hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.

  • bizim sülalede erkek sayısı az. ben de en küçüklerden biriyim. bu nedenle ben hala bekarken kuzen çocukları birer birer evleniyor. allah var hepsi de çok güzel, akıllı kızlar. fakat sanki sosyal sorumluluk projesi yürütüyor gibi nerde çirkin, loser adam var gidip onları buluyor bizim kızlar. işte büyük kuzenlerden biriyle bunu konuştuk bir gün. sonra gençler de geldi hep beraber oturuyoruz. kuzen bizim bu saptamamızı paylaşma isteği duydu:

    - yav hepiniz de çok güzel kızlarsınız. yani sizin gibi güzel kızlar neden gidip tipsiz herifleri bulur hep, merak ediyorum.
    - gerçekten mi soruyorsun dayı?
    * yavrum gerçekten soruyorum.
    - karına sorsaydın o sana cevabı söylerdi dayı.

    adam eşek tepmişe döndü resmen. ulan dedim iyi ki gaz verip ona sordurmuşum yoksa kapağı bana takacaklardı.

  • niagara şelalesini türk bir arkadaşla gezerken, arkadaşıma:
    "arkadaş! gittiğim her ülkede her yerde türk görüyorum, ama burda yok ne tuhaf" dememle omzumda bir el hissedip, ardından "gardaş biz varık yozgat'tan geliyom, nivv york'ta berberim"i duymamdır.

  • başlık: dünyanın en gerçekçi bilgileri

    @1- insanlar ağızları ve burunları kapalıyken konuşamazlar.

    @2- gözünüzü 10 saniye kapatırsanız, 10 saniye boyunca hiçbir şey göremezsiniz.

    @3- sıcak su soğuk suya göre daha sıcaktır.

    @5- kafanızı keserseniz ölürsünüz (evet her ikisini de)

    @6- eğer donunuzu indirmeden işemeye çalışırsanız donunuza işersiniz.

    @13- birinci doğru galiba beyler. diğerlerini de deneyeceğim.

  • eşeklerin namusu tehlikede değildir. bu durumun çomarları endişelendirmesine ise anlam verilemez.

  • iki vasat insanın konuşmalarını okudum. biri zavallı düşük zekalı bir mahalle kızı, diğeri de ''sen güzel misin peki, kalbin güzel mi'' hahaaa diye sığırca sorular soran orta doğulu gereksiz bir tip.

    bence birbirinizi bulmuşsunuz bir deneyin derim.

  • bugün içerenköyde şimşek fırına alışveriş yapmak için girmemle başladı olaylar. ne alsam diye bakınırken yanıma yaşlıca başörtülü bir teyze geldi. önce koluma dokundu ne olduğunu anlamadan irkilmemle birlikte korkma dedi. sonra herkesin içinde bu vaziyette sokağa çıkılmaz, böyle giyinemezsin dedi. ne var halimde deyince görmüyor musun halini dedi. bana göre görülmesi gereken bir durum yoktu çünkü... ince askılı diz hizasında bir elbiseden bahsediyorum. teyze ben de sorun yok sen benden uzaklaş deyince bu sefer kendisine yandaş bulmak için çalışanlara beni gösterip dinimizde bu şekilde giyinmenin günah olduğunu, başımıza ne geliyorsa bizim gibilerden dolayı geldiğini söylemeye başladı. orada çalışanlar ki sonradan biz onay vermedik size yapılana dese bile o zaman neden haddini bildirmediniz? neden ben hakkımı savunurken size hak veriyoruz, sizinle bu şekilde konuşamaz demediniz. kimse kimseyi giydiği kıyafet ile yargılayamaz. istediğimi giyerim buna kimse karışamaz. bu ne kendiniz bilmezlik? bu ne hadsizlik? sen kendinde bu hakkı nasıl buluyorsun?

  • her ofiste demirbaş olarak bulunan elemandır. 'bizim ofiste yok' diyorsanız size kötü bir haberim var.

  • rahmetli babam, bir gün akşamüstü eve gelmiş, arabayı park ediyormuş. tam o sırada, apartmandan çıkan komşumuz, babamı " gidiyor " sanıp, " abi, beni de .......... 'ye bırakır mısın ? " deyince. babam hiç bozuntuya vermeden, sanki yeni çıkıyormuş gibi yapıp, komşumuzu istediği yere bırakmış.

    bırak akbil için para almayı, komşuya " ben yeni geldim " diyemeyecek kadar nazik bir adamdı benim babam.

    vefat ettiği günün gecesi, onunla ilgili eşten dosttan bunun gibi onlarca anı duydum. onlarca kişinin babamı anlatırken, gözlerinin nasıl parladığını, " o'nun gibisi yoktu " deyip ağladıklarına şahit oldum. babam bu " mallık " ları yüzünden çok sevildi.

    trilyoner olsan ne yazar, önemli olan sen öldükten sonra, arkandan nasıl konuşulduğu. " bırak şu pezevengi " de denir " o'nun gibisi yoktu " da denir. ben, bizzat tanık olduğum için; babamın gibi cenazesi olamayacak kişiler için üzülüyorum. yazık çok yazık.

    zorunlu edit: başlığın orijinal hali " başkası için akbil basıp parasını almayan mal " şeklinde idi. aslında ben o " mal " kelimesine kızıp, bu entry'i yazmıştım. lüften entry'i okurken, orijinal başlığı göz önünde bulundurunuz.

    bana seneler sonra bu açıklamayı yapma gereği hissettiren ferrarisi olmayan adam'a, vita es morte'se ince görüşleri için minnetarım. ayrıca yaklaşık üç yıldır, mesajla başsağlığı dileyen, babam hakkında güzel yorumlar yazan herkese teşekkür ederim. etkilendiyseniz siz de güzel insansınız. tüm bu dualarınız, enerjiniz babama malûm olur inşallah.

  • "*bourdieu'ya göre sermaye, sosyal “ayrım'ın* aracı ya da enstrümanıdır. yani, sermayeye erişim, sermayeye sahip olmak vb. yoluyla, sosyal sınırlama ve hiyerarşi vuku bulur. ya da, sermayenin toplumsal sınırlama için bir oyun olduğu söylenebilir”. bu manada sermaye, hem aktörün içinde bulunduğu sosyal alanı hem de aktörün ait olduğu habitusu belirler." kaynak

    deren talu da sahip olduğu beden sermayesini* (ek.) sosyal hiyerarşide yer edinmek için kullanan ve farklı sermaye türleriyle*** piyasada* takasa sokarak genetik sermayesini sosyo-kültürel/ekonomik hiyerarşide** birkaç basamak daha tırmanmak ya da başkalarının tırmanmasını ve sınıf/habitus geçişkenliğini kolaylaştırmak için metalaştıran bir kızımız gibi duruyor. başlığa bakılırsa bu ticaretin alıcısı da var.

    aslında tüm sosyal ilişkiler, etkileşimler, örüntüler -özünde- sahip olduğumuz sermaye türlerinin takası ile ortaya çıkan piyasa faaliyetlerinden başka bir şey değil.