hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • duygu sömrüsü sevmeyen yazarlardır. fragmanına bile dayanamadım. duygu sömrüsünden ibaret bir film olduğu çok belli. tek amaç ağlatmak. bunun üzerine kurulu bir filme benziyor. hayatta izlemem.

    edit: ne çok mesaj geldi. arkadaş yönetmen bu kadar savunmamıştır. filmin nasıl bir film olduğunu anlatmaya çalışanları anlarım da sırf filmi sevmedim diye küfredenleri anlamıyorum. sanki filmi beğenenlere küfretmişim gibi davranmışlar. arkadaş bir filmin fragmanının bende uyandırdığı izlenimi yazdım. tümüyle kişisel bir tercih. sen beğenebilirsin. içtenlikle saygı duyarım. siz de beğenmeyenlere saygı duyun.

  • bu dava sürecinde aklımdan hiç çıkmayan bir cümle var. sonuçlanınca yazayım istedim. sanıklardan birinin annesi şule çet’in ailesine “kızınıza sahip çıksaydınız” demişti.

    yani türkçesi, “benim oğlum istediği zaman, istediği yerde, istediği şekilde bir kadına zarar verebilir, tecavüz edebilir, hatta öldürebilir. sorun benim oğlumda değil, sizin kızınızı oğlumun erişebileceği yerlerde bırakmanızdadır.”

    bir ebeveyn katil olan çocuğunu sevmeye, onu korumaya kollamaya devam edebilir, bunda hiçbir problem yok. ama oğlu tarafından zarar görmüş, mağdur olmuş, tacize-tecavüze uğramış, öldürülmüş bir genç kadını suçlayan bir ebeveyn gördüğünüzde bilin ki o insandan bir canavar yaratan bizzat o anne babadır.
    her şeyi paşa oğluna hak görenler için söylüyorum; bu durum sadece kendi zihninizde yaratacağınız bir evrende mümkün olabilir. o hayal dünyasında istediğinizi yaşayın ama etten kemikten bir insana zarar verdiğiniz anda uykudan uyanma vaktiniz gelmiştir.
    keşke büyütürken oğlunuza sahip çıksaydınız.

  • yargının üç ayağı vardır:
    - iddia makamı
    - savunma makamı
    - karar makamı

    eğer bu ayaklardan biri olmazsa veya doğru işletilmezse o yargı sakattır. bu kurguda avukat bizim peşin hükümlerimize göre değil hukukun gerekliliklerine göre, varsa makul karşı savları da dile getirerek yapılan yargılamanın sağlıklı sonuçlanmasını sağlamalıdır.

    avukat mahkemelerin intikam işleviyle değil adaleti sağlama işleviyle donatılmasını sağlayan unsurdur.
    (şüpheliyi savunacağım diye maktulu, yani yanıt veremeyecek kişiyi ahlaksızca suçlayanları avukat bile saymıyorum; bunu dipnot olarak vereyim.)

  • sanık ve hakim...

    - köşede bekledim, çıkınca da tepsiyle kafasına vurdum..
    - iyi de, yanında silahın bıçağın da varmış.. neden tepsi?
    - bi yerde okumuştum.. öyle yapınca tepsi müdafaadan az ceza alınıyormuş..
    - nefsi müdafaa olmasın o?
    - hepsi müdafaa değilmi sonuçta..
    - yaz kızım sanığın yirmi yıl hapsine...
    - ama yirmi yıl çok fazla.. bilseydim yanımda hafifletici sepetler getirirdim..

  • poor things, türkçe adıyla "zavallılar", yunan yönetmen yorgos lanthimos'un 2023 yılında sinemaya damga vuran olağanüstü filmi. yazının hemen başında belirtelim, poor things şimdiden sinema tarihine altın harflerle yazılan bir klasiğe dönüşmüş durumda. film, sinemaya aşk seviyesinde tutkun her izleyiciyi sonuna kadar doyuran, 7. sanattan insanın ruhuna akan her türlü estetik unsuru içinde barındıran ve sinemadan beklediğiniz her şeyi eksiksiz karşılayan, muazzam ötesi bir yapım.
    şimdi bir tür bilim kurgu/fantastik/kara komedi olan poor things'in bu sıra dışı başarıyı yakalamasına neden olan parametreleri bir bir inceleyelim;
    (istemeden de olsa, okurların keyfini kaçırmamak adına yazıda spoiler bulunmayacaktır.)

    a.) tony mcnamara tarafından yazılan uyarlama senaryo
    filmin senaryosu, iskoç yazar alasdair gray'ın aynı adlı romanından uyarlama. avustralyalı yazar mcnamara ve yönetmen lanthimos, daha önceden yönetmenin çok başarı elde eden 2018 tarihli the favourite filminde de beraber çalışmışlardı. mcnamara bu filmde de lanthimos'un eline mükemmel işleyen bir metin vermiş. bir tür modern frankenstein uyarlaması da olan senaryonun, toplamda 5 adet felsefi katmana sahip olduğunu ve her katmanın seviyeyi yükselterek, içerdiği alegorilerle seyircinin beynini ziyadesiyle çalıştırdığını da belirtmek gerek. (feminizm, absürdizm, sürrealizm, postmodernizm, sembolizm)

    b.) emma stone tarafından mükemmel yorumlanan sıra dışı karakter
    kariyeri özellikle 2010'lu yıllardan sonra çok büyük yükselişe geçen stone'un bella baxter performansı, hiç unutulmayacak türden ve bu performansın şimdiden sinemaya damga vurduğunu söylemek yanlış olmaz. böylesi bir meydan okumaya şahit olmanın verdiği hazzı kelimelerle tarif etmek çok zor. üç kelimeyle; "anlatılamaz, görmeniz lazım."
    (stone'un bu meydan okuması toplamda 6 fazı kapsıyor. bunlar; bebeklik, ergenlik, gençlik, olgunluk, dönüşüm ve kendini gerçekleştirme)

    c.) yorgos lanthimos'un yönetmen dokunuşu
    "böylesi bir post modern romanın beyaz perde uyarlamasını hangi yönetmen çekmelidir?" diye sorsanız, cevap elbette ki lanthimos olurdu. çünkü yönetmen 15 sene önce tamamı yunanca ve yunan oyuncularla çektiği dogtooth'tan beri, yakından izlenen ve her filmiyle sanatını ilerleten çok başarılı bir yönetmen. poor things ile kariyer zirvesine ulaşan yönetmenin, burada pik yapıp, inişe geçmesini elbette istemem. 50 yaşında ve şu an elleri alev alev yanan yorgos'un, vizyonunun tükenmediğine inanmak istiyorum. çünkü bu sanatın, o'nun gibi direktörlere şiddetle ihtiyacı var.

    d.) yardımcı oyunculardan alınan toplam performans
    emma stone dışında, willem dafoe, mark ruffalo ve ramy youssef de inanılmaz başarılı. diğer oyunculardan hiçbiri gözünüze batmıyor ve hepsinden tek tek kuvvetli performanslar alınmış. elbette yönetmenin vizyonu, bunun nedenlerinden bir tanesi. ancak emma stone'un bu aşırı dominant karakteri altında ezilmemek ve güçlü bir sinerji yaratacak kadar, oyuncuların başarıyla sergilediği bu teatral yetenekleri sebebiyle, bir ara kendimi broadway'de sahnelenen bir oyundaymışım gibi hissettim.

    e.) güzel görselliğin gözlerinizi mest etmesi
    ilk defa bir lanthimos filmi, bu derece üst düzey bir görselliğe sahip. elbette ki bunda filmin bütçesinin, yönetmenin önceki filmlerinden daha büyük olmasının da payı var. ileri derece estetik kaygılarla çekilmiş karelerle ve adeta rönesans tabloları kalibresinde resimlerle süslü olan film, sadece sinema sanatı değil, tüm güzel sanatların hayranlarını mest edecek düzeyde bir sanat eseri. (çekimler, filmde belirtilen ülkeler dışında yapıldıysa da, londra, lizbon, iskenderiye, marsilya ve paris'ten en çok, lizbon sahnelerini içeren görsellik iddialıydı.)

    f.) prodüksiyon kalitesinin mükemmelliği
    poor things sadece metin yazarlığı, yönetmenlik ve oyuncu yorumları olarak değil, prodüksiyon tasarımı, tema müzikleri (jerskin fendrix'in bestelerine bayıldım), makyaj, görsel efekt ve kostüm anlamında da kusursuz bir film. lanthimos filmini adeta mükemmeliyetçi bir kuyumcu gibi işlemiş ve bizlerin beğenisine sunmuş. bu film, hiçbir parametrede aksamayan, sinir bozucu bir mükemmelliğe sahip.

    g.) filmi modern klasik yapan yenilikçi/bağımsız ruh
    zavallılar'ın şimdiden klasik hale gelmesindeki en önemli parametre. poor things, çok düşük bütçeli bir film değil. ancak aynı zamanda avangart, yenilikçi ve bağımsız sinema sanatı ruhuna da sahip. işte filmin bu 4 yapraklı yonca olma durumu, filmi 2023'ün en ileri seviye sinema eseri olmasına yol açıyor ve geçen senenin diğer büyük yapımlarından pozitif anlamda ayrışmasını ve o'nun sıra dışı bir klasik haline gelmesini sağlıyor.

    işte lanthimos'un filmini modern klasik yapan parametreler böyleydi. film 9 şubat'ta ülkemizde de gösterime girecek. 2023 yılının yıldızı en kuvvetli parlayan bu olağanüstü filmini, "kesinlikle kaçırmayın" diyerek yazıyı noktalayalım.
    (letterboxd puanı : 5/5 link)

    not : poor things'i izlemeden önce, eğer hala izlemediyseniz, 2015 tarihinde görsel efekt dalında oscar da kazanmış olan, son yılların en iyi bilim kurgu yapımlarından olan "ex machina" yı da, mutlaka izleyin derim.
    ex machina (2014/imdb)

  • edit: başlık başıma kalmış, aslen bu baslıktaki hayvanseverleri eleştiren entrylere yanıt vermistim.

    yedigi etin bir kısmını kıyamayıp kediye ve kopege de veren insandır. paylaşmak güzeldir.
    kopek seviyorum diye illa kopegimi yemek mi zorundayım. tabi ki oturup koftemi yiyecegim. her sevdigim seyi yiyecek degilim herhalde... koftemi yiyip, ucundan da kedime kopegime veriyorum daha ne yapayim

    ayrıca o kedi ve kopek de et yiyor.
    insan sevmesine rağmen et yiyen kopeğe laf yok ama.