hesabın var mı? giriş yap

  • bu tür haberler mısır'dan filistin'den falan gelirdi de gülerdik... ülkenin gele gele geldiği nokta burası işte amk.

    ibret-i alem için şişme noel baba'yı siksinler de rahatlayalım... hayır bu noel baba olayına dünyanın başka hiçbir yerinde bizim kadar takan var mı acaba merakta etmiyor değilim hani...

  • 5 dakikalık mesafeye bile laf etmeden gelen, her seferinde kalite ortalamasını yukarıda tutmayı başarabilmiş bir girişim tabi ki hödük taksicileri sinirlendirecektir. keşke her şehirde olsa. keşke mezraya kadar girebilse.

  • istanbul'da bostancı ile küçükyalı arasında kıyı şeridinden yaklaşık 700 metre uzaklıkta bulunan, bizans döneminde din adamları ve sürgüncülerin yaşadığı, istanbul'un 10. adasıdır. dönem içerisinde birbirine rakip olan patriklerden önce aziz ignatius, sonrasında ise aziz fotios patrikliğin başına geçmişlerdir. ortodoks ve katolik kiliselerinin ilk ayrışma süreci, bu dönemlerde vordonisi adası'nda yapılan görüşmeler neticesinde başlamıştır.

    vordonisi adası'ndaki manastırın ismi ise satyros manastırıdır. adını ise kehanet, büyü ve doğa olaylarını kontrolü altında tuttuğuna inanılan pagan tanrısı satir'den almıştır. 1010 yılındaki istanbul depreminde granit kayalıklar üzerinde yer alan diğer 9 ada hasar almazken, alüvyon bir tabakaya sahip olan vordonisi batmıştır. bu adanın zamanının büyü ve maji merkezi olduğu söylenmektedir.

    son zamanlarda ada çevresinde kuzey atacan ve ekibinin yürüttüğü çalışmalarda, iletkenliği çok iyi bir derecede olan altın,bakır ve bilinmeyen bazı metallerin alaşımından oluşan yaklaşık 10 kilogramlık bir başlık bulunmuştur. yine kendi araştırmalarına göre insan melezi bir varlığa ait olduğunu düşündükleri bu garip başlık, o zamanlarda esir olarak alınan melez bir varlığın etrafına zarar vermesini önleyici bir nesne olarak kullanılmıştır. bu melez varlığın da büyü işlerinde kullanıldığı tahmin edilmektedir.

  • cep herkülü;

    naum salamanof, böyle yazmam samimiyetimden degil türkiye'ye gelmeden bulgaristan'da kullandıgı isim oldugu icin, kücücük boyuna bakmadan yeri geldiginde 180 kilo kaldırıp hayretlere gark ederdi bizi. o halter salonlarında yan tarafta bulunan beyaz toza güvenmez, öle adettendir diye onu ellerine sürerdi.

    1986 yılında bu naim avusturalya'ya bir $ampiyona icin gider, tabi bulgar gizli servisinin elamanları her an naim'in ensesinde. adamlar gizli servis kacabilir korkusu had saffada.. naim yemege gider arkada$larıyla, arkada bulgar gizli servisi. beyaz renalult toros kullanıyorlardır illa.. niye bilmem sol aynasıda olmaz bu torosların..
    neyse naim yolda bi ali cengiz oyunu yapıp araba degi$tirir. bulgar gizli servisi falan kalmaz ortada. hemen türk konsolosluguna gider naim.. ve $ok naum'un ilk iltica talebi kabul edilmez. naim hemen melbourne'de bir eve gidip sinirinden 200 kilo falan kaldirir.. dört gün falan evde oturur, bu sıra devreye turgut özal girer ve naim ikinci gidi$inde iltica talebi kabul edilir..
    avusturalya hükümeti naim süleymanoglu'nu bir gun boyunca sorgular. en sonunda inanırlar bu aslan parcasına kendi istegi ile gittigine.. türkiye'den özel bir diplomat gider turgut özal özel ucak falan gönderir, ucakta halter bile vardır naim yolda sıkılmasın diye.. ucak önce londra'ya gider oradan türkiye'ye varır. naim bol bol $ampiyon olur, turgut özal'ın elini öper, time dergisine kapak olur, saclarını üfler..

    o dönem icin örtülü ödenek diye bir $ey ögretir bir de bize naim. meger böyle bir havuz varmı$, bi$i oldugu zaman devlet onu kullanabiliyormu$.. 1 milyon doları bulgar hükümetine boca etmi$iz o dönem. sonra tansu ciller di stefano'nun jubile macı icin 5.5 milyar verdi iyice akıllara kazındı..

    naim türkiye'ye geldikten sonra halter'de patlama oldu. mahalle aralarında herkes ta$, kaya falan kaldırır oldu. nasıl bir dönem naumoski'nin terini formasının yakası ile silme hareketi varsa, naim'de bize agır bir $ey ta$ırken sacımızı üflemeyi ögretti.
    sokaklarda biraz güclü adamlar sizi böyle omuzlar, ''ve naim silkmede rekor kırıyor'' diye bagırırlardı ''ulan bir dur'' demenize aldırmazlardı hic.

    bugun karate salonlarında kafalarıyla kiremit kıran adamları bile ben naim'in rekorlarına baglarım.

  • malatya/ arguvan’dan net görülen doğa olayı, yaklaşık bir saat kadar önce düşmeye yakın yeşil bir renk alıp düştükten sonrada gökyüzünün çeyreğini kızıla boyadı. traktörle çift sürerken görmek de ayrıca güzeldi benim için. ve fakat umarım kimseye zarar vermemiştir. zira tepelerin ardında epey büyük bir ışık çıktı düşünce.

    bu arada babam traktörleri durdurtup “ daha yeni iyi aydınlandı ortalık böyle devam ederse sabaha kadar tarladayız“ dedi. hangisine şok olayım bilemedim.

    edit: yıllardır yazmıyorum sözlüğe, bir takım tenekeler mesaj atmış, çok güzel troll ehe ehe diye. o troll dediğin ben değilim, sabah mazotu 5,87 den bize kaktırtanlar troll. avukatım, adliye kapalı diye geldim adama destek olsun bazı seneleri zararla kapatıyor işçi tutmasın, hem bizde de iki aydır ofis kapalı yardım edeyim adama deyip sen fosur fosur yatarken ben bu mevsimde 6-7 derecede tarla sürüyorum. ben 15 sene önce burda yazmaya başlayınca çift sürmek nedir bilen adamlar vardı. ne ara buralarda demirin tuncu insanın .... hüküm sürmeye başladı ona şaşırdım. göktaşı falan hikaye, asıl göktaşı çiftçiye çoktan çakıldı biz şimdi ışığını görüyoruz.

  • bugün siparişimden bambaşka ürünler (yaş kedi maması) çıkınca müşteri hizmetlerine canlı bağlandım. birkaç dakika içinde tekrar sipariş oluşturuldu ve mamaları sokaktaki dostlarımızla paylaşmam rica edildi. bir kez daha başka bir ülkede yaşıyormuş gibi hissettirdi. teşekkürler amazon.

  • şimdi türkçe'nin muhteşemliğine şahit olun. yazık ki, bu tür kelime türetme usulü unutulmuş:

    geriye doğru > kaçmak

    ileriye doğru > koçmak/koşmak (koç da aynı kökten)

    yukarıya doğru > kuçmak/uçmak (kuş da aynı kökten)

    yana doğru > keçmek/geçmek (geçit ve keçi de aynı kökten)

    aşağıya doğru > köçmek/göçmek (köçek ve göçük de aynı kökten)

    ****

    geriye doğru > çekmek

    ileriye doğru > çakmak, çokmak/çomak

    dışarıya doğru > çıkmak

    aşağıya doğru > çökmek (çökelek, çökelti)

    ***

    takmak

    tekmek/tekme

    tikmek/dikmek(diken)

    tokmak

    tökmek/dökmek

    tükmek/tükürmek

    ***

    geriye doğru > sakmak(saklamak)

    zemin üstünde sıçramalı > sekmek

    dışa doğru, içeriye > sokmak

    içten dışa > sökmek