hesabın var mı? giriş yap

  • iflas etmeye yüz tutmuş, er ya da geç batacak olan ülkedir.

    türkiye'dir.

    elinde ne var ne yoksa satılmış, özelleştirme adı altında peşkeş çekilmiş ülkedir.

    100 liraya fabrikadan çıkan otomobilin 900 liraya satıldığı ülkedir. (kötüden örnek olmaz derler ama bu en kötüden örnek olsun..)

    tapdk verilerine göre son 10 yılda rakıya ödenen verginin yüzde 655 arttığı ülkedir.

    1 paket sigaraya yüzde 80 vergi ödenen ülkedir. (evet, 80 tl'lik 1 karton sigaranın 65 tl'si vergi..)

    maaşını alırken vergi ödeyen halkın, markete gidip alış veriş yaparken verginin vergisini ödediği ülkedir.

    pasaportundan ehliyetine, nüfus cüzdanından ikmatgahına, 3 kuruşluk kağıt parçaları için yüzlerce lira haraç* ödenen ülkedir.

    her yeni güne daha bir nefretle uyanılan ülkedir.

  • 330.000 kişilik bir ülkenin profesyonel ligi olmamasına rağmen, 23 kişilik bir kadro çıkarıp avrupa şampiyonasında çeyrek final oynaması bir destandır.

    tanim: bu destanı yazan takımdır.

    bu ne ilk, ne de son!
    üzülme yanakson !

  • sanırım 1 kg. falan kaju alıcam. pahalı meret kafamıza göre alamıyoruz.5 liralık ver, 10 liralık ver demekten sıkıldım. giricem bi kuruyemişçiye, bana 1 kg kaju ver diyeceğim.

  • aklıma şu hikayeyi getiren olay.

    zenginin biri ölümden ve kabirdeki yalnızlıktan çok korkuyormuş. "öldüğüm geceyi kim kabre girerek sabaha kadar benimle geçirirse servetimin yarısını ona bağışlıyorum" diye vasiyet etmiş. öldüğünde "kim birlikte kabre girip sabahlamak ister?" diye araştırmışlar. kimse çıkmamış. nihayet bir hamal,

    -benim sadece bir ipim var, kaybedecek bir şeyim yok. sabaha kadar durursam zengin olurum." diye düşünerek kabul etmiş.

    vefat eden zengin ile birlikte defnetmişler. sorgu sual melekleri gelmiş. bakmışlar kabirde bir ölü, bir canlı var. "nasıl olsa bu ölü elimizde... biz şu canlı olandan başlayalım" demişler ve hamalı sorgulamaya başlamışlar.

    -o ip kimin? nereden aldın? niye aldın? nasıl aldın? nerelerde kullandın?"

    sabaha kadar sorgu sual devam etmiş, adamın hesabı bitmemiş. sabahleyin kabirden çıkmış.

    - tamam, servetin yarısı senin, demişler.

    - aman, demiş hamal, istemem, kalsın. ben, sabaha kadar bir ipin hesabını veremedim. o kadar servetin hesabını nasıl veririm?

  • 3-4 hafta kadar once buyuk bir firtina vardi. eve dondugumde camasirlari iceri aldim ve katlamakla ugrasirken pantolonumun uzerine tutunmus bir tirtil gordum. normalde de bocekleri falan oldurmem, disari birakirim bir sekilde. ama azem`i (hic arkadasim olmadigindan ismini azem koydum) o firtanada disari birakmaya gonlum razi olmadi acikcasi.

    bir nescafe kavanozundan kendisine bir ev yaptim, hava alabilmesi icin uzerine aluminyum folyo yerlestirip bir kurdanla delikler actim,icerisine yemesi icin yaprak ve marul parcalari biraktim. pek hareket etmiyordu, korktugu cekindigi belliydi. bir kac gun sonra cok fazla yemeye ve cok fazla diskilamaya basladi. kendisini bir selpak icerisinde kavanboza koymustum, o kadar dala ve yapraga ragmen onlara sarilmadi ve yemegini yiyip hemen kendini selpagin aralarina sakladi. ben de o selpagi cikarip rahatini bozmak istemedim.

    bir kac sonra azem hareket etmeyi birakti, oldu sandim,selpagin icine gizlendiginden ona cok zor ulasiyordum. sonra ki gun fark ettim ki etrafina ipek oruyor. cok heyecanlandim.

    sonra ki surecte ona hic dokunmadim (kucukken bir kac ipek kozalak haliyle kotu bir tecrube yasadigimdan hic dokunmamam gerektigini dusundum).

    aradan ne kadar gecti bilmiyorum, her gun kendisine bakmak istedim ama selpak buna engel oluyordu. gecen hafta pazartesi aksami bir arkadasim misafirlige geldi, azemin evinin yaninda kalemlerim mevcuttu oradan kalem almak istedi ve fark etmis, azem kelebek olmustu, ucuyor ama cikamiyordu.

    heyecanla kostum, kavanozu alip balkona gectim, hemen aluminyum folyoyu actim ve onu serbest biraktim.

    bugun 7. gunu, bir haftalik oldu o kisa hayatinda azem. eger yasiyorsan bir ugrasaydin be, anlik gordum seni. 7 gunun kutlu olsun.

    debe edit : ilk debeye azemle girmis oldum. mesaj atan herkese iyi dilekleri icin tesekkur ederim :)

  • charles ponzi amcamin 1920'li yillarda ilk kez uyguladigi bu taktik aslinda sahte bir yatirim kandirmacasiydi. soyle ki :
    gidip bi yatirimci bulup, ondan bi miktar para alip, bi ay icinde %20 faizle geri odeme garantisi vermek,
    daha sonra bu bi ay icinde birkac yatirimci daha bulmak ve onlari da ayni vaatlerle kandirmak,
    bu arada ilk yatirimciya hakkaten %20 faizle parasini geri odemek..
    ki bu adam asla parayi kabul etmeyip hadi bi ay daha kalsin diyo her zaman.
    e bunun gibi bikac adam buldugun zaman buyur sana ponzi numarasi.

    bu arada yatirimin ''cok gizli'' bi yatirim oldugunu falan soylemek gerekiyo kurbanlara. zaten cok da finans bilgisi olmayan insanlar secilmeli. araya bikac terim de eklenebilir ''offshore yatirim'' gibi.
    yatirimcilar paralarini erken geri cekmesinler diye de uzun vadeli hesap dondurucu fakat yuksek faizli yatirimlar onerilebilir ilerleyen aylarda.

  • geçtiğimiz yıl gerek ekşi sözlük yazarları, gerekse ekşi sözlük yönetimi çeşitli güzel eylemlere imza attı:

    - öncelikle yazarlar, ziyaretçiler ve sözlük yönetimi olarak van'a yardım ediyoruz kampanyası sayesinde küçük de olsa yüzlerce insanın hayatına bir katkıda bulunduk: (bkz: van'a yardim ediyoruz kampanyası/#27747710) dağıtım fotoğraflarına
    https://www.facebook.com/….426168.5862387854&type=3 linkinden ulaşabilirsiniz.

    ayrıca depremin hemen ardından akut'a yardım sözü vermiştik, bir araya gelip ihtiyaçların üzerinden geçtikten sonra bir beton kesme makinesi almaya karar verdik: (bkz: ekşi sözlük/#27674322)

    -ekşi sözlük cpu power team world community grid'e kayıtlı 28.904 takım arasında 2011 yılı sonu itibariyle üye sayısında dünyada 21. yapılan katkı açısıdan 72. oldu. takımın 1990 üyesi bugüne kadar toplam 582,845,176 puan üretti. bu puanlar kanser araştırmalarından, temiz su kaynakları yaratılmasına kadar bir çok farklı konuda katkı sağladı. takımla ilgili ayrıntılı bilgiye http://goo.gl/u5gzi linkinden ulaşabilirsiniz

    -sözlük olarak uluslararası engelsiz film festivaline sponsor olduk, bununla birlikte sözlük yazarları (bkz: ekşi sinema) bizlere harika bir film hediye etti (bkz: engellenmiştir/#23712343)

    -sözlük yazarları kan aranıyor duyuruları başlığında son bir sene içinde 740 tane kan aranıyor duyurusu yaptı.

    eğlenceli şeyler de yaptık,

    - 25 haziran'da ekşi fest'te bir araya gelip eğlendik, bu sene yine eğleneceğiz.

    - ekşi sözlük futbol takımı olarak bazen başarılı bazen başarısız ama hepsi keyifli maçlar çıkarttık: (bkz: ekşi sözlük futbol takımı/#27751951)

    - sözlük yazarlarının yazdığı ekşi kabare'de son viraja girildi oyunun provalarına başlandı.

    - akbank caz radyo projesinde sourberry altyapısı kullanıldı radyoda sourberry dj'leri dj'lik yaptı. bu açıdan bir reklam projesinde ilk defa sözlük yazarları da aktif olarak yer almış oldu.

    tüm bunların dışında, ekşi duyuru, limon, sourberry, ekşi sözlük birinci pazar ligi gibi oluşumlar üzerinden yazarlar bir araya geldi, birlikte vakit geçirdi, paylaşımda bulundu.

    bugün ayda yaklaşık 9 milyon kişinin ziyaret ettiği ekşi sözlük sadece barındırdığı içerikle değil gerçek hayatta dokunduğu hayatlarla da başka mecralardan ayrılır oldu. bu farklılığı sonsuza (ya da 21 aralık'a) kadar devam ettirmek dileğiyle!