hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: mal beyanı)

    hatırlıyorum da, sevgilim askerden yeni gelmiş ve işsizdi, benim iş çıkışıma geliyordu 1'er çay içiyorduk, evim ve işim arası yürüme mesafesiydi, sevgilimin evi de çok uzak sayılmaz*
    bazı akşamlar beni eve bıraktıkdan sonra evine kadar yürüyormuş, sonradan öğrenmiştim ben bunu, daha da güzel oldu öğrendikten sonra o çayın tadı...

    şimdi nerde istersek orada içeriz çayı, nereye istersek gideriz... ama hiç biri o günlerin yerini tutmaz. yine mutluyuz tabi fakat o günlerin fedakarlığı ayrı...

    bunu düşünen hiç sevmemiş ve sevilmemiş, ya da sevilse de farketmemiş... 1 simiti ikiye bölüp tıkınmamış, kara kışta 5 liralık kestane kebapla ellerini ısıtmamış...
    yazık...

  • lüks araçta kokain kullandığına ilişkin görüntüler ortaya çıkan eski akp genel merkez personeli kürşat ayvatoğlu, "kokain değil, şaka amaçlı pudra şekeri çektik" dedi, adli kontrolle serbest bırakıldı.

    edit: ulan 82 milyon gördü adam hala utanmadan yalan söylüyor

    edit-2: yıllarca o kadar dirsek çürüttük, bu adamın şimdiki servetini ömrümüz boyunca çalışsak kazanamayız, aksini düşünen var mı

    https://ankaragazetecisi.com/…di-serbest-birakildi/

  • benim anlamadığım nokta şu.
    müslüman erkeklere ve kadınlara "nefsinize hakim olun cennete gireceksiniz" minvalinde ayetler öğretiliyor.
    hatta hayatları bunun üzerine kurulu oluyor falan.
    karşılığında da cennet vaad edilmiş ve bu insanlar deli gibi cennet arzusuyla yanıyor.
    yani bu şekilde anlatıyorlar bildiğim, gördüğüm.

    eee şimdi bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
    nefsine hakim olma meselesini bu kadar aleni şekilde küçük çocuklar gibi karşı tarafa yüklemek ve kendini nefsine hakim olamamak vebalinden kurtarmak için kadını suçlamak ne demek?

    allahı kandırmaya çalışmak değil midir?
    yani her kul bildiğim kadarıyla günahından mesul iken "ama o da çok açık giyiniyordu" diye bir bahaneyi nasıl sunabileceksin tanrına? sana "o onun meselesi" dediğinde ne diyeceksin?

    yani kafalar gerçekten çok karışık. en basit öğretilerde bile milyonlarca fire veren bir topluluk.

    edit: imla hatası.

  • mutfaktaki çöp kovası.

    eşimde gözlemlediğim durum bu. cünkü eline gecen her atığı, çöpü neresi denk gelirse artık muhtelif yerlere bırakıyor. tabi ben de arkasından topluyorum. henüz çöp kovasının varlığına adaptasyon saglayamadı.

  • commodore 64'ümün mavi ekranından sonra bana bir rüya gibi gelmiş işletim sistemiydi. ilk defa 97 yılında tanışmıştım bu os ile ve henüz 8 yaşındaydım o dönem. o zaman bile bana kullanımı çok basit gelmekteydi. bu yüzden windows'un yeri çok ayrıdır ben de. şu an bile adını sol frame'de görünce heyecan yaptırdı adama win95.

    hoş hala daha çok basittir windows'un kullanımı. şu an 6-7 yaşındaki veletler bile çatır çutur kolayca kullanabildiklerini düşününce, benim; "o dönem kullanımı çok basitti yua" dememin pekte bir havası yokmuş lan aslında.