hesabın var mı? giriş yap

  • egemen bağış'ın öyle bir imajı var ki, kendisiyle ilgili hiçbir videoya şaşırmam dediğim olay.

  • çeşitli şeker, çikolata markalarının duygu sömürüsü dolu bayram reklamlarından çok daha gerçekçi olmuş. bayram olgusunun gitgide yitirilmesi, black mirror üslubuyla vurucu biçimde anlatılmış. böyle yaratıcı işlerin hastayız.

    düzenleme: girdinin ilk halinde yazdığım kreatif kelimesi, yaratıcı ile değişti. türkçe kullanıma özen göstermek lazım.

  • amerikan medyası an itibarıyla yıkılmakta ve her önüne gelen bu adamı yerin dibine sokmakta. anahaber bültenlerinin yarısından fazlasını bu adama ayırmış, gudubet suratını ekrandan gözümüze sokmaktalar.

    obama ailesiyle bir zamanlar fazla içli dışlı olmasına rağmen aktrislerin açıklamalarından sonraki ciddi ilk taşı obamalar attı, sonra clinton sonra da bütün medya.

    medya liberalleri de burdan vurmaya başladı, her kanalda hemen hemen şöyle altyazılar geçiyor:

    liberal hollywood niye bu zamana kadar bilip de sustu? hollywood ikiyüzlülüğü. vs vs.

  • getir amerika reklamının neden türkiye'de yayınlandığını sorguladığım reklamdır.

    bize ne amerika'daki getirden amk dalga mı geçiyorsunuz milletle?

  • türkiye'de bir kişinin bireyselliğine saygı gösterirseniz, o kendini "sizi yenmiş" sayar. mesela sokakta karşıdan gelene yol verin, o da iyice üzerinize yürüyüp size sürtünerek geçsin. metroda yanınızdakinin rahat etmesi için bir alan açın, ve o insan sizi daha çok sıkıştırmaya başlasın. bir kişiye karşılıksız bir iyilik yapın, ve karşınızdaki sizin "ondan çekindiğiniz için" bu iyiliği yaptığınızı sansın.
    bu ülkedeki, çok az sayıdaki naif insanın sürekli başına gelen şey budur.

    türkiye, birey olamamış eziklerin ülkesi. birbirine omuz atan kişiliksizlerin memleketi.
    bu ezikler etraflarındaki kimsenin "bireysel alan"ına saygı göstermez. üstüne, gider isveç'teki adamların birbirine saygısını "samimiyetsizlik" olarak tanımlar.

  • mala anlatır gibi paketleri açıklıyorum;

    paket 1: 0.99'dan almanız için evinizin olmaması gerekiyor, hiç ev almamış olmanız lazım ve asıl bomba aldığınız evin "sıfır" konut olması lazım. yani müteahhitten sıfır ev almanız gerekiyor. sıfır konutların fiyatları zaten 3-5 yıllık hali hazırda oturanların olduğu evlerden tam 2 kat pahalı. üst limiti de 2milyon.

    paket 2: 0.89'dan alabilme şartı içinse evin değerinin yarısı kadar peşinatı nisandan önce açılmış döviz hesabınızı bozdurarak alırsanız geçerli. evin değerinin yarısı kadar dövizi olup 1.20'den kredi çekip ev almamış varsa şu ortamda alnından öpüyorum zaten.

    paket 3: yarım kalmış inşaatların tamamlanması için müteahhide verilen kredi, geç bunu da.

    şimdi 1. seçenek müteahhide yarıyor, 2. seçenek yarım milyonluk dövizi olanlara. zaten şu ortamda bir evin peşinatını geçtim yarısına nakit olarak sahip olan birisine o ev ihtiyaç değil ki? 3 zaten müteahhide...

    şimdi iki madde de normal bir vatandaşa hiçbir fayda etmiyorken, haber çıktığı gibi sıfır ev bile olmayan yani madde 1'den faydalanamayacak durumdaki evler bile %15-20 artmış durumda. daha bugün hem de, ertesi gün bile değil.

    reyizin açıklamasından önce gözüme kestirdiğim evin fiyatı 1.280.000tl, 1m krediyi 1.20 oranından çekmiş olsaydım aylık ödemem: 15.768,05 tl toplam ödemem: 1.892.165,77 olacaktı.

    kimsenin yararlanamayacağı açıklamadan sonra evin fiyatı 1.500.000 oldu dolayısıyla artık 1.3m çekmeliyim. 0.99 reyiz oranıyla hesaplıyorum aylık ödemem: 18.561,15 tl toplam tutarım: 2.227.338,42 tl

    çıldıracağım yani, kimseye derman olmayan faiz indiriminde bile bu indirimden yararlanamayacak evlerin fiyatını arttırdı reyiz. açıklamasa daha uyguna ev alacaktı insanlar. bu müteahhitlere yaradı, sıfır ev satana yaradı...

  • almaya karar verdiğiniz şey her ne ise ondan soğumanıza neden olacağı için yapılmaması gerekendir.

    bu kış kombiyi yenileyeceğim, bütün markaların başlıklarını gezdim, bir tane doğru dürüst marka yokmuş meğer türkiye'de, vaillant'ından baymak'ına kadar hepsi dandikmiş. soba kurmayı düşünüyorum şimdi.

    sadece bu değil, misal bilgisayar almaya karar verirsiniz, model beğenirsiniz, girer ekşi sözlük'e bakarsınız ne demişler diye,

    "uzak durun"lar, "yanından bile geçmeyin"ler, "o markayı evime bile sokmam"lar havada uçuşur.

    her marka berbattır, her markanın servisi soyguncudur, her marka aslında "çok bozmuştur."

    siz siz olun, birşey alacağınız zaman girmeyin ekşi sözlük'e, içinize sinen neyse gidin alın, kötü çıkarsa da kader diyip geçin.

    yoksa burada yazanların hepsini dikkate alırsanız bir şey alamazsınız.

  • sebebi covid değil hiperenflasyon olan kepazelik.

    takdir edersiniz ki her fiyat değiştiğinde yeni menü basmak fazlasıyla maliyetli olacaktır.