ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sınıfta ağlayan kızın yanında bekleşen kızlar
-
genellikle 2-3-1 düzeninde dizilirler.
------ merve ------ ağlayan kızımız -------- hülya ------
---- ayşegül ---------- ceren ----------- fulya ------------
--------------------- bahar ----------------------------------
öncelikle başroldeki ağlayan kızımızdan bahsetmek gerekir. bu kız sınıfın en güzel iki kızından biridir genellikle. tabi güzellik başa bela olduğundan haftada bir diğer güzelle dönüşümlü olarak sürekli ağlar.
merve: tahmin edeceğiniz üzere şişman olanıdır. şeytandır. ateşe körükle gider. acıdan beslenir. sınıfın erkekleri amaçlarına ulaşmak istiyorlarsa merve ile iyi geçinmek zorunda olduklarını bilirler.
hülya: sınıfın diğer güzel kızıdır. bir hafta sonraki sırasını usulca bekler.
ayşegül: merve'den çok hazetmez ama açık açık düşmanlık yapacak cesareti yoktur.
ceren: merve kadar olmasa da şişmandır. balık etli diyelim başımıza bela almayalım. onun da gözü merve'nin sahip olduğu konumdadır. fakat bunun yolu ilave poğaçadan ziyade ilave kötülüktür.
fulya: bu da hülya'nın yancısıdır. sonraki hafta merve'nin yerinde oturacak kişi kendisidir.
bahar: gruba kendisini kabul ettiremeyen kızımız budur. bu tür felaket günlerinde şansını denemektedir.
bir başkasının google aramalarını okumak
-
spacetuşununçalışmaması adında bir arama görüp kopmanıza sebebiyet verebilen okumalar silsilesi.
tek tip şarj girişi yasası
-
avrupa parlamentosu'nda ezici bir oy çoğunluğuyla kabul edildi. şimdi apple düşünsün.
2024 yılı sonuna kadar bütün yeni akıllı telefon, tablet, dijital kamera kulaklık, taşınabilir video oyun konsolu, hoparlör, klavye gibi cihazlarda usb-c şarj girişi yer alacak. böylece tek bir şarj cihazı çeşitli cihazlarda kullanılabilecek. umarım bu uygulamanın ülkemizde de yasallaştığını görürüz.
https://sputniknews.com.tr/…nilacak-1061948737.html
debe editi: debe için teşekkürler. yurtdışına rus kaynakları kapalı olduğu için başka kaynak aşağıda eklenmiştir.
https://tr.euronews.com/…asa-en-cok-applei-etkileye
az kişinin bildiği süper tarikatlar
-
(bkz: ekşibendi)
beyaz yakalıların yüzde 90'ı işsiz kalacak
-
1950'li yıllarda ford'un başındaki henry ford ii, dönemin efsane abd otomotiv işçileri sendikası başkanı walter reuther'a robotların çalışmakta olduğu fabrikayı gezdirirken esprili bir tarzda sorar:
"walter, bu robotlardan nasıl sendika aidatı toplamayı düşünüyorsun?"
walter'ı verdiği cevap, bugün kitaplara konu oluyor ve yakın gelecekte de üzerine çok tartışacağız:
"peki sen henry, bu robotlara nasıl araba satmayı düşünüyorsun?"
sitede yaşamak
-
20 yıl kadar önceydi. internet falan yok, bizim dünyadan haberimiz yok. amerika'da iyi koşullarda yaşayan işi nedeni ile dünya'yı gezen bir arkadaşımız vardı. bir gün bir sohbette türkiye'de sitelerin olmamasının çok güzel bir şey olduğundan falan bahsetti. anlamadık biz ne demek istediğini.
şöyle açıkladı, toplumda fakirlik arttıkça site yaşamı çoğalıyor. sen insanlar seni görmesin, görüp de kıskanmasın, kıskanıp da sana zarar vermesin diye yüksek duvarların arkasına saklanmak kendini diğerlerinden soyutlamak zorunda kalıyorsun. o parayı son derece legal ya da illegal bir şekilde kazanmış olabilirsin. bu önemli değil önemli olan birileri açlık sınırındayken senin yaşamının onlara batma ihtimali. hindistan, güney afrika gibi örnekler verdi yanlış hatırlamıyorsam. sonra gelişmiş ülkelerden örnekler verdi. ne kadar az site olduğunu insanların cadde binalarında yaşadığını anlattı. bu yüzden de türkiye'nin gelişmiş ülkelere benzediğini bunun da daha kaliteli bir yaşam olduğunu anlattı.
biz tabi o zaman henüz burnumuzun ucunu görmemiştik. geldiğimiz noktada dedikleri çok daha anlamlı geliyor. her gün yükselen siteler ülkedeki gelirler arasındaki uçurumun göstergelerinden biri aslında. sen ekmeğini hakkınla da kazansan, yoksulluğun artması onlarla arana duvar örmek zorunda bırakıyor.
ne kadar yoksulluk o kadar duvar.
yalnızlık senfonisi
-
anladım sonu yok yalnızlığın
hergün çoğalacak
her zaman böyle miydi bilmiyorum
sanki dokunulmazdı çocukken ağlamak
alışır her insan, alışır zamanla kırılıp incinmeye
çünkü olağan yıkılıp yıkılıp yeniden ayağa kalkmak
yalnızlığım yollarıma pusu kurmuş beklemekte
acılar gözlerini dikmiş üstüme nöbette
bekliyorum bekliyorum bekliyorum
hadi gelin üstüme korkmuyorum
yalnızlığım yollarıma pusu kurmuş beklemekte
acılar gözlerini dikmiş üstüme nöbette
bekliyorum bekliyorum bekliyorum
hadi gelin üstüme korkmuyorum
bulutlar yüklü ha yağdı ha yağacak üstümüze hasret
yokluğunla ben başbaşayız nihayet
bulutlar yüklü ha yağdı ha yağacak üstümüze hasret
yokluğunla ben başbaşayız nihayet
soz muzik sezen aksu
bülent ersoy'un uçakta çıkardığı kriz
-
hic geri donmeyle falan ugrasilmamasi gereken olay. birakicaksin kendi haline, tumsekten son hiz gecicen, turbulansa bos vitesle giricen yerden tavana vursun gorsun hanfendi.
oha bu neden silinmis lan.
orkid reklamlarından öğrenilenler
-
kadınların belirli periyodlarla mavi renkli bir sıvı salgıladıklarını...
yaran whatsapp grup isimleri
-
şu başlığa iki entryde bir "yarmayandır" yazılsa yeri yemin ediyorum.
gıybet' miş grubun ismi, ahhahahahahah ne kadar orijinal ya. kız nereden buluyorsunuz böyle esprileri, hayret.
yürüyen merdivenin sol tarafında dikilen insanlar
-
bu insanları da anlamaya çalıştım, ne bileyim ilk kez metroya biniyordur, böyle bir görünmez kuralın varlığından haberi yoktur vesaire. bir sağda dikilen olarak daima solda dikilenin en az üç-dört basamak gerisinde durdum ki geçmek isteyenlere manevra alanı kalsın.
dün akşam bu solda dikilen arkadaşlar yüzünden, kalkmak üzere olan metroma yetişeyim diye (orası benim süzme salaklığım, ayrı mesele) "sağ"layayım derken ayağım kaydı yürüyen merdivenden 5 basamak birden filan düştüm. dikilen arkadaşlar sadece bir "aman aman" filan dediler arkamdan, ben de "siz şurada dikilmeseniz bu olmayacaktı" dedim yüzlerine bakmadan kalkıp yürürken. neyse. pantolonum dizden aşağı yırtılmış, onu bir şekilde kamufle ettim. dizle bilek arasında da boydan boya derin sıyrıklar oluşmuş. akşamdan beri acısı dinmedi meretin. gene bin defa şükrettim, bu kadarla kurtardım diye.
yani demem o ki şu kuralı biliyorsanız yapmayın güzel kardeşim. benim gibi salakların başına iş açmamak için yapmayın bari.