hesabın var mı? giriş yap

  • youtube hesabına son iki filminin kamera arkası görüntülerini yüklemiş olan yönetmen. sabah gördüm ve oturup ufak ufak izlemeye başladım. bu adam harbiden yaptığı işi mükemmel yapmak için olağan gücüyle çabalıyor. gerçekten şu videolarda uyardığı şeyleri, müdahale ettiği detayları, sağlamaya çalıştığı kusursuzluğu görmek inanılmaz güzel.

    haluk bilginer cannes konferansında söylemişti (cannes'la ilgili videolar da var hesapta), çok fazla tekrar aldığından ve nuri bilge ceylan'ın elinde 200 saat kadar materyal olduğundan bahsetmişti. o zaman fazla bulmuştum ama şu videolardan sonra az bile olduğunu söylemem lazım. muhammet uzuner de bu tip bir şeyi tekrarlıyor videoların birinin sonunda.

    izlediği dizi ve filmlerde neredeyse her zaman o boşluklardan, mantık hatalarından, olayın içinde çok önemli bir yere sahip olan ama özensizlik yüzünden cevabı verilmeyen o soruları bulmaktan ve yakalamaktan çokça rahatsız olan bana inanılmaz bir haz verdi videolardaki tavrı. çok küçük nüansları bile yakalayıp düzeltmeye çalışması vs. çok harika. kendisini iş başında görmek, kendisine olan saygımı kat ve kat arttırdı tekrardan. kıymetini bilmek lazım.

    neyse videolar için şöyle alalım;
    https://www.youtube.com/…d4rqecu5_oaq4-rlw2a/videos

  • tam bu coğrafyanın yorumu. bu kafada adamları bir şekilde tepeden indirmedikçe, ne toplumsal ne de bireysel boyutta burnumuz boktan kurtulur.

  • hakimin hakkaniyet anlayışı bugünün türkiye koşulları ile ne kadar da uyumlu. henüz keşfedilememiş olmalı, yoksa bu potansiyelle hızla yükselmesi lazımdı!

    "beni mesai saatlerinde uyarın" sözünü saygısızlık olarak algılamış hanımefendi. kendisi başkalarının tatil hakkına saygı göstermeyi bile düşünemiyor oysa. makam sahibi olunca zannediyorlar ki herkes karşılarında köpeklenmek zorunda...

    adalet komisyonu da hakime hanıma dönüp: "görev yeri dışında kimsenin amiri falan değilsiniz, memurun mesai saati haricindeki bu cevabı da disiplin hükümleri kapsamında değerlendirilemez." demek yerine gariban memuru sürgün etmeyi uygun görmüş. zalimler koalisyonu resmen!

    not: dikkat çekmek istiyorum ki katibin uyarıldığı konu "gerekçeli karar yazarken" yaptığı usul eksikliği. peki mahkeme kararının gerekçesini yazmak kimin işi? tabi ki hakimin... yani aslında hakimin bizzat yapması gereken ancak yapmadığı bir iş yüzünden katibin başına iş açılıyor.

    meraklılar için edit: katip değilim. memur bile değilim. katip tanıdığım da yok.

  • başlık: şakirtler hadi bunu da açıklayın

    entry: insanlar topraktan geliyorsa şimdiki topraklar neden insan olmuyor?

  • 4,5 yaşındaki kızımın rahatsızlığından dolayı hiç çikolata ve dondurma yememiş olması gerçeği...
    dahası reklamlarda çıkınca ''bunlar acı dimi anne'' demesi...

    duzeltme; arkadaslar cok fazla mesaj geldi eksik olmayin. kizimin rahatsizligi merak edilmis basta belirtmeliydim sut alerjisi var kizimda.

    edit: müjdemizi verelim: tedavisinin sadece zaman,sabır ve diyet olduğu süt ve çoklu gıda alerjisi hastalığını geride bıraktık.

    bizim için kızımızın bebekliğinden beri süregelen zorlu bir süreçti. darısı tüm alerjik çocukların başına...
    artık kızım süt ürünleri ve dolayısıyla dondurma çikolata vs tüketebiliyor..

    gelen mesajlara bakılırsa şu kocaman dünyada bu ufacık derdimizle hepinizi çok üzmüşüz.. destekleriniz, mesajlarınız ve dualarınız için sonsuz teşekkürler...

  • geleneksel bir adamım sanıyorum. çocukken evde pide veya lahmacun içi hazırlanırdı. babamla pideciye giderdik. babam sosyal becerisi yüksek biriydi ve pideci ustaların onu hemen tanımaları, sohbet etmeleri ve bana ilgi göstermeleri hoşuma giderdi. pidelerimizi alır, eve dönerdik ve evde ayranı, turşusu, salatası ile muhteşem bir sofra bizi beklerdi. dumanı tüten pideleri yerdik. o günler zihnimde baya yer etmiş. seneler sonra ben de bu geleneği devam ettiriyorum baba olarak. hemen hemen her pazar içimizi hazırlar, oğlumla pide yaptırmaya gideriz. ustalarla sohbet eder, hamurun açılışından pişmesine kadar tüm aşamaları oğluma yakından gösteririm. ikimiz için de anlamlı bir rutine dönüştü artık. evde de o yıllardaki gibi ayran, turşu ve salata bizi bekler. dediğim gibi geleneksel bir babayım ve çocukken iyi hissettiğim anlara dair aklımda ne kalmışsa oğluma da yaşatmaya çalışıyorum. çünkü bir çocuğa gelecekte iyi hatırlayacağı hoş anılar bırakmanın kıymetini en çok kendimden biliyorum.

  • iki arkadaşım üniversiteye gidebilmek için otostop çekiyorlar. bir araba duruyor bekleyen kızlardan biri ön koltuğa oturuyor. bizimkiler arka koltuğa kuruluyorlar. biraz sonra öndeki kız arabayı kullanan çocuğa soruyor "bunlar kim?" çocuk yanıtlıyor. "bilmem seni almak için durdum arabaya bindiler"