ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ilkokulda özel okul mu devlet okulu mu
-
özel okuldaki hocaların en büyük hayali devlet okulunda öğretmenlik yapmak iken velilerin hayali daha iyi eğitim alsın diye çocuğu özel okula göndermek. bu işte bi terslik var ama bilemedim.
yaran inci sözlük entry'leri
-
ba$lık: fakirlikten beni berbere sünnet ettirmişler
1.) üstten almış yanlarda duruyor amk
2.) arkayıda düzlemiş anlaşılan
alman fayans ustasının iş disiplini
-
öncelikle cumartesi sabahınızdan yaklaşık 26 dakika çalacağım için özür dilerim, eğer bu zamanı kaybetmek istemiyorsanız aşağıda vereceğim linki tıklamayın. zira ben, video başlayınca sonuna kadar izlemekten alamadım kendimi.
inşaat mühendisiyim, haliyle sektörü ve bu sektörde çalışanları iyi bilirim. hani, kırk yıllık fayansçıyım böyle usta görmedim desem yeridir. adamın disiplinine hayran kaldım ve bir kez daha almanlara olan hayranlığım arttı.
yani adamlarla aramızdaki farkı görmek için bence bu video tek başına bile yeter.
edit: eski link silinmiş, yeni link eklendi.
26 dakikanız yoksa tıklamayın!
köprüde linç edilen askerlerin yeni görüntüleri
-
hayatında ast-üst ilişkisi nedir bilmeyen adam işte "dönüp kendi komutanına sıkabilirlerdi," diye saçmalamış.
ulan, sen liseyi okuyup okumadığı belli olmayan, daha tuvaletin neresine sıçacağını bilmeyen, babasının "höğt lan!" demesiyle put gibi hazır ola geçen adamdan böyle bir mantık yürütmesini mi bekliyorsun?
üstüne üstlük bir de utanmadan, arlanmadan bu çocukların vahşice katledilmesine ne diyor? "oradaki insanların öfkesi belki de kardeşinin, annesinin, babasının ölmesindendir."
affedersin kardeş, ama ne yapmış olursa olsun; ister memleketi milyarlarca dolar dolandırmış olsun, ister annemi öldürmüş olsun, bir insana böyle davranmam. benim vicdanım var, ben bir insanım. ipini koparmış kuduz köpek değilim.
eda erdem'in meşhur pozu
-
https://twitter.com/…tatus/1419367381588193281?s=19 linkte görülebilecek ikonik pozdur. arkandayız kaptan!
fotoğrafın sahibi: (bkz: mert bülent uçma)
fotoğrafın yeri: (bkz: 7 eylül 2019 türkiye polonya maçı)
fotoğrafın hikayesi: https://youtu.be/esavssqkzfy
edit: türk kızlarına yol gösteren, örnek olan parmağı içerisinde bulunduran poz.
istanbul'da başlayan kölelik sistemi
-
pezevenge bak sanırsın roma'da yaşıyor.
başbakanın dostoyevski okuması
-
haberde cümleyi biraz kırpmışlar. orjinal cümlenin şu şekilde olduğuna eminim:
"dostoyevski okurdum, baktım anlamıyorum bıraktım, ulan dedim okuyup da nabıcan, çok okuyan arkadaşlar şimdi sefilleri oynuyor. ben de siyasete girdim."
sözlük yazarlarının zenginlik kıstasları
-
ortak gidilen bir mekanda kim ne yedi ne içti hesaplamayıp en yüksek meblağı masaya bırakıp kapının önüne çıkıp telefonla konuşmaktır. daha napsın? 'ben zenginim' diye bağırsın mı?
büyük un imparatorluğu
-
krallarının simit sarayı'nda oturduğuna dair bulgular vardır.
gisaengchung
-
güney koreli yönetmen joon ho bong'un (the host, snowpiercer, okja) bu sene cannes film festivali'nden en büyük ödül altın palmiye ile dönen filmi. film, tıpkı bir önceki sene aynı festivalde yine altın palmiye alan shoplifters gibi, bir bodrum katında yaşayan işsiz ve yoksul bir ailenin hikayesi ile açılıyor. ve yine tıpkı shoplifters gibi bir kara komedi tadında başlayıp, ağır bir trajediye evriliyor. yoksul ailenin dört üyesi teker teker sahte kimliklerle zengin bir ailenin yanında işe giriyorlar. bir parazit gibi zengin ailenin yaşamına ortak olup, işleri yoluna koyduklarını düşünürlerken, beklenmedik bir gelişme planlarını alt üst ediyor.
joon ho bong senaryosunu da kendi yazdığı parasite'da, shoplifters'dan farklı olarak, aile içi bağlardan ziyade, modern kore'de sosyal adaletsizlik ve sınıf çatışmasının yıkıcı etkisine odaklanmış. bir festival filmi olmasına rağmen, parasite'ın bong'un en "erişilebilir" filmi olduğu söylenebilir. kore'de tüm zamanların en çok seyirci toplayan filmi olması sürpriz değil. gerçekten de, ilginç bir hikaye daha ilk dakikadan itibaren seyirciyi avucunun içine alıyor, yönetmenin akıcı dili sayesinde sonuna kadar da bırakmıyor. filmdeki tüm karakterler iyi yazılmış ve o karakterleri canlandıran tüm oyuncular da çok iyi işler çıkarmışlar. eğer kore sinemasına (daha da genellersek uzak doğu sinemasına) mesafeli yaklaşanlardansanız, parasite bu farklı lezzetlerin dünyasına adım atmak için iyi bir başlangıç noktası olabilir.