şey bulamadı ve biz de çok kolay bulmayı beklemiyorduk zaten..."

    • soru; is us credibility on the line over "weapons of mass destruction" in iraq? (güvenilirliğiniz sıçtı değil mi)
    bush'un cevabı; aaaaa ne demek istediğinizi tam olarak anlayamadım...

    belgeselde yukarıda yazılı olan yorumları yapan kişiler;
    - milt bearden (eski cia sovyet/orta doğu bölümü başkanı. 1964-1994)
    - rand beers (başkanın eski özel asistanı ayrıca ulusal güvenlik'e bağlı terorle mücadele konseyinin eski müdürü)
    - graham fuller (cia'e bağlı istihbarah konseyi eski müdür yardımcısı)
    - karen kwiatkowski (savunman bakanlığı)
    - john brady kiesling (atina büyükelçiliğine bağlı çalışmış eski politik danışman)
    - patrick lang (ortadoğu istihbarat eski başkanı)
    - dr. david macmichael (13 yıllık cia araştırmacısı)
    - scott ritter (1991-1998 yılları arasında uluslararası silah denetçisi(*) olarak ırak`ta çalışmış)
    - ve niceleri...

    bu insanlar acaba hala yaşıyorlar mı... (bkz: jfk suikasti ve derin devlet amerika)
  • belgeselde üstü kapalı altı çizilmeye çalışılan 11 eylül olayının derin devlet amerika tarafından kendi elleriyle, büyük ortadoğu projesine hız vermek için kurgulandığı gibi bir iddia da çıkarılabilir. pek tabi bu iddia doğruysa amerikanın ne kadar .... ..... (bkz: sansür)...... (bkz: kelimelerin yetersiz kaldığı an)...... olduğunu, çıkarları doğrultusunda, kendi insanlarını bile göz kırpmadan yok edebilecek bir zihniyete ve silah üreticilerine peşkeş çekmek, onları doyurmak, onları büyütmek ve bu sayede kendi ceplerinin dolması adına 1,5 yıldan daha uzun bir süredir süren katliamdan farklı olmayan bir savaşa tüm dünyanın gözleri önünde başlayabilen şeytanlığa sahip bir ülke olduğunu anlayabiliyoruz.

    (bkz: 11 eylul saldirisi komplo)
hesabın var mı? giriş yap