• yirmi ucuncu uluslararasi istanbul film festivali'nde cypher adli filmi gosterilecek olan 1969 dogumlu yonetmen. basarili.
  • paris je t aime de quartier de la madeleine isimli bir kisa filmi bulunan yonetmen.
  • 2010 yılının temmuz ayı itibariyle son filmi olan splice ın ülkemizde gösterimde olduğu yönetmen.

    naçizane tavsiyem gidip bu filmi seyretmeniz ve görüntülerden ziyade, onların ardındaki mesajlara yoğunlaşmanızdır.
  • tek atımlık yönetmenlerden. cube gibi enfes bir kapalı mekân geriliminden sonra beklentileri karşılayamayan gerilim filmleriyle (haunter, splice), ortalama bir film olan nothing ve cypher ile kariyerine devam etti ve tek hitli yönetmenlerden oldu. tabii olur da üzerindeki ölü toprağını atabilirse belki 2.hiti de çeker ama buna pek ihtimal vermiyorum. filmografisine baktığımızda gerilim türünü çok sevdiğini görüyoruz. bu türdeki dizileri de yönetmiş. yeni filminin stephen king'in romanından uyarlanacak oluşu ise şaşırtmıyor. king'in gerilim türündeki eseri in the tall grass'i uyarlayacakmış.

    hannibal'ın yönetmenlerinden olduğunu da belirtmek gerek. bölümün jeneriğine bakmazsanız dahi bir süre sonra bu bölümü onun çektiğini hemen fark edersiniz. ilk kez geçen sene katılmış yönetmen kadrosuna ve toplamda 6 bölüm çekmiş. 3.sezonun 6.bölümü onun çektiği son hannibal bölümü. 3.sezonun 4 bölümünü çekmiş (3x6, 3x3, 3x2, 3x1), 2.sezonun 2 bölümünü (2x10, 2x8). 3.sezonun bu denli sıkıcı olmasının bir nedeni de kendisi diyebilir miyiz? sadece kendisi değil. artık sadece kurguyla yapılan ebruli sanatından başka bir şeyi düşünmeyen senaryoyu yazan senaristlere de (bryan fuller) pay çıkarmamak zor. vincenzo beyin çektiği 1,2,3 ve 6.bölümlerin bayağı sıkıcı olmasının nedeni de "ebruli sanatına gönderme yapan rejisi". ne saçmalıyorum? 6.bölümdeki sevişme sahnesini izlerseniz adamın görüntülerle sanat yaptığını görürsünüz. enfestir, rejide döktürür ama bunun sıkıcılığı artırmaktan başka bir artısı olmaz. genelde de bu bölümlerinde yere düşen yağmur, kan damlasına; yere düşen bardağa yakın plan yapar. bu düşüşü slow motion'la size sunar. öykü de gerilimli, heyecanlı olmayınca, heyecanlı tarafları da bu slow motion'larla heba edilince ister istemez sıkıldım 1,2,3 ve 6'da. rejisi enfestir ama aynı zamanda sıkıcıdır. o lezbiyen sevişmesi de aklı alır. görüntülerle öyle şekillere imza atar, iki karakteri tek karakter haline öyle bir getirir ki bütün erotizmi yok eder, ama gene de aklı başından alır. tam da "what the fuck"lık bir durumdur. öte yandan öykünün gerektirdiği karanlık tonu ve atmosferi de zorlanmadan oluşturur. ama 3.sezonda kendisine sıkıcı bir senaryo verilince ortaya böyle sıkıcı bölümler koyuyor.

    orphan black'in de bir bölümünü çekmiş bu sene.
  • uzun zaman sonra aklıma düşen yönetmen. sabah panos cosmatos yazarken kendisini refere ettim sezgisel olarak. biraz daha araştırırken gördüm ki zaten beraber çalışmışlar. sürpriz olmadı.

    üstad boş değil. ilüstrasyon altyapısı sağlam. kıtanın karanlık işlerine parmak atıyor. çalışmaları

    marc caro misali kayıplara mı karışır, yoksa prodüksiyon alır mı emin olamam ama boş kalmaz gibi duruyor. işlerine bakarsanız hep o özgün estetiğiyle paralel projelerde çalışmış.

    babanın nihilist dokunuşları, varoluşsal takıntıları ve yüzmeyi sevdiği sular keyifli. ortamı, cemiyeti güzel. 4-5 işi dışında tüm çalışmalarını seyretmişim. tremors(ki orijinalini delicesine severim)'un reboot'unu aldı, pek bişi beklemeyin. stephen king uyarlamasını seyrettikten sonra ayrıca yazarım.

    hoca bir cronenberg değil ama enteresan; içinde bir fikir ve duygu taşıyan işler olduğunda içinde onu göreceğiz gibi duruyor.
  • in the tall grass filminin yönetmeni. bu filmi belki senaryo, oyunculuk vs açısından beğenmeyebilirsiniz ancak görsel açıdan muazzamdır.

    ot (evet bildiğiniz yol kenarındaki otlar) ile ilgili ne kadar güzel sahneler çekilebilirse o kadar çekmiştir.
  • özellikle ilk çıkışını yaptığı cube ve bilim-kurgu gerilim filmi cypher favorimdir

    ancak büyük bütçeli bir film yapma şansını bir türlü bulamamıştır, eline imkan geçse ne olurdu merak ediyorum
hesabın var mı? giriş yap