hesabın var mı? giriş yap

  • öğrenci:hocam son soru doğru,niye üstünü cizmişsiniz?
    hoca alır kağıda bakar...
    hoca:ilk soru limit,son soru türev,ilkini yanlış yapmışsın,limit bilmeyen adam türev yapamaz,kopya çekmişsin sen..!

  • -cocugumla ben ucucam ogluma cocuk fiyatı istiyorum ne kadardi.
    -cocugunuzun 12 yasını asmaması gerekiyor kac yasındaydi
    -32 yasında..ama cocugum...

  • neden yapmak zorunda olduğu bir işi yapmaya birini ikna etmek için bahşiş vermek zorundayız? bu düpedüz soygun. o zaman fırına gidip ekmek isteyelim ama adam vermesin, açsın avucunu bahşiş beklesin. çünkü o ekmeği satınca para kazanmıyor di mi?

    geçen gün bu gerizekalılıkları yüzünden yemeksepeti'ni silmiştim. bi taksi zaten bende yüklü değil ama getir'i silmek de o kadar zor olmayacaktır. yavaş yavaş kendinizi bitiriyorsunuz. böyle devam.

  • "böceğin bile yumurtalarını kaplama ritüelini merak ediyosun, dünyadaki her boku merak ediyosun, bakıp okuyup öğreniyosun. beni niye hiç merak etmedin?"

  • teklif yapan herifin medeniyetsizliği, mandalığı, yarattığı tehlike falan her şey bir kenara. nasıl bir kadın evlilik teklifini e5'te almak isteyebilir ya? bir kadının ne derece kıro, ya da ne derece aşık olması lazımdır ki e5'te evlilik teklifi almak hoşuna gitsin?

  • türk insanının psikolojisinin bozulduğunu gösteren başlıktır. sadece bu değil son zamanlarda olan cem yılmaz komik değil abi yeaaa yazan herkesten sonra iyice emin olmaya başladım. oğlum azıcık hayattan keyif alın lan, gülün eğlenin, sevmediğiniz insanlar olabilir ama sevmediğiniz herkesten nefret etmeyin. eskiyi aramayın sürekli.

  • 3s kuralı ile; swirl, sniff, sip!

    1)swirl.
    «yani çalkalama. sallama. döndürme. bu eylem tabii ki hafifçe yapılır. bunun sebebini eskiden hep çok merak ederdim, bilmeden de yapardım. ortalamanın üstündeki bir şarapta(bizim içtiğimiz köpek öldürenler değil tabii ki) ortalama 200'e yakın koku yapan bileşim vardır. bu bileşimler uçucudur. yani onları algılayabilmemiz için havaya(oksijene) ihtiyaç duyarlar. şarabı bardakça hafifçe döndürmek şarabın yüzey alanını oksijene daha fazla maruz bırakır ve bu karmaşık aromaların salınmasına yardımcı olur.»

    2)sniff.
    «yani koklama. şarabın seçilmesindeki en önemli unsurlardan. çünkü şarabı içerken retronazal yollardan ötürü aynı zamanda koklarız. yalnızca tadı yetmez. içindeki aromayı tattan öte en iyi kokusu ile verir. şarap koklamanın beyinde özel bir yeri çalıştırdığına dair araştırmalar mevcut.»

    3)sip! ve de spit!
    «ve de geldik mi içme işlemine. bir şarabın uçucu bileşenleri, ağzınızdaki sıcaklığa maruz kaldığında daha da fazla aktive olur, tat ve aroma o zaman şaha kalkar. şarabı diş etleriniz ve dilinizle temas ettirmek, dokusunu keşfetmenin tek yoludur.»

    şarap yüzyıllar boyunca soyluların içkisi olmuştur. biz 5 dolarlık şarapları midemize indirip bu hisse ortak olmanın peşindeyiz. doğrusu öyle dahi olsa; şarabın hissettirdiği fransız,elitist ve de aristokrat duygulardan haz duyuyorum. fakir ve de köylü ruhumu arada bir içtiğim şarap, klasik fransız müziği ile kandırmaya çalışıyorum. sonra perdeleri açtığımda tüm bu rüya bitiyor. o yüzden bir kalihora adabı: şaraplarınızı perdeniz kapalı için!

  • insan klonlama çalışmalarının kokoreç yapmak kadar kolay olacağını düşündüğüm 2018 yılında, ferhat göçer korkumu bilen yakın arkadaşlarım tarafından şahsıma yapılması muhtemel bir eşek şakası.

    hakkaten daha yazarken bile gerildim. sabah mahmurluğuyla kalkmışım, işime gücüme gideceğim, dolabımdan donumu gömleğimi alacağım, dolabı bir açıyorum içinden siyah takım elbise, parlak siyah gömlek giymiş ve ferhat göçer kulaklığı takmış beş tane ferhat göçer çıkıp "biriiii bana gelsiiiiiinnn o da seeeennnnsiiiiinööeeee" diye üstüme geliyorlar. tam bir kabus... valla çok korkuyorum ferhat göçer'den, nedenini bilmiyorum ama, gerçekten çok korkuyorum ondan. bu entrymi de sezercik tadında bitirmek istiyorum: teknoloci, kılon mılon bunlay hep güzel şeyley ama sen bizi böyle felaketleyle kayşılaştıyma oluy mu allah baba?

  • her sabah içinde bulunduğum durum.

    müthiş bir alışkanlık, öneririm.
    her sabah 5.30'da alarm kurmadan uyanabilen bir bünyeye sahibim.

    yüzümü yıkamamla beraber brezilya'dan getirilmiş, türk artisanlarca işlenmiş ristretto kokusu 5.35'e ayarlı espresso makinemden yükselip tüm evimi sarıyor. (nerede işlendiğini sormak isteyenler mesaj atabilir)

    hızlıca kahvemi içip koşu kıyafetlerimi giyip oturduğum özel güvenlikli sitenin yüksek duvarları arasında koşumu yaparken, bir yandan bloomberg'deki son haberleri dinliyorum kulaklığımda.

    35 dk civarı süren bu koşu esnasında gece piyasalarda ne olmuş bitmiş, kendimi update ediyorum.

    deneyin, siz de müptelası olacaksınız bu alışkanlığın.
    her şey kafada bitiyor, insanın biraz motivasyonunu yüksesdlsldakgkads..

    şaka şaka, gıpta ile baktığım insandır kendisi.

    bana gelecek olursak, ben sabah alarmı 18 defa snooze etmeden güne başlayamayan insanım :)

  • + nasılsın?
    * - iyiyim. sen nasılsın?
    + iyiyim sağol. eğer işin yoksa kadıköy'e gelsene?
    - işim yok, gelirim tabi ki.
    + tamam ben şimdi yemek yiyorum, vapurdan inince ara beni.
    - tamam ararım, çok teşekkür ederim. hadi görüşürüz.

    asfşkla teşekkür ne lan! niye teşekkür ettin lan tırto!

    (bkz: akıl) (bkz: fikir)