ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tip'in ikinci gezi kalkışması çağrısı
-
zamanında erdoğanlar türban yasağına karşı halkı sokağa dökerken terör daveti mi yapıyorlardı, aşağılık faşist köpek?
bu alçaklıklarınızı burnunuzdan fitil fitil getirmezsek bize de sosyalist demesinler, saray köpeği! siz maaşlı trolleri fetöcülerden beter etmezsek adam değiliz!
aym başkanının rte'nin önünde eğilmesi
-
buradaki tek yanlışlık ters tarafa eğilmiş olması. aksi yönde eğilseydi daha anlamlı olurdu. zira yargının durumu o yönde.
overthinking
-
(bkz: fazla düşünme sendromu)
bu konuda çok güzel bir yazı okumuştum geçen günlerde. oradaki bilgileri burda da paylaşmak istedim.
öncelikle her fazla düşünen insan overthinker olmuyo. bir overthinker olmak için:
1. geçmişteki olay ve kişileri, utandığınız anları düşünmekten kurtulamamak
2. yaşananlar ve yaşanacaklar için birçok senaryoyu kafada canlandırmak
3. kontrol edemediğiniz şeyleri sürekli düşünmek ve endişelenmek
4. başkalarının sizin hakkındaki düşünceleri hakkında endişelenmek
5. yeni kararlar almaktan korkmak ve zorlanmak
6 . boş zamanlarınızda hobi olarak ve gece yattığınızda uyku yerine düşünmeyi tercih etmek gibi birçok durumun bir arada olması gerekiyor.
bütün bunların yanında fazla düşünen insanlar üstün empati yeteneğine sahip, oldukça araştırmacı ve merak duyguları yüksek kişiler oluyormuş.
tam olarak "kötü" diye nitelenemiyor overthinking sendromu, çünkü gerçekten hayata katkısı olabiliyor. fakat bu ultra zihin yorgunluğu kontrol edilemezse hayatın akışından kopmaya ve hasta olmaya kadar gidebiliyor.
peki nasıl kontrol altına alınabilir bu durum?
tahmin ediceğiniz üzere zihni başka bir uğraşla meşgul etmek. uzmanlar kitap okumak, düşünceleri kağıda aktarmak, puzzle vs. gibi düşünme isteyen uğraşların etkili olduğunu söylüyorlar.
özellikle kitaplar birinci sırada geliyor. çünkü fazla düşünen insanların atak dönemlerinde zihinleri çok yoğun çalışıyor ve kitap okuyarak yaratıcılık seviyesini üst düzeye çekmek mümkün oluyor. yani krizi fırsata çevirmek diyebiliriz bu duruma.
yazıda birkaç kitap tavsiyesinde bulunulmuş ve bizzat okumuş bir insan olarak ben de (bkz: david burns- iyi hissetmek) tavsiye edebilirim.
ama tabii ki ben bir bilirkişi değilim, durumunuz kitaplar ve basit önerilerle aşılacak bir durumda değilse bir psikolog desteği almak en doğrusu.
1.70'lik kocasına dağ gibi kocam gitti diyen kadın
-
gücün, sadakatin, aile içi sağlık ve huzurun boy ile alakalı olduğunu zannedip bu platformda başlık açıp sıçmık giren bir troll'ün eleştirdiği eş beyanı.
edit: başlık başa
yaş ilerledikçe katlanılması zor şeyler
-
karşı cinsten biriyle tanışmak, tanıştırılmak.
gerçekten panik atak oldum artık. hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçiyor biriyle tanışacaksam. rol yap, gülümse, saçmalama... yeterrrr diye bağırma hissi.
çoğu yalnızlık demiş ama, huzurlu bir yalnızlık gibisi yok. yaş ilerledikçe sokakta, ortamda aşık olma olasılığının neredeyse olmadığını bilmek gibi kötü bir his de yok. mantık önde, paronayaklık arkada allah allah diye işe gidip gel. karşına biri çıktığında da aman evli mi, çocuğu mu var, manyak mı diye düşünmekten delirmemek elde değil. sonra türk kızı şöyle, türk kızı böyle diyip duruyorsunuz. korkuyoruz sizden bi anlayamadınız.
neyse yine dağıldım sonuç yalana, aldatılmaya katlanma tahammülü azalıyor yaş ilerledikçe.
bacak antrenmanı yaparken bacağı kırılan kadın
-
açmayın beyler harf inkılabı.
yedi gazetenin aynı gün aynı başlığı atması
-
ülkemin rezaletlerindendir.
http://i.imgur.com/b88huop.png
sonra biz satılmış medya dediğimizde kızıyorlar.
edit: link patlamıştı değiştirdim.
bir edit daha: 7 imiş. http://3.bp.blogspot.com/…n-7-haziran-2013-cuma.jpg
son edit: linkte 7 manşet bir araya getirilmiş imajı değiştirdim.
3 eylül 2012 beytüşşebap saldırısı
-
sabah otobüsle işe gidiyorum. bir teyze telefonunu çıkarıp birini aradı, sima olarak tanıdığım şeker bi teyze, nihayetinde her sabah aynı otobüsteyiz. "haberleri aç, şehit varmış takip et." dedi.
sonra telefonu kapattı. yanında oturan adam:
- şehit mi varmış?
+ evet.
- kaç kişi?
+ 9 taneymiş. (sesi titredi)
- hay allah ya, nerede peki?
teyze nerede olduğunu söylerken "oğlum orada asker" diyerek ağlamaya başladı. bok gibi bi sessizlik bürüdü otobüsü, biri peçete uzattı. durağım geldi, indim.
haftaya bok gibi sessiz başlatan saldırı oldu özetle.
not: bu entry 28 şubat 2016 ekşisözlük direnişi süresince katalanca olarak sunulmuştur. (bkz: bütün entry'lerini katalancaya çevirmek) bundan çok daha kaliteli yüzbinlerce entry bu süreçte yok olmuştur. bir zamanlar devletin milletini ebleh yerine koyması yasaktı, bazı yasaklar özlenebiliyormuş.
sadece çaylaklarca favorilenme mutsuzluğu
-
aynı duyguyu gsm şebekesi mesaj gönderdiğinde de tadarsın.
(bkz: acaba sadece bana mı oluyor diye düşünülen şeyler)
edit: sevgili çaylaklar favorileriniz sayesinde depresyona girdim. çıktığımda hepinizin fav tuşuna acı biber sürücem. adamlara bak; "madem mutsuz oluyon, geber pezevenk" diye abanmışlar favori tuşuna. bu mu sizin psikoterapi anlayışınız?
lan hemen dramatize etmişsiniz olayı hem. geyik yapıyoruz şurada. yoksa biz de sizin gibi çaylaktık. üstün belagat ve edebi yeteneklerimiz sayesinde yazar olduk .* . ezikler sizi.
edit2: ssg sırf ben üzülmeyim diye favorilemiş. lan olum daha evvel söylesene ben senin entry'lerini okuyorum diye. o kadar çaylağı ayağa kaldırdık boşu boşuna.*. hem senin nickin niye en başta görünüyo bakim?
sevgilinin söylediği unutulmayan sözler
-
''uçurumun kenarına kadar gelip, aşağı bakıp geri dönüyorsun. oysa aşağı atlasan ben seni tutacağım, görmüyorsun'' - güven sorunu yaşadığımı farkedince.
not : bana güvenmediğini söyleyerek ilişkiyi bitirdi.