ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
10 ağustos 2014 demirtaş'a verilen tarihi ayar
-
şu tweette görülen ibretlik ayardır. demirtaş'ı melek gibi gösterenlere de kapak olmuştur ayrıca.
debe: artık bi gelenek oldu en begenilenlere girdikten sonra gezi parkında ölen kardeşlerimizi anmak. doğrudur onları da unutmamak lazım ama algı operasyonlarıyla unutturulmaya çalışılan şemdin sakık'ın bir grup pkk'lıyla tezkeresini alıp evine dönen mehmetçikleri kurşuna dizmesi, dağlıca ve aktütün katliamı gibi bu eli kanlı örgütün yaptığı katliamları da unutmayalım. nitekim gidişat unutturulmaya çalışıldığı yönünde.
happy tree friends
-
bazı sahneleri hakikaten komik olsa da insanı geren çizgi dizi. sanki eline bir şey batacak veyahut bir yerin kesilecek hissi veriyor bazen. adeta kanın çekiliyor.
süleyman özışık'ın yurtdışına kaçması
-
bir gün tüm hırsız ve namussuz akp'lilerin yapacağı eylemi şimdiden yapmasıdır.
akıllılık etmiş.
biz de arkalarından kendileri gibi şunu diyeceğiz: ''akıllı olanlar gitti! akılsızlar burada kaldı!''
sahibinden'deki tasarımı ile çığır açan daire
-
7 ve 8. fotoğrafları düğün salonu sandım. o nasıl ev, topkapı sarayı gibi
golden retriever
-
bunlar kardan adam yiyormuş. dün öğrendim.
dün, köpeğim iş yerinin terasında olduğu için çok fazla ilgilenemediğimden, arkadaş olsun diye bir kardan adam yapmaya karar verdim. yaptım da. güzel olmuştu. lucky strike da (kendisi köpeğim olur) dışardaydı o ara. kardan adam bitince çağırdım, ''nasıl olmuş oğlum, beğendin mi'' dedim. şöyle bir baktı kardan adama. bir de bana baktı. direktman, ismail güldüren gibi çift daldı kardan adama. ama nasıl dalmak. sanki düşmanına saldırıyor.
bir iki boğuşup kardan adamın gardını düşürünce, kafasına 2 pati (pati dediğime bakmayın, bildiğin pençe) darbesi vurarak, kafasını uçurdu. sonra da oturdu başına, bonfile gibi yedi kardan adamın kafasını.
bir de çok süper bir iş yapmış gibi geldi aferin bekledi. ''aferin oğlum'' dedim. sanırım bunun gazına gelmiş olacak ki, gövdeye de girişti. köpek bu kadar iştahla yiyince ben de merak ettim tabi anasını satayım. oturdum iki avuç da ben yedim gövde kısmından..
şimdi ben ''dün köpeğimle oturduk yaptığım kardan adamı yedik'' desem, levyeyle döverler.. o yüzden söyleyemiyorum kimseye..
az kişinin bildiği muhteşem web siteleri
-
bir zamanlar için: ekşi sözlük
kadınla çiftleşmek dışında münasebet kurulmamalı
-
"örneğin erkek yanarken, kadın donar; erkek dışarda vakit geçirmeyi severken kadınlar evde oturmayı sever."
ben kadınmışım lan! hem çevremdeki kadınlardan daha fazla üşüyorum hem de evde oturmayı çok seviyorum.
olası türkçe navigasyon seslendirmeleri
-
-mezarlık var teyibi kıs
tuncay şanlı
-
fenerbahçede 50 sene oynayıp anca volkan demirel kadar efsane olacakken futbolcu olarak bol para kazanmış, ingiltere, almanya, katar ve hindistan görmüş. deli paralar kazanırken harika kültürler tecrübe etmiş, gençliğinde hayatını yaşamıştır.
emekliliğinde de gelir televizyon efsanesi olur çok lazımsa. ne sikime yarıyorsa efsane olunca.
yüzde 5 peşinle daire veriyoruz daha ne yapalım
-
vucut dili ve ses tonu bir esnaftan cok kabadayivari.
daha cok "niye almiyonuz sayin aq larim" der gibi.
jamon gordon'un carlos arroyo'dan yediği fake
-
gereksiz abartılan fake. kenardan koç çağırıyor amk görmüyor musunuz?
nikah dairesine fotoğraf makinesi sokamamak
-
bundan tam 9 ay evvel, benim de başıma kadıköy evlendirme dairesi'nde gelen şey..
hem de nasıl biliyor musunuz?
nikah başlayacak, salon tıklım tıklım, abim elinde kamerayla içeri girip beni çekecek.. ağzı 5 karış mutluluktan, kardeşinin nikahını izleyip kaydedecek diye..
haber geliyor bana, "içerde biri var kameralı sokmayız" diyorlar..
"nasıl sokmazsınız abimi" diyorum, "kamerayla giremez" diyorlar..
bakın bu muhabbet, ben evet demeden 5 dakika önce arka odada nikah memuru önünde gerçekleşiyor.
adamlar "sokamazsın kardeşim! ya parasını verirsin ya da çektirmeyiz" diye üstüme yürüyor.
"ulan ben sizden böyle bir bilgi aldım mı sokamayız diye? para vermek zorundamıyım şu halimde size" diye diretiyorum..
adamlar bağırarak "çektirmeyiz" diyerek merdivenlerden yukarı çıkıyor ve ben bu esnada arkalarından laf atıyorum.. durduğum yer, nikah masasının arkasındaki kapı.. yani kapı açıldığı anda tüm davetlilerin karşısına çıkacağım.
sinirden yüzüm kıpkırmızı, elim ayağım titreyerek kapıdan çıkıyorum.
masaya oturuyorum.
"evet" derken yüzüm o kadar eblekleşmiş ki, eşim bile "neden bu kadar üzgün evet" dedin diye üzülüyor..
bağırış çağırış en mutlu anlarımdan birini sktiler.
sizin rantınıza da paranıza da yazıklar olsun.
yıllar sonra ekleme: nikahımıza dair düzgün video kaydımız yok.