hesabın var mı? giriş yap

  • bundesliga'yı takip edenler zaten dün neler yaşandı bilir ama bilmeyenler için kısaca anlatayım.

    dün bayern münih mainz'a yenildi ve böylece dortmund deplasmanda maçını kazanarak bayern ile olan puan farkını farkını 8'den 5'e indirdi. üstelik sadece 2 gün sonra dortmund-bayern maçı var. yani dortmund yenerse aradaki puan farkı 2'ye iniyor. bayern'in şampyonluğu kaybedeceğini kimse beklemediği için almanya'da herkes haliyle olayın şokunda hala.

    tüm bunlar yaşanırken dün mainz'in dortmund'un twitter hesabına attığı aşağıdaki twitle, bayern'in de dahil olduğu süper bir diyalog yaşandı.

    mainz'in dortmund'a attığı bahsettiğim twit ve dortmund'un cevabı,
    https://twitter.com/…05en/status/705139760139005952

    bayern'in mainz'a cevabı,
    https://twitter.com/…yern/status/705156047238008832

    belki çok acayip bir olay değil ama bunlar türkiye'de asla yaşanmayan hadiseler olduğu için futbolun güzelliklerini unutan halkımız için futbolun ve spordaki diğer bütün alanların aslında sadece eğlence için var olduğunu hatırlatmaya vesile olabilir umuduyla paylaşmak istedim.

  • günlüğünden şu iki sözü çok tuttuğum adamdır:

    ''iyi bir insan utanç duyabilmeli, bir köpeğin karşısında bile...''

    ''bir adam ve bir kadın, birbirleriyle ne yapacaklarını bilemedikleri için evlenirler.''

  • daha dur insafsız, adamlar çözeceğiz demiş. üstünden bir gün bile geçmeden rezalet başlığı açılır mı? insanlık olarak biraz tırt bir hale geldiğimizi düşünmekteyim.

  • sömestr tatilinden önce kızımın okuluna gittim. öğretmenin de fotokopi işi var, çocuklara dağıtacak. bizim veletleri göndermeye kıyamıyor, kendi uğraşıyor. beni görünce "akck hanım, siz biraz ilgilenin. ben fotokopileri çektirip geliyorum." dedi. "hadi devam edelim okumaya, eren sen başla." dedim. "nereden başlamamı istersin canım?" dedi. ilk darbeyi yedikten sonra ben toparlayana kadar sınıf savaş alanına döndü. arkadaş birine sus dersin, öteki konuşur, biri susar, diğerinin çişi gelir. o minnak çocuklardan çıkan sesin desibeli mevcut modern ölçme cihazları ile ölçülemez bile.
    durum bu iken, bu insanlar sizin evde dizginleyemediğiniz çocuklara günlerini adıyorlar. evet bu onların işi, evet bilerek seçtiler ancak seçerken maaşlarını ve şartlarını da gözettiler. kaldı ki bu devirde ayda 2.500 tl maaş almak komik bir rakam. insan gibi yaşayayım desen yaşamazsın, gidip bir yerde bir yemek yiyeyim, sonra da sinemaya gideriz desen 5 kez düşünürsün. ancak bitmedi öğretmenler ile derdiniz. sizin o (benimki de dahil) iflah olmaz veletlerinize günde 1 saat katlanmam için bana ayda 2.500 tl verseler, 1 ayın sonunda ya akıl hastanesine daimi misafir olurdum ya da arkama bakmadan kaçardım. az insaf, az saygı...

    bildirendirme editi: ayrıca ücretli öğretmenler, çalışma saati başına para aldıkları için; zorunlu ya da resmi tatil olan her gün ve saat maaşlarından kesiliyor. öğretmenleri değil de, devletin emek hırsızlığını sorgulayalım bence. bakarsınız sonra her birimiz emeğinin karşılığını tam almasa bile emeğimize yakın bir para ile insanca yaşayabiliriz.

    teşekkür editi: monami'ye düzeltme için teşekkürler.

  • “nemsin be? sevgili, dost, yâr, arkadaş. hepsi. en çok da en ilk de leylâ'sın bana. bir umudum, dünya gözüm, dikili ağacımsın. uçan kuşum, akan
    suyumsun.”

    her yazısında, şiirinde bir kez daha hayran kalıyorum.

  • eski formunu yakalamış olan yazar/çizer.

    *

    okul, muhtemelen 3., 4. sınıf, öğretmen, öğrenciler:

    öğrt: birinci dünya savaşı kaç yılında başladı?

    öğrencinin biri cevap vermek için kendini yırtar... ama öğretmen görmek istemez...

    öğrn: öğretmenim!! öğretmenim!!
    öğrt : kimse bilmiyo mu?..
    öğrn : öğretmenim! ben ben!!
    öğrt : başka?
    öğrn : öğretmenim!!!
    öğrt : hiç biriniz çalışmadı mı evladım?
    öğrn : öğretmenim öğretmenim!!
    öğrt : nolur lan biri daha kaldırsın parmak!..
    öğrn : ben ben!! öğretmenim!!!
    öğrt : yanlış da olsa kabul edicem... hadi..
    öğrn : öğretmenim!!!
    öğrt : alacağınız olsunlan... peki korhan tamam... sen söyle...
    öğrn : at y.rrağı!!!
    öğrt : memnun musunuz şimdi?

  • sabahları camdan aşağı tükürüp duran, beni her gördüğünde "sen ezgi misin? senin bende mektubun var. *" diyen çılgın üst komşumuz 90 yaşındaki himmet dede kapıda kalmıştı. kapının üstünde anahtarını unutmuş, cebinde de yedek anahtarı kapıyı açmaya çalışmış ama başaramamış. tam kahvaltıya oturmak üzereyiz, gelmiş bizim kapıya elleriyle dizini dövüyor, "ne yapacağım ben!" diye.

    çıktım yukarı. kapıyı biraz zorlayıp, sarstım. sanırım bir süre sonra arkadaki anahtar geriye kaçtı ve ve diğer anahtarla kapı açıldı. nasıl mutlu oldu, ne dualar etti canım benim. neyse, aşağı indim. oturdum kahvaltıya. o sırada evde şekerin bittiğini fark ettim. "neyse çayı şekersiz içeriz" diye düşünürken kapı çaldı. himmet dedem elinde bir kase küp şeker "evde bir tek bu vardı. teşekkür için getirdim" diyor. o sırada evdeki herkes şok.

    sanırım o zamandan sonra kimimiz allah'a, kimimiz karmaya inandı. kimimizin de sikinde bile olmamış olabilir olay. emin olamadım.

    edit: himmet dedem 2 hafta önce vefat etmiş lan.

  • " ben çocukken beşiktaş ve galatasaray'ın şampiyonlukları toplamı fenerbahçe'den azdı." söylemi doğru olan televizyon sunucusu.

    güntekin, 1971 doğumluymuş.
    1984 yılında 13 yaşında bir çocuktu ve 1984 yılında fenerbahçe’nin 11 beşiktaş’ın 4 galatasaray’ın ise 6 şampiyonluğu vardı. ((11>(6+4))

  • muhafazakar bir ailenin çocuğuyum. akrabalarımın rahat %80'i ak partili. babam yıllarca asgari ücretle günde 12 saat geceli gündüzlü çalışmış bir ak partili. sn. recep tayyip erdoğanı gönülden seviyor ve aleyhine tek laf dahi ettirmiyor. bense şu anda 20 yaşındayım. desteklediğim ve beni bütünüyle temsil ettiğini düşündüğüm bir parti yok. siyasetle fazla ilgilenmiyorum. babam chp genel başkanı sn. kemal kılıçdaroğlunu hiç sevmiyor, alevilere karşı bir ön yargısı var ve ülkenin çok iyi durumda olduğunu söylüyor.
    bu sabah işim gereği erken kalktım ve dışarı çıktım. adalet yürüyüşü o sırada geçiş yapıyordu. vaktim vardı izlemeye başladım. komşumuz geldi selam sabah sonrasında kendince fikrini belirtip gitti "bir tane doğru adam yok". komşumuz da aynı gelir düzeyine sahip normal bir muhafazakar.
    akşam yemeğinde lafı açıldı. babamla biraz münakaşa yaşadım. başta dediğim gibi partiyle vs. alakam yok ama bu ülkede ana muhalefetin 68 yaşındaki genel başkanı ankaradan istanbula arkasında binlerle yürüyorsa hele bir de bu insanların tek talepleri ve sloganları hak, hukuk, adaletse ayrıca ellerinde türk bayrağı varsa kimse yukarda aktardığım komşumun lafı gibi bir ithamda bulunamaz bulunmamalı. babamı ve babamın düşüncesindeki insanları bu yürüyüşün hangi noktası rahatsız ediyor bilemiyorum. babama da aynı şeyi sordum ama maalesef babam sadece siyasette değil her konuda her zaman haklıdır ve asla başkalarının lafını dinlemez. bu yüzden bağırmaya sen bi bok bilmiyorsun demeye başladı. ben de tamam baba sen haklısın diyip konuyu kapattım. ne yapacaksın babam işte sonuç olarak.

    demem o ki. değil ankaradan istanbula, ankaradan marsa kadar da yürüseniz babamın ve komşumuzun yürüyüşçülere olan bakış açısı değişmez. ama ne zaman daha önceden insanların tepki gösterdiği ve babamın kayıtsız kaldığı bir durum gelir kendisinin canını yakar işte o zaman görün bakın bakalım babam nasıl yerinden fırlayıp ah yandım anam diyor.
    uzun lafın kısası ben chpli değilim, akpli değilim, mhpli değilim, hdpli hiç değilim. ben sadece bu ülkede huzur ve barış içerisinde yaşamak isteyen bir türk genciyim. ve yarın da bu mitinge katılacağım. babama inat.

    çocuklar inanın inanın çocuklar, güzel günler göreceğiz güneşli günler
    motorları maviliklere süreceğiz, güzel günler göreceğiz güneşli günler

    edit: gittim. inanılmaz bir kalabalık vardı. ucu bucağı belli olmayan bir insan topluluğu alana hakimdi. herkesin ellerinde türk bayrakları, atatürk posterleri ve adalet yazıları vardı.onun dışında bir tane bile siyasi parti sembolü görmedim. insanlar umut doluydu ve herkesin yüzü gülüyordu.

  • hoş geldiniz, çok keyifli bir adamsınız ya. sizinle tanışmak isterdim. sorum: en sevdiğiniz balık ve menüsü? :))