*

  • ab ve abd'nin közledigi* bir milliyetciliktir, bu bakimdan yükselen kürt milliyetciliginin özünde kürtlerle pek bir ilgisi yoktur, ayni köz eskimolara bile kuzey irak'ta bir devlet kurdurabilir.
    (bkz: közveren)

    8 sene sonrası editi: ya olaylar aslında tam olarak öyle değil.
  • dün tony blair tarafindan bir kez daha közlendirilen milliyetcilik. bununla da kalmayip ingiliz basininda churchil'in torunu tarafindan "dedemin en büyük hatasi kürtlere söz verip onlara devlet kurmamasiydi, bu yanlisligi gidermenin zamani geldi" tarzi bir makalesi de yayinlanmis.
  • ülkemizde yıllardır yaşanan "bizler" ve "biz olmayanlar" düşüncesinden yola çıkan ilginç paranoyalardan birisi.. buna göre bu ülkede yükselme hakkı olan tek bir milliyetçilik vardır; o da türk milliyetçiliğidir.. onun dışındaki bütün milliyetçilikler "tü kaka" olarak nitelendirilmeye mahkumdur (oysa ki milliyetçilik denen nane her yerde aynı boktur)..

    neyse efendim, öncelikle çıkıp "kürt yoktur len, onlar dağ türkleridir" deyip ondan sonra "aman dikkatli olun, kürt milliyetçiliği yükseliyor" demek, puşiden "ulusal giyim yaratmaya çalışıyorlar" çıkarımı yapmak (istanbul'da bir ara cccp tişörtleri giyen tipler türedi, acep sovyet milliyetçiliği de almış başını gitmiş midir?) nasıl bir paranoyadır anlamak mümkün değil..

    birileri ısrarla "bu ülkeyi bu toprakların insanları hep beraber kurdu, hep beraber yaşatacaklar" yerine "türkiye türklerindir, ötesindekiler (sayalım mı? lazlar, kürtler, ermeniler ve yazamadığım diğerleri) itaat etsinler (bkz: türksen öğün değilsen itaat et)" dedikçe, aksi bütün davranışları paranoya yaptıkça apo'dan, karen fogg un şeker kankalarından daha beter bölücü oluyorlar (aklıma öncelikle bir parti ve yandaşları geliyor ama söylemek istemem, sonra alınıyor insanlar)..
  • 2 (yazı ile iki)'den fazla insanın yanyana olduğu her yerde bir "öteki" vardır. problem olan, bir "öteki"nin var olması değil, öteki'ni yok saymak, kimi zaman yok etmeye yönelmektir. "bizler ve bizden olmayanlar" düşüncesi (bu ideolojinin ismini bilmem yazmama gerek var mı?) kendisinden başka herkesi "yok" sayar. diğerlerinin tek yaşama şansı kendisine köle olması, hizmet etmesidir. farklılıklara tahammül edilmez (ara: mermer ulan), en kısa zamanda törpülenme yoluna gidilir. oysa ki, farklılıkların karşılıklı olarak kabul edildiği, bunun yaşanılan coğrafyanın bir zengiliği olarak algılandığı, kimsenin kimseyi yok saymadığı bir ortamda kimse "bu bana öteki dedi yaa" demez. tersi durumlarda, doğal olarak, yok sayılan kendini belli etmeye, yaşatmaya çalışır, aksi takdirde yok olup gideceğini bilir (bu bahsettiklerimi toplumsal olaylara uygulamak da çok kolaydır).

    o yüzden bir adım geri durup bakıldığında, "yükselen kürt milliyetçiliği" mevzusunun/paranoyasının sadece ikinci ırak savaşı döneminde değil, ülkemiz tarihinin hemen hemen her döneminde bir şekilde ortaya atılmış olduğu açığa çıkar. az biraz hafızamızı zorladığımızda, cumhuriyet sonrasında mütemadiyen bu paranoya ile karşılaştığımızı görürürüz. bir zamanlar devletin bir bakanı tarafından savunagelen "saf türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları, vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı." düşüncesi, sonrasında "onlar dağ türküdür"e dönüşmüş, inkar politikası kar etmeyince işi "çamur at izi kalsın"a evrilmiş durumda. insan merak etmeden duramıyor, bu düşüncenin de mi kaynağıdır kürt milliyetçiliği?

    etki-tepki kanunu her zaman geçerlidir, farklı etnik unsurlar aynı bölgede yaşarken, bu unsurlardan birisinin milliyetçiliğinin artması/yükselmesi ötekisini doğal olarak tetikleyecektir. ancak öncelikli olan ilk tetiklemenin nereden geldiğini tespit etmek. zira türk milliyetçiliği yıllardan beri var, yıllar beri belli olaylara imzasını atıyor (maraş olayları, çorum olayları vs vs.. ara bonus: ülkücülerin terorist kabul edilmemesinin nedenleri). 80 sonrası milliyetçi hareketteki ivmelenmeyi sadece "kürt milliyetçiliği tarafından tetikleniyor" diye açıklamak ziyadesiyle eksik kalacaktır. bunca yıldır bu milliyetçi hareketi kürtler mi tetikledi?

    kürtlerin kendi kültürel yapısını korumaya çalışması, kendi dillerini geliştirme ve sonraki kuşaklara aktarma çalışması nedense bu ülkenin bölünmesine sebep sayılıyor, refleks tepkilerle, kaba kuvvetle yok edilemeye çalışılıyor hep. bu da pkk ve benzerlerinin ekmeğine yağ sürmekten öteye gitmedi bugüne değin. bu topraklarda yaşayanların ürettiği milyarlarca dolar silah tacirlerinin, bugün politika hayatımızın "en mümtaz yerleri"nde oturan kara para aklayıcılarının, kan üstüne çıkar sağlayanların (bu liste uzar gider) cebine gitti. bu yıkımın üstünde bir de binlerce insanın kanı var ki, onu neyle silecekler merak ediyorum.

    bu arada, hatırlıyorum da benzer bir fantastik tepki çerkezce talebi konusunda ortaya çıkmıştı. cheja'nın #3729768 numaralı entrysinde bahsettiği türkiye gazetesi kaynaklı yazı bu paranoyanın sadece kürtler konusunda ortada olmadığını gösteriyor (niye şaşırmadım). yakında insanların çerkez tavuğu yemesine dayanan "yükselen çerkes milliyetçiliği" temalı başlıkları, "çerkez tavuğu ile argüman yaratmaya çalışıyorlar" temalı entryleri görürsem şaşırmayacağım.

    (işin bir başka eğlencelik yanı milliyetçilik denen naneye laf söyledikten sonra kendi milliyetçiliklerini "ulusalcılık" adı altında sunanlar. memlekette bir zamanlar apo ile halay çekip, sonrasında postal yalayan parti başkanları oldukça, bu paranoyalar daha çok temcit pilavı misali masamıza konacak.)

    bonus (bkz: yaşadığı ülkenin etnik yapısına tahammül edememek).
  • hâkim söyleminin şu anki niteliği hakkında saf anlamda şovenizm ve faşizm olarak adlandırılmalı mı, demokratik toplum partisi (dtp) gibi "kürt sorunu"nu gündeme alan partiler de kürt milliyetçiliğine dahil mi elbet tartışılır ama bana aynı "yükselen türk milliyetçiliği" gibi mide bulandırıcı geliyor artık. önce yanlış anlaşılmaması için bir ön açıklama yapalım: herhangi bir "kimlik talebini" ve burdan yürütülen söylemleri milliyetçilik olarak ele alamayız elbette.

    tanıl bora, kimi web sitelerinde yaptığı araştırmada "anti-kürt hınç"ın yükseldiğini görebildiği gibi kürt milliyetçiliğinin de yükseldiğini söylüyor. hakikaten "kürt milliyetçiliği "de -web sitelerinde örneğin- oldukça yükseliyor, hatta pkk'nın çekim alanından da uzaklaşıp pkk gibi "kürt mhp'si" olarak da niteleyeceğim bir örgütten de fazla kof bir milliyetçilik üretiyor. ve daha da korkuncu azınsanmayacak bir kısmı resmen türklere düşman bir retorik üretiyor, bölgeyi daha da karıştıracak ve halklar arasında zaten sallantıda olan barışı bozacak "ayrılıkçılık" gibi talep de hiç çekinmeden kullanılıyor, dehşete düşürecek akıl almaz hakaretler kullanılıyor.

    bir itiraf yapayım: bir internet sitesinde gördüğüm, kendi çapında bilinen bir yazarın "türk'den dost olmaz" gibi türk solu dergisinin yaptığı kürt karşıtı yayınlardan hiçbir farkı olmayan bir yazıyı "faşistliğe" örnek olarak (diğer amaç da onu bunu "kürt faşisti", "ırkçılık" olarak suçlayan sözlük yazarlarına ders olsun diye) kürt faşisti başlığına girecektim ama yazıda hakikaten ağır hakaretler olduğundan ve alıntı olmasına rağmen "götümüze girebilir" kuşkusuyla aktaramadım. aktaramamın diğer sebebi ise, sadece bu örneği vererek konuyu aşırı ölçüde ıskalama endişesiydi. o yüzden genel hatlarla anlatmak istedim.

    geçmişte pkk gibi "ezilen ulus milliyetçiliği"nin yükselişini ve silâhlanışının nedenlerinden biri olarak türkiye cumhuriyetin hatalarından/yanlışlarından sayabilirdik, hâlâ da sayabiliriz ama bu "ezilen ulus milliyetçiliği"ni "bile" geçen, resmen şovenizme varan bu söylemler için farklı nedenler aranmalı, kolay bir şekilde "türk milliyetçiliği yükseliyor da ondan" gibi değerlendirilmemeli. benim aklıma gelen ilk neden olarak kuzey ırak'taki oluşumdan etkilenme var. ve bunu hamasi, şoven bir şekilde ele alıyorlar.

    ayrıca işin diğer kısmı dtp gibi partilere yakın duran kimi siyasetçilerin/aydınların bu konuyu pek gündeme getirememesi, kendilerine sorulunca da "kof milliyetçilik bunlar, tasvip etmiyoruz" diye üzerinde hemen hemen hiç durmadan bir kenara atmaları. tekrar yanlış anlaşılmaması için bir açıklama yapayım: bu kürt milliyetçiliğinin ürettiği şovenizmin sorumluluğu elbet kürt kökenli aydınlara yüklenemez, zaten görebildiğim kadarıyla güçlü karşı çıkışlar da var. ama bu andığım partinin siyasetçileri/aydınları da esaslı bir adım atmak zorundalar. bakın murat belge kürt meselesi konferansında ne demişti: "ben hayatımın büyük bölümünü türk milliyetçileriyle mücadele ederek geçirdim, şimdi aynı hareketi kürt ve ermeni aydınlarından beklemek de hakkım diye düşünüyorum" *

    kısaca, kürt milliyetçiliğinin yükselmesi bir sorundur ve artık niteliğinin de değiştiğini (ve artık daha da korkunçlaştığını) görmek lâzımdır. bence "tutarlı" bir karşı çıkış ve samimi bir çözüm isteniyorsa asıl olarak "milliyetçilik"le mücadele edilmelidir.
  • yoktan varolması iddiası insanı güldüren milliyetçilik. azınlık milliyetçiliğinin solculuk sayılması/@anakha'daki hatadan nasibini almış olsa bile, yakın tarihte kendi yükselen, dağları taşları aşan milliyetçiliğinin (hani şu kutsal bir ırk olanı diyorum) "öteki"lerinden biri olmuş bir etnik/kültürel toplululuğun kendisine benzer bir koruma seçmemesini beklemek köşeye sıkıştırılan kedinin elinizi öpmesini beklemek gibidir. bütün kabahatleri başkalarına atmaktansa, diğerlerinin kabahatlerinin sonuçlarıyla beraber kendi kabahatlerimize eğilmezsek (ki kabahatimiz yok diyenin iki paragraftan fazla yakın tarih okuduğundan şüpheye düşerim) bu birilerinin planı değil birilerinin üzerine plan kurduğu bir gerçek olacak. birilerinin bizim zaaflarımızdan faydalanmasıyla onları yaratması aynı değildir, kendimizi kandırmayalım.

    diğer açıdan da, problemin çözümünü kat be kat zorlaştıran bir milliyetçiliktir. milliyetçiliğin iyisinin olmamasından hareketle, buna destek vermem mümkün değildir. fakat bununla mücadele ederken kendimizdeki milliyetçiliği sorgulamamak, "benim hakkım var senin yok" demeye getirmek ayrımclığın en güzel örneğidir ve kaçınılası bir davranıştır. tabi kan değil de çözüm peşindeysek.
  • kocasından her gün dayak yiyen kadının, günün birinde cinnet geçirip kocasını uykusunda öldürüvermesine benzer..

    hani okuruz ya hep gazetelerde buna benzer haberler: "cani kadın kocasını hunharca katletti"..

    bonus: "şiddetli denir asi akan ırmağa/ hiç kimse şiddetli demez/ onu sıkıştıran yatağına" (bertolt brecht)

    edit ya da anlamayana ergi: caizdir demedik.. şaşılacak bir şey yok dedik.. aval olup maval okunmasın deyu..
  • kari/ koca gecimsizligi ile ortusturulmesine mana veremedigim yukselti.
    yetkili agizlardan daha yaratici ornekler ummak bencileyin metafor fukarasi gariplerin hakkidir. zira, seksist gergefli milliyetcilik tangasinin politik got uzerine gecirilmesi egreti durmaktadir. haliyle bu da biz dikizsever bunyelerde telafisi mumkun olmayan tatminsiz haller yaratmaktadir. misal; kabze dayamaya imkani olmayan kadinimizin, iddia ettigi haklarini kazanmak ugruna erkegin gotune dildo dayamasi mustehak midir? buyur pesinen pe$ verdim, burdan kay...

    (bkz: hadi o potansiyel var sende)
hesabın var mı? giriş yap