hesabın var mı? giriş yap

  • iki arkadaşım var üniversiteden. birinci sınıftan bu yana birbirlerine bunu söyleyip duruyorlar. ikisinin hayatlarina birileri girdi çıktı ama hala bekarlar. yaş 34 oldu artık. erkek tarafı geçen hafta artik sözünü tut demiş. kız tamam demiş.
    evleniyorlarmis. demek ki varmış böyle bir şey.
    tanımlamak gerekirse şimdiki zaman değil geleceğe yönelik evlilik teklifi cümlesi.

  • daha vahimi yaşanmıştır.

    geçen güz 600 yataklı bir askeri hastanede ölümün kıyısında yatmaktaydım. ızdırap içindeki günlerin birinde hemşire kolumdaki serumu değiştirip az sonra doktorun geleceğini söylemişti ve bunu önemsememiştim. bir perişan akşamüstü ailemi, sağlığımı ve hürriyetimi özleyerek hastanedeki odamın penceresinden bahçedeki çam ağaçlarını seyre dalmıştım. birden doktorum yanı başımda beliriverdi. üstelik çok uzun süredir beklediğim bir mucizeyle birlikte..

    bulunduğum odaya giren genç bayan teğmen, çocukluk aşkımdı. evet başkası olamazdı, yıllar önce gata'da okuduğunu duymuştum. o'nu gördüğüm an çok güçlü bir sevinç akımı, tarifsiz bir mutluluk olup dolandı damarlarımda. mahallemden ortaokul yıllarında büyük bir üzünçle ayrıldığında ben o üzüncün belki de kat ve kat fazlasını yıllarca ruhuma çarmıhlamıştım. büyüyüp tabip ve komutan olan, seneler boyu gizli merakıma ve ara sıra bıçak gibi saplanan hasretime konu olmuş bir kızdı. fakat kızın subay üniforması giymiş, yaşlanmış, eğitilmiş hali bir an için gözlerinde bir ışık belirse de ciddiyetini takınırak sordu: "asker! rütben ve birliğin?"

    "tankçı çavuş x antalya. 5. kolordu komutanlığı ulaş garnizonu keşif taburu 1. bölük. emredin komutanım!"

    karşımdaki tabip teğmenin gözleri yıllar önce tanıyıp sevdiğim küçük kızınkiyle kesnlikle aynı elaydı. lakin sanırım gülmeyi epeydir unutmuş bir soğukluktaydı. ismimi, memleketimi söylemişken neyden çekinip de konuşmamış, geçmiş masum ve güzel günlerin hatırına niçin bir şeyler anlatmamıştı, anlayamadım. kesif bir düş kırıklığı duyumsadım. emreden sorgusundan sonra, sayrılı bedenimin yanı sıra bilincim ve duygularım da yıkıktı..

    yakınlığı, ilgiyi ve şevkati zaten belki pek fazla ummamıştım. ama yok sayılmak, kendisini hiç tanımamışımcasına umursanmamak neyin yaptırımıydı?

    elbette hemingway'in silahlara veda'sındaki gibi bir romantizm ve yaşama direnci asla söz konusu olmasındı, buna razıydım. ama böylesi bir red ve inkar bana çok ağırdı, bunu hakedecek ne yapmıştım?... 10 küsur yıl evvel sarılıp ağlaşarak vedalaştığımız kız, beni tanımamıştı. varlığımı zerre umursamamıştı. üstelik sır olmuş ve yaşlanmamla büyümemiş düşlerime karşın...

    zaman geçti. artık fiziken iyileşmiştim. fakat taburcu hattâ terhis olsam da aklım hep o soğuk hastane odasına mıhlıydı. etrafında askerlerin nöbet tuttuğu hastaneyi çevreleyen o dikenli tellere; çocukluğumun sonlarından ilk gençliğime uzanmış ve o güne kadar tümden ölmemiş hayallerim takılı kaldı. kurtaramadım...

  • bu konuda merak edilen sorular ve yanıtlarım şu şekildedir:

    1) araçlar yokuşu viteste inerken mi yoksa boşta inerken mi daha az yakıt yakar?

    araçlar yokuşu viteste inerken daha az yakıt yakar. hatta eğer eğim yeterli derecede dik ise, vitesle inerken araç hiç yakıt yakmaz. aynı yokuş boş vitesle inilseydi, motor kendisini rolantide çalıştırabilmek için yakıt tüketecekti.

    yokuşu viteste inerken motor, aracın sahip olduğu kinetik enerji ile dönmektedir. bu sisteme fuel cut off ya da cut off denilmektedir.

    eğer inilen yokuş motoru sıfır yakıt ile döndürecek kadar dik değilse, motor kendisini döndürmek için gerekli olan enerjinin bir kısmını kinetik enerjiden karşılayacağından, araç yine boşta inmekten daha az yakıt tüketir. aynı şey hızlı giderken ve araç vitesteyken birden ayağımızı gazdan çektiğimizde de olur. her iki durumda da araç kinetik enerjisinin bir kısmını motoru döndürmek için harcar. bu sebeple araç viteste iken yokuş aşağı inerken çok fazla hızlanmaz. motoru döndürmek için gerekli olan enerji aracın hızını sabit tutar ya da aracı yavaşlatır (bkz: motor freni).

    2) sabit hız, farklı devirlerde (viteslerde) yakıt tüketimi (l/100km) nasıl değişir?

    bunun için şu adreste bulunan "tab.1: ıncluded gears, vehicle velocity and fuel consumption" başlıklı tablo incelenebilir.

    testler seat ibiza 1.9 tdi 77 kw (~ 105 ps) model araç için yapılmış olup, değerler gerçektir. tablodaki testler 70 ve 50 km/saat sabit hız ile yapılmış, ıı., ııı. ve ıv. vitesleri, "average consumption l/100km" de 100 km'de litre cinsinden ortalama yakıt tüketimini ifade etmektedir.

    özetle araç;

    70 km/saat sabit hızı:
    2. vites ile giderken devir 4000 rpm ve ortalama yakıt tüketimi 6,46 l/100km olmakta.
    3. vites ile giderken devir 2450 rpm ve ortalama yakıt tüketimi 4,12 l/100km olmakta.
    4. vites ile giderken devir 1650 rpm ve ortalama yakıt tüketimi 3,26 l/100km olmakta.

    50 km/saat sabit hızı:
    2. vites ile giderken devir 2900 rpm ve ortalama yakıt tüketimi 5,8 l/100km olmakta.
    3. vites ile giderken devir 1750 rpm ve ortalama yakıt tüketimi 3,675 l/100km olmakta.
    4. vites ile giderken devir 1200 rpm ve ortalama yakıt tüketimi 2,6 l/100km olmakta.

    3) sabit devir, farklı viteslerde (hızlarda) yakıt tüketimi (l/100km) nasıl değişir?

    bu sorunun yanıtı için de, aynı adresteki "tab. 2 fuel consumption in l/100km with different gear and speed" başlıklı tablo incelenebilir.

    şöyle ki:

    1500 rpm devirde araç 2. viteste 26 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 4,4 l/100 km yakıt tüketmekte.
    1500 rpm devirde araç 3. viteste 44 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 3,3 l/100 km yakıt tüketmekte.
    1500 rpm devirde araç 4. viteste 63 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 2,5 l/100 km yakıt tüketmekte.

    2000 rpm devirde araç 2. viteste 35 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 5 l/100 km yakıt tüketmekte.
    2000 rpm devirde araç 3. viteste 58 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 3,7 l/100 km yakıt tüketmekte.
    2000 rpm devirde araç 4. viteste 85 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 3,4 l/100 km yakıt tüketmekte.

    2500 rpm devirde araç 2. viteste 45 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 5,4 l/100 km yakıt tüketmekte.
    2500 rpm devirde araç 3. viteste 71 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 4 l/100 km yakıt tüketmekte.
    2500 rpm devirde araç 4. viteste 105 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 4,5 l/100 km yakıt tüketmekte.

    3000 rpm devirde araç 2. viteste 52 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 5,7 l/100 km yakıt tüketmekte.
    3000 rpm devirde araç 3. viteste 85 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 4,4 l/100 km yakıt tüketmekte.
    3000 rpm devirde araç 4. viteste 125 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 5,7 l/100 km yakıt tüketmekte.

    3500 rpm devirde araç 2. viteste 60 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 6 l/100 km yakıt tüketmekte.
    3500 rpm devirde araç 3. viteste 100 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 5,2 l/100 km yakıt tüketmekte.
    3500 rpm devirde araç 4. viteste 145 km/h hıza sahip olmakta ve ortalama 6,8 l/100 km yakıt tüketmekte.

  • saat 01:30 civarlarında balat'ta asayiş polis birimine bağlı bir polis otosunun çevirmiş olduğu taksi şoförüne dayak atması olayıdır.

    taksiyi durduran polis taksiciyi aşağıya indirir, aralarında bir konuşma geçer sonrasında taksici trafik polisi değilsiniz der bu kısmını duydum ben ki taksici haklıydı polisler asayiş birimine bağlılardı. sonrasında üç polisten birisi taksicinin kafasına durup dururken yumruk atar ve tokat atmaya başlar, diğer arkadaşları ayırmaya çalışırken bu polis tekme atmaya devam eder. tam o sırada biz ve bir kaç kişi aşağıya iner ancak sanki mahalle kavgasına yetişirmişcesine başka bir polis aracı gelir. orada olan hiçbir insan müdahale edemez taksici tartaklanarak arabasına bindirilir ve yoluna devam eder. ancak giderken arabasının camını açar ve şu lafı der "teröriste gelince kaçarsınız, bize gelince vurursunuz taksiciyiz ya biz".

    etrafta olan hiçbir insan polislere bir şey diyemez çünkü bunu yapan polisler bence terörist kadar tehlikelidir hiç kimse hatta kanun bile onlardan güçlü değildir. video çekmeyi akıl edemedim ancak sinirden elim ayağım titrerken bunu yapanların plakasını alabildim bununla ne yapabilirim hiç bilmiyorum. ne yapmam gerektiği konusunda yardım edebilecek olan varsa çok mutlu olurum çünkü vicdanım çok sızlıyor.

    edit: temmuz değil ağustos olması gerekiyor, sinirden ne ay kalmış ne başka bir şey.

    edit2: 34a80163 bunu yapan polislerin aracının plakası.

    edit3: ispiyonlamışlar ama kimse kusura bakmasın kafasına göre adam döven, silah çekip vuran polis benim için terörist kadar tehlikelidir. ben genelleme yapmıyorum sadece bunu yapan polisler olduğundan bahsediyorum.

    edit4: ayrıca bu entryi girmemden sonra beni seri eksi oylayan arkadaş, umarım sen veya ailenden biri bir gün o taksicinin durumuna düşmez.

    yıllar sonra gelen edit: çok isterdim gerçekten o polisi bulduk ve gerekeni yaptık demeyi o yüzden söylüyorum.

  • türkiyenin bir şehri. tüm şehirlerimiz kadar aptal, cahil adam barındırır. sidik yarışına gerek yok. 81 ilin 81 tanesi de aynı cinsten insan barındırıyor bu memlekette.

  • ahlaksız adamların hayal dünyasına meze olmuş oyuncu kişilik.adam şu kız için çocuklarını doğrayacağından falan bahsediyor ciddi ciddi, dalga amaçlı yazdığını düşünmüyorum çünkü kimse çocuklarını kesme konusunda böyle dangalakça bir cümle yazmaz şaka olarak bile.

  • anlattığı şey o kadar ilginç, skandal, şaşırtıcı ki ben ağzım açık okudum ama bizim magazin meraklıları hala dalga peşinde. bu kadar gerizekalı bir dönem daha olmamıştı. adam ülkenin başbakanının kasedi sayesinde başbakanla pazarlık yapıp hapisten çıkıp 5 milyon dolar da para aldığını söylüyor, böyle birşey dünyanın hiçbir yerinde yok, kolombiya, meksika, afrika hiçbiryerde yok, olmadı.

  • araba kullanırken uykunuzun gelmesini engelleyecek, gelirse de uykunuzu açmanıza yarayacak pek çok yol var:

    kahve ve/veya çay içmek:
    en çok bilinen yöntemdir. kafein ve teinin uyku açtığını bilmeyen kalmamıştır. uykunuz henüz gelmeden kafein ve tein içeren şeyler içebilirsiniz. bunlar arasında en kısa sürede etkisini gösteren ve etkisi en uzun süren türk kahvesi ve espressodur. koyu bir nescafe veya demli bir iki bardak çay da içebilirsiniz. bunların yaratacağı etki 3 veya 4 saat kadardır.

    sakız çiğnemek:
    sakız çiğnemek mideyi uyararak çalışmasını sağlar. midenin çalışması da beynin uyku durumuna geçmesini engeller. sakız çiğneyerek uykunuzun gelmesini geciktirebilirsiniz.

    otoradyo veya teyp:
    klasik müzik, türk sanat müziği, arabesk vb. müzik türlerinden uzak durduğunuz takdirde arabanızda çalan şarkılar ve radyo yayınları sıkılmanızı engelleyebilir. sıkılmak ayık kalmanın en büyük düşmanlarındandır. adrenalin seviyenizi yükseltmeye yardımcı şarkılar ve radyo programları sizi ayık tutacaktır. korku, heyecan, endişe gibi durumlarda salgılanan adrenalin hormonunun da uykuyu kaçırdığı bilinmektedir.

    atıştırmak:
    birşeyler atıştırmanız durumunda mideniz bu yiyecekleri hazmedene kadar uyanık kalabilirsiniz. sonuçta yemek midenin harekete geçmesini ve çalışmasını sağlar. bu durum bir süre için uyanık kalmayı sağlayabilir. tabi ağır ve yağlı yiyecekler yerseniz ters etki yapabilir ve uykunuzu getirebilir. hafif yiyecekler tercih edilmelidir. elma ve portakal gibi meyveler uyku açmaya birebirdir.

  • desteklediğimiz rezalet. 18 yaşından küçüklere evlenmek, çalışmak, çocuk yapmak, namus cinayeti, dini ideoloji ezberi serbest, içki yasak mı olacak? yürü arap yürü.