hesabın var mı? giriş yap

  • 20.000 tl lik oyun bilgisayarım var rtx 2080

    piyasadaki bütün popüler oyunlara sahibim

    0 zevk alıyorum hiçbir oyunu oynayasım gelmiyor

    sanırım bizden geçmiş yaş 32 malak gibi yatıyorum şu an daha zevkli

  • -rıza konuştu.. rıza konuştu.. örtmen bakıyor.. örtmen sınıfın tahtaya bakan kale tarafına doğru yürüdü..örtmen döndüü.. tebeşir geliyor.. sekerse tehlikeee.. sekmediiii.. sekmedii..

  • 300 spartalı filmine ilham kaynağı olan savaş: thermopylai savaşı

    thermopylai savaşı (bkz: the battle of thermopylae) sparta kralı ı. leonidas liderliğindeki yunan şehir devletleri ile kral xerxes ı liderliğindeki güçlü pers imparatorluğu arasında gerçekleşen, filmlere ve edebi eserlere konu olmuş bir savaştı.

    mö 480 yazında kral xerxes, yunan şehir devletlerini fethetmek ve imparatorluğunu genişletmek amacıyla yunanistan'a savaş ilan etti ve devasa ordusu, kuzey yunanistan üzerinden güney yunan topraklarına doğru ilerlemeye başladı. perslerin ilerleyişinin haberini alan, kral leonidas'ın komutasındaki az sayıdaki bir grup yunan askeriyse, diğer yunan şehir devletlerinden gelen birliklerle birlikte thermopylai'nin dar geçidinde savunma pozisyonu aldı. yunanlar, perslerin ilerleyişini durdurmayı ve ülkelerinin savaşa hazırlanması için zaman kazanmayı amaçlıyordu.

    yunan askerleri, araziyi kendi avantajları lehine kullanarak sayıca fazla olan pers ordusunu birkaç gün boyunca durdurmayı başardı. olağanüstü bir cesaret ve disiplin sergileyerek pers saldırılarını püskürttüler, ancak yerel bir sakinin, perslere bir dağ yolunu göstererek ihanet etmesiyle savaşın gidişatı tamamen değişti. olayın farkına varan kral leonidas, perslerin yunan askerlerini çevrelemek için uyguladığı kuşatma manevrasını (bkz: flanking maneuver) fark etti ve askerlerin çoğuna geri çekil emri vererek kendisi ve 300 spartalı son bir direniş göstermek için geride kaldı. kral leonidas ve spartalı savaşçıları, hem askerlerinin büyük kısmının kaçmasına olanak tanımak hem de pers ilerlemesini ellerinden geldiği kadar yavaşlatmak için ölümüne savaştılar ve onların bu fedakarlıkları, yunanistan'ın toparlanmasına ve sonraki savaşlarda pers istilasını geri püskürtmesine olanak tanıdı.

    thermopylai savaşı, o zamandan beri insanın özgürlük, bağımsızlık ve milli mücadelesi için neler yapabileceğini gösteren bir efsane haline geldi.

    kaynak

  • ciddi anlamda yaran bir tanesiyle karsilastim ve hala gulmekteyim.

    trafik polisi arabayi durdurmus ve egilip sormus:
    > -ehliyet ruhsat lutfen
    > -tabi buyrun demis sofor ve vermis. polis bakmis bi
    > problem yok.
    > -pekii demis polis, cevre vergisi pulu?
    > -burada, buyrun demis adam.
    > -ilk yardim cantaniz var mi? demis polis.
    > -tabii deyip bagaji acmis adam. polis bakmis icinde
    > eksik yok.
    > -yangin sondurucu?
    > -burada buyrun.
    > -zincir?
    > -derhal
    derhal cikarayim buyrun.
    > polis daha sonra tekrar sormus:
    > -mezdeke kaseti var mi?
    > sofor cok sasirmis.
    > -evet var buyrun demis.
    > polis: tamam siz onu takin teybe ve sesini acin
    > demis ve baslamis polis oynamaya. soforun saskinligi
    > daha da artmis
    ve dayanamamis sormus. -hayrola memur
    > bey?
    > polis cevap vermis:
    > -ee essek degilsin artik takarsin bi 20 milyon...

  • 15 nisan 1912'de buz dağına çarpıp batmış gemidir. daha sonra çekilen belgesellerde anlatıldığı kadarıyla;

    - telsizle yardım istenmiştir. ancak kimse bunu ciddiye almamıştır. "lan titanik batar mı be haha" tarzında konuşmalar olmuş carpathia isimli gemi olayın ciddiyetini kavrayarak tam yol kaza bölgesine gelmiştir.

    - kaptanın en son görüldüğü yer kendi odasıydı. oradan çıkmadı. filikalara yerleştirilen yolcuların organizasyonu 1. sınıf yolculardan bir albay yapıyordu.

    - yolcular yerleştirilirken orkestra hiç susmuyordu. en son zamanda "tanrıya yaklaşırken" isimli parçayı çaldılar. bu çok bilindik bir şarkıydı. *

    - filikalarla uzaklaşan yolcular titanic'in ışığıyla bütün olan biteni görüyorlardı. taki elektrik motorları patlayana kadar.

    - gemi ortadan (3. ve 4. bölümler arasından) bölündü ve ön taraf hemen battı. kuyruk (pervane) tarafı bir süre suda yüzmeye devam etti. yolcular kurtulduklarını sandılar. ama orasıda batmaya başladı. en köşede olanlar başlar bile ıslanmadan yüzdüler. sanıldığı gibi girdap oluşmadı.

    - filikalardan bir tanesi diğerlerine aktarıldı ve hayatta kalanları kurtarmak için geri döndü. bu dönüşten sadece 4 kişi kurtuldu. bunlardan biriside yolcuları yerleştiren albaydı.

    - çoğu insan boğularak değil donarak öldü.

    - tüm bunlar yaşanırken the times'in temsilcisi titanikteki konuşmaları yakaladı ve dünyaya ilk duyuran yayın organı oldu. ama kimse ciddiye almadı. white star yetkilileri olayı inkar ettiler ama bir kaç gün sonra yalanlayacak halleri kalmadı.

    - filikadaki yolcular kürek çekmek istediler. görevliler ilk başta karşı çıktı. ama denize atılmakla tehdit edildiler. çaresiz izin verildi. kürek çekenler arasında 1. sınıf yolcularda vardı. kürek çekmek istemenin 2 nedeni vardı. birincisi soğuktan üşümemek. ikinci ve asıl önemlisi; olan bitenden bir nebze olsun uzak kalmak, bir işle meşgul olmak.

    - carpathia olay yerine intikal etti. yolcuları ve filikaları denizden aldı. new york'a kadar hiç bir telsiz konuşmasına izin verilmedi. sadece kurtarılan yolcuların isimleri telsiz geçildi. askeri yardım teklifi bile geri çevirildi.

    - içeride biri daha vardı kurtarılmış. bruce ismeel. white star'ın kurucusu. bütün kurtarılan yolcular onun varlığından rahatsız olmuştu. halbuki titaniki tasarlayan adam titanik ile sulara gömülmüştü.

    - new york sularına yaklaşınca basın gemisi hemen carpathia'ya yaklaştı. mürettabata para teklif ettiler gemiye atlamaları için. ama kimse atlamadı. 1 basın mensubu carpathia'ya çıkabildi. o da hemen alıkonuldu ve gemi karaya çıkana kadar kimseyle görüştürülmedi.

    - new york'da tanıdığı olmayan kimse aşağıya indirilmedi.

    - hakkında çok spekilasyonlar oluşturuldu. bir çok kişiye (olayla bağımlı veya bağımsız) fatura kesildi. acı bir tarih yaşandı. kazadan çocuk yaşta kurtulup ileride baseball oyuncusu olan bir kazazede titanikte duyduğu sesleri "galibiyet vuruşundan sonra stadyumun sevinçle inlemesi" şeklinde benzetmiştir.

    - en önemli gerçeği titanik battıktan sonra öğrendiler. "insanoğlu hiç bir zaman doğayı yenemezdi."

  • babam öldü.

    bir iki saat oldu , cenazesini yarın alacağız . 7 yıldır alzheimer, son iki yıldır yatalak , son 4 aydır hastanede son bir ayını da yoğun bakımda geçirdi .

    bekliyorduk elbette , son bir haftadır daha yoğun bir şekilde git gide kötüleşen vaziyetteydi. çok zor bir süreçti bizim için , kendisinin içinde yaşadığı şeyleri zaten aklım hafzalam almıyor. kim bilir nasıl bir durumdaydı. tek tesellim artık bilinç olmadığından çok da acı çekmediğini düşünmüş olmam.

    öyle donuk hissediyorum ki , artık acı cekmiyecek diye bir yanım seviniyor bir yanım yıkık . iki dağın arasında kalmış gibiyim. donuk bir şekilde son iki saatimi öyle yere bakarak geçirdim . bu dünyada çok zorluklar çekti bir kısmına ben şahidim , olamadıklarıma da şahit olanlar anlatır. fakirliği çok yaşadı ama hiç bir anında isyan duymadım ağzından. hep çalıştı. hiç boş oturmadı , zaten oturamazdı da. hayat o lüksü hiç tanımadı.

    çok sertti. sert iklimde büyümüş , zor bir karekterdi.ne olursa olsun bizi kimseye muhtaç etmedi. çok gururluydu, hiç düşürmedi ne bizi, ne de kendisini. yeri geldi tarlada çalıştı , yeri geldi bekçilik yaptı , işçi oldu amele oldu. gocunmadı , kıt kanaat da olsa hepimize çok iyi bir hayat sundu. beni sonuna kadar okuttu. yemedi yedirdi giymedi giydirdi. boyle bir fedakarlıga karşı yüklenen borç nasıl ödenir bilmiyorum.
    bence imkansız.
    bu dünyada yok artık kendisi ama geriye bize çok büyük bir miras bıraktı. bıraktığı mirası paha biçilemez şerefli ismi , onurlu bir hayatla taçlanmış bir soyad.

    bu dünyadaki en büyük miras babanızın size bıraktığı şerefli bir isim . bunu da yeni öğrendim. benim için son derece gurur veren bir mirası yere düşürmeden onun ismini sonsuza kadar taşımak , inşallah bunu başarırım.

    bir mart ayında kaybettiğimiz annem gibi seni de bir mart ayında kaybettik. inşallah bu dünyada göremediğin güzelliklerin hepsini öteki tarafta kavuşur ve rahat edersin.

    anneme de sana da allah rahmeti ile şefaat etsin. mekanınız cennet ,yattığınız yer nur olsun. amin

    edit : çok mesaj geldi , bir çok insanın güzel mesajları inanılmaz destek ve güç oldu bana öncelikle hepinize çok çok teşekkür ederim iyiki varsınız. hepsine teker teker dönüş yaptım ama arada atladigim olduysa hakkını helal etsin.
    insanların hiç tanımadığı bir insanin derdiyle dertlenmesi , acisina ortak olması kadar yüce bir duydu heralde yoktur.
    bu yüce gönle sahip insanların varligi yok olmaya doğru giden umutlarımı yeniden tazeledi gerçekten. iyiki varsınız çok teşekkür ederim hepinize.

    eleştirenler de oldu tabiki , hani böyle bir durumda enty mi girilir diye. çok iyi anlıyorum onları da , haklılar da bir yerde . ama babamin hatiratini bir yerelere kazımak , herkese duyurmak , onun varlığının sürmesini istediğim için içimden geçenleri yazdım.
    burda amacım kendime bişey devşirmek degil.
    ne kazanabilriim ki bundan. eksi verdim diyen var , yemin ediyorum bir gram umrumda değil. bir milyon eksi alsın isterse.
    iyi ya da kötü, yine de eleştirenlere de bir gram kızmadım yemin olsun. allah hepinizden razı olsun . hepiniz var olun .

  • altındaki şu yorum koparttı:

    -adam ayağa kalkıp çocukları dışarı çıkartmıyor çünkü muhtemelen altında donla oturuyor