hesabın var mı? giriş yap

  • ikinci el urunlere oldum olasi uzak dururum. bir arkadas ilani gormus ve bana gonderdi. piyasinin yari fiyatinda. satici ile yorumlar uzerinden filan iletisime gectim, sifir ayarinda filan dedi ki fotograflarda da oyle gozukuyordu. neyse aldik urunu. urun 2 gundur kargo subesinde bekledi. subeye telefonla ulasmak zaten mumkun degil. gittim subeye dedim benim kargo var ama dagitima çıkartmadınız filan. kargonuz burda, aktarmada zarar görmüş biz o yuzden teslim etmedik. dedim neden haber vermediniz, iste yogunduk filan. kargon kutusu komple parcalanmis, tekrar toparlayip bantlamislar. urun de agir, 100kg kadar. urun de kullanilamaz hale gelmis. bu arada ben dolap uygulamasini hic kullanmamistim. bildirimlere de izin vermemistim. bildirim gelmis, otomatik onay olacak diye ki sistem onaylamis. saticiya para gitmis. ben urunu teslim almadim. musteri hizmetleri telefonu yok. mesaj atin diyor. mesaj atiyorum hemen cevap vermiyorlar. neyse ertesi gun oldu, dolap diyor ki urunu al. ya nasil alim ortada urun kalmamis. biz bu sekilde iade yapamıyoruz. urunu teslim alin ondan sonra iade sureci baslatalim. diyorum ki sizin kafaniz mu guzel kutu bile parcalanmis, parcalari mi teslim alim? bizim isleyisimiz bu sekilde. baska turlu yardımcı olamayiz dediler. saticiyi aradim anlattim durumu, dedi ben parami aldim ne yaparsan yap sen. parani kargodan al dedi. ikinci el urune kargo sirketi para oder mi hic. baktim olmuyor, bankadan direk harcama itirazinda bulundum. teslim almadigim urunun parasini firma geri iade etmedi diye. 10 gun sonra banka parayi iade etti. simdi dolap ariyor, urun nerde? dedim ben almadim. satici da almamis diyor. valla artik o sizin sorununuz. ben urunu kargodan teslim almadan ne diye saticiya parayi aktariyorsunuz. sonuc olarak guvenli bir sistem degil. kredi kartinin harcama itirazi olmasaydi bana girecekti. bu arada isbankasi kartini kullanmistim, iscep ten harcama itirazi yaptim. harcama itirazi yaparken belge ekleme yeri de var, dolap siparisinin ekran goruntusu ile kargo takip sayfasinin ekran goruntusunu ekleyip gonderdim

  • o hızda neden mi ölmüş? bariyerler beton da ondan. çok yüksek g kuvveti, esneme sıfır.

    - bariyerler uygun materyaller ile üretilmeli
    - plastik çubuk direkler ile gişe hat 50 metre öteden başlamalı
    - ogs/hgs ayrımı kaldırılmalı
    - en temizi, uzun vadeli olanı gişeler tamamen kaldırılmalı, gişesiz yönteme geçilmeli

  • acımadığım çocuklardır. gençlerde zaten sorumluluk sıfır. sınav giriş bilmem nelerinde küpe, saat vb getirmeyin diye belirttikleri halde yıllardır küpe sıkıntısı cekiliyor o kuyruklarda.

    hayır. hayat toz pembe değil. dünya ve kurallar sizin etrafınızda dönmüyor. bu 15 dk meselesini de hadi okumak bir yana duymamış olamazsınız.
    dersanenizde, okulunuzda eminim ki hocalar bu meseleye değinmiştir.

    gençler dedim ama toplumda böyle önemsemeyen, aman canım sendeciler büyüyünce, hiç bir geçerli mazereti olmadan 9 bucuktaki toplantıya 10 bucukta gelebilme rahatlığındalar.

    sonra da bu memleket neden böyle, ben dışarda okuyacam yeaaa der durursunuz.

    senin görevin o sınava girmekse şayet, bir başka görevin de o sınavın kurallarına uymak. küpe takmayın diyorlarsa takmayacaksın, 15 dk kala kimse içeri alınmaz diyorlarsa 15 dk kala oraya varmayacaksın.

    ha kurallar eleştiriye açıktır, o ayrı bir mesele. ama uymak icap ediyor.

  • zara markasının türkiye de ürettiği bir pantolonu aynı tarihte bir çok avrupa ülkesinde sattığından daha pahalıya satarak ülkemiz vatandaşlarını kazıklamasıdır. onca lojistik maliyete rağmen sadece bu ürünü değil bakabildiğim tüm ürünlerin fiyatları, diğer avrupa ülkelerinden hemen hemen %70 e kadar daha pahalı olabilmekte . pantolon aynı pantolon, kumaş ve dikiş bire bir aynı, üretim yeri türkiye yorumu size bırakıyor, bu fiyatlardan alışveriş yapan herkesi sevgiyle kucaklıyorum.

    türkiye 229.95 tl

    united kingdom 16 gbp (güncel kurla 159 tl)

    bulgaria 30 leva ( güncel kurla 137 tl)

    not:bu durumun vergiden kaynaklandığını düşünenler için kutukcu çok güzel açıklamış.

    not 2: fiyatlar aynı tarihte ve bütün ülkelerde birinci indirim döneminde alınmıştır.

    not 3:ülkemizdeki kira ve çalışanlara ödenen ücretler gibi giderlerin diğer avrupa kıtası ülkelerinden çok daha düşük olduğunu ve aslında firmanın ürünü diğer ülkelerden çok çok daha ucuz fiyatlara satabilmesi durumunda aynı karı elde edebileceğini de unutmamak gerek.

  • keşke lokanta işletseniz. ben 8 aylık bir işletmeyim.

    -lavaşçı 1 ayda 2 kez zam koydu. dur ne oluyor falan derken haftaya 4 lira daha zamlanacak dedi. una zam geliyormuş mecburmuş.

    -10 tl’ye almaya başladığım dürüm kağıdı dün 22,5 tl’yi. adama 10 kilo ver dedim. veremem haftaya 27 tl olacak, en fazla 5 veririm dedi.

    -14 tl’den almaya başladığım tavuk şu an 30 tl.

    -75 kuruştan almaya başladığım ekmek şu an 1.25 tl.

    -kolisini 68 tl’den almaya başladığım kolaya en son 98 tl yazmış (bunu yazan da arkadaşım ha)

    -195 tl’ye almaya başladığım yağ şu an 398 tl.

    -unuttuğum ve yazdıklarıma nazaran daha az zamlandığı için yazmadığım bir sürü kalem ürün var daha.

    ben salaklığımdan, müşteri kaybetmeyeyim diye yapamıyorum nedense zam. ama böyle de kesinlikle batacağım. sonuçta hayır kurumu değilim ben. bağışçılarım yok. sattığımdan daha yükseğe mal edersem nasıl ayakta kalacağım?

  • geçen sene işten çıkarıldım. tamamen haksız sebeplerden. bu yüzden davayı zaten kazandım.

    neyse efendim, kıdem ve ihbar ile yaşayabildim iş buluncaya kadarki 3 ayda. kaldı ki bekar ve birikmişi de olan biriydim. borcum yoktu.

    çünkü işsizlik maaşı, aldığım maaşın 1/4'ü bile etmiyor. sadece ihbar tazminatımı alsam, muhtemelen 2. ay itibariyle birikimden yemeye başlayıp, işsizliğim uzasa bildiğin sokakta kalacaktım.

    şimdi sorarım, türkiye gibi işyerlerinde adaletsizliklerin, mobbing'lerin kol gezdiği bir ülkede, işçinin alabileceği tek güvenceyi kaldırmak, elli tane şarta bağlamak akıl karı mıdır?

    parti bağımsız düşünün. yarın bu kişi siz de olabilirsiniz. işte bu akp'nin saçma ekonomi politikalarında artık geldiği son noktadır. maaşın %50'sinden fazlası vergilere giderken, devleti, ülkeyi daha ne kadar vatandaş ayakta tutacak? ekonomi politikası hiç olmayacak mı bu ülkenin?

  • uygulanması için illa resmi para biriminin tedavülden kaldırılıp, daha konvertible bir para birimine geçilmesi gerekmez. eğer bir ülkede tasarruf ve yatırım birikimi başka bir para birimi üzerine kurulu ise bundan bahsetmiş olabiliriz.

    bunun en büyük sıkıntısını ise uygulamayı yapan devletin merkez bankası yaşar. bu sistem yüzünden merkez bankası asli görevi olan fiyat istikrarını koruyamaz. dahası banknot basmadığı veya az bastığı için en büyük geliri olan senyoraj gelirlerinden mahrum kalır.

  • şu sözleri durumu özetliyor:

    "adli muayenem, pansumanım, ifade vermem şahsın göz altı süresinden uzun tuttu... şimdi bu adam dışarıda... "