hesabın var mı? giriş yap

  • --- spoiler ---

    yönetmeyle ilgili herhangi bir deneyimi yok ve oldukça tutucu düşüncelere sahip
    --- spoiler ---

    tam cumhurbaşkanı olacak kişidir. kendimizden biliyorum!

  • bir yandan, acaba buradan paralel evrenlerin sayısının sınırlı olabileceği sonucu çıkar mı diye düşündüren açıklama. sonsuz olabilecek olan paralel evrenlerden yok olmamış olanlarından birinde yaşıyoruz ve belki de çoğu evren var olamadan nörtlendi. yani, eğer bir noktada simetrinin bozulması mümkünse, bazı evrenlerde bu olmuş olmalı, bazılarında daha az madde olmalı, bazılarında ise hiç madde olmamalı -yani bunlar yok olmalı.

  • orda elinde mikrofon tutan kendine gazeteci diyen organizmalar, korkudan soru soramamak icinize islemis. alt tarafi bir spor yoneticisi lan. korkmayin gondermez sizi silivri’ye. azinizi acip tek bir soru bile sormaktan acizsiniz. bir tanesi de siz oyle diyorsaniz oyledir dedi. boyle gazetecilik yapacaginiza gidin onurunuzla pazarda limon satin.

  • insanı kısa bir zaman için de olsa bir nebze rahatlatan yöntemlerdir...

    1) avucunuza ılık su alıp burnunuzun içine tutun. bu sırada suyu burnunuza çekmeyin, sadece burun içinize temas etmesini sağlayın. yoksa genzinize kaçabilir. nemlenen burun içiniz bir müddet sonra daha rahat nefes almanızı sağlayacaktır.

    2) su bulamazsanız kimseye göstermeden işaret parmağınızı tükürüğünüzle bolca ıslatıp tıkalı olan burun deliğinizi ıslatın. aynı mantıkla nemlenme bir nebze olsun daha rahat nefes almanızı sağlayabilir.

    3) eğer ki burnunuz %100 tıkalıysa ve ıslatmanız bir işe yaramıyorsa, işaret parmağınızla burnunuzun yan kısmından burun deliğinizi hızlı hareketlerle açıp kapamanız bir pompa işlevi göreceğinden, 10-15 dk kadar bu işlemi kesintisiz uygularsanız burun deliğinizin 1-2 dakika kadar açılmasını sağlayacaktır. merak etmeyin en fazla 2 dk. içerisinde tekrar tıkanacaktır lakin o 2 dakika dünyalara bedeldir.

    4) asla burnunuzu çekmeyin ya da açılır umuduyla sümkürmeye çalışmayın. daha fazla tıkanmasına yol açıyor.

    5) yattığınız odayı mümkün mertebe nemli tutun. kalorifer üzerine ıslak havlu, bez vs koymak işinize yarayacaktır.

    6) otrivine kullanmayın. yasak meyva gibidir. kullandıkça burnunuz açılır, açıldıkça daha fazla tıkanır.

    7) doktora gidin... muhtemelen burun deviasyonunuz ya da burun konkalarınızda sarkma vardır. ameliyat olacaksınız. genellikle bir boka yaramaz. en azından bende yaramadı

    8) alkol kullanmayı azaltın. alkol burun etlerinde şişlik yapabiliyor.

    9) sigara içmeyin.

    10) burnum açılacak diye burnunuza kulak temizleme çöpü, tuvalet kağıdı, ucu sivriltilmiş sakız, silikon aparatlar vs sokmayın... açılmıyor.

    11) doktora gidin...

  • anime ve manga dünyasının kült örneklerinden biri olan dragon ball serisinin yaratıcı olan akira toriyama'yı kaybetmiş bulunuyoruz.

    bir anime sever olarak dragon ball serilerini izlemiş biri olarak şunları söyleyebilirim; manga ve anime denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biri olan akira toriyama, benzersiz yaratıcılığı ve etkileyici sanat tarzıyla goku'yu çocukluğumun kahramanları arasında özel bir yere koymuştur. toriyama, 5 nisan 1955'te nagoya, japonya'da doğdu ve yarattığı eserlerle küçükten büyüğe bütün insanların, hayal güçlerini ve hayallerini unutulmaz kılmıştır.

    çocukluğumuzu renklendiren ve hayal gücümüzü zenginleştiren eserlerinden biri olan dragon ball, akira toriyama'nın adını dünya çapında duyurmasına vesile olmuştur. goku'nun masumiyeti, bulma'nın zekâsı ve vegeta'nın gelişimi gibi karakterler, çocukluğumuzun kahramanları olmuş ve bize daima daha güçlü olabileceğimizi anlatarak unutulmaz maceralar yaşatmıştır.

    toriyama'nın eşsiz sanat tarzı ile bizim duygusal dünyamıza dokunarak, her bir karakteri özel ve tanıdık kılmıştır. hepimize ilk kamehameha dalgasını attırmış ya da usta roşi'nin bulma'ya yaptığı ufak sapıklıklar ile burnumuzun bir fıskiye gibi kanayabileceğini göstermiştir. işte tüm bu anılar, akira toriyama'nın kaleminin büyülü dünyasıyla hayat bulmuştur.

    yine dr. slump eserleriyle başarısız mucit senbei norimaki ve icat ettiği çocuk robot arale'nin komik maceralarını bize tattırmıştır. akira toriyama'nın çocukluğumuza kattığı değer, sadece eğlenceli anılarla sınırlı değildir. o, bir neslin hayallerine şekil veren bir sanatçı olmuş, yarattığı eserlerle bir kültürü şekillendirmiştir. çocukluğumuz, toriyama'nın yaratıcılığı sayesinde daha renkli, daha heyecanlı ve daha unutulmaz hale gelmiştir ve beni bir anime severe dönüştürmüştür.

    bugün hâlâ goku ve bulma gibi ebedi ejderha shen-long'u çağırmak için kullanılan 7 ejderha topunu keşke ben bulsaydım dediğim anlar oluyor. onun için akira toriyama'nın eserleri çocukluğumuzun bir parçası haline gelmiştir. üzerinden ne kadar geçse de geri dönüp gülümsememize neden olmuştur. sonuç olarak manga ve anime dünyasının bu büyük ustası, sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda bir çocukluk kahramanları yaratıcısıdır. unutulmaz anılar bırakan toriyama, eserleriyle bir neslin kalbinde ölümsüzleşmiştir.

    hoşça kal güzel insan.....

  • yıllar yıllar önce memleketime gitmişim antakya'ya...

    güzelim bahar havasında yeşilliklerin ortasında kıytırık bir solcu kahvesinde mkü'den bazı arkadaşlarla oturmuşuz. böyle bir yerde hoş karşılanmayan şeylerin başında bağır çağır tavla oynamak geliyormuş dostlar. ben zar atarken bizim trakyalı arkadaş 'o surata düşeş gelii mi beya' derken henüz farkında değildik. neyse ki ortamda bizden daha çok dikkat çeken bir amca çıktı da 'defolgit' bakışları üstümüzden kalktı.

    kahvehanenin sahibi 68 kuşağından. garson ise bizlerden; sekiz yıldır mkü'de birşeyler okuyan bi öğrenci arkadaşımız, deniz. bölümünü hatırlamıyorum. kendisi de hatırlamıyordu. yanımızdan geçerken 'ne manyaklar var amk' diye söyleniyordu. bunu duyunca manyak görme hevesiyle hemen etrafıma bakındım.

    ilerideki masada...
    münir özkul tipli bi amcam kendi kendine konuşuyordu. masadaki iki çay bardağı vardı, biri dolu diğeri bitmek üzere. ben bunlara odaklanmışken amcam bardaktaki son yudumunu 'shüüürrp' diye çekti ve hesabı istedi. bizim deniz, '1 lira abi' deyince bu ellerini cebine attı ama nasıl?
    sağ elini atmış cebinin içine parayı çıkaracak. sol elini de sağ elinin üstüne koymuş sıkıyor. 'pandomim mi yapıyor bu moruk' der gibi deniz'e baktım. 'ne bileyim amk gitsin de dinleneyim' der gibi bana baktı. bu arada münir amcam kendi kendine konuşuyor.
    ''yok olmaz azizim bu defa benden''
    ''ayıptır üstadım ben veririm ne olcak''
    ''ahbabım bırakmam valla ''
    ''neyse bu defa senden olsun, sağol'' dedi en son, bildiğin hesabı kendi kendine kitledi ve kalktı gitti ödemeden.

    ben, kahvehanenin sahibi ve yan masadan benim gibi olayı izleyen mor giysili, uzun siyah saçlı sebahat tuncel tipli abla donduk kaldık. deniz ise masanın başında diğer sandalyeyi tutuyor sanki orada harbiden görünmeyen birisi var da; 'bari onu tutayım hesabı ödemeden kaçmasın' derdinde, o da az manyak değil...

    ulan yılardır düşünüyorum adam mı deliydi ya da biz mi kerizdik? adam mı hayal görüyordu yoksa biz idea'mızda ikinci adamın varlığını unuttuğumuz için mi göremiyorduk hiç anlamadım, ama adam resmen beautiful mind filmiydi, kafası güzeldi ...

    edit: beautiful mind'ın çevirisinin kafası güzel olmadığını söyleyerek beni uyaran arkadaşa teşekkür ederim.