hesabın var mı? giriş yap

  • bu kadıncağızı nasıl bu kadar büyüttünüz de reklam filminde özcan deniz'le görünce hayal kırıklığına uğrayıp veryansın ettiniz anlamış değilim lan.

    sonuçta tırıvırı şarkılar yapıp ekmeğine bakan bi popçu kişisi değil mi bahsedilen?

    tamam, kendi janrı içinde hoş, dinlenip geçiliyor işte de ne ara, kim tarafından ve ne amaçla bir ella fitzgerald muamelesi görmeye başladı lan ben orayı kaçırdım? yani hangi noktada coca cola reklamında özcan deniz ile oynaması üzüntü yarattı? bir seveni ufak da olsa bi çıtlatırsa çok memnun olurum...

    en nihayetinde reverans - feveran - bumerang - referans kafiyesinden şarkı yapıp cayır cayır söyleyen bi insandan bahsediyoruz değil mi? bu yukarıda okuduklarım da aynı sıla için söylenenler herhalde, farklı kişilerden bahsetmiyoruz?

    allah'ını seversen şu sözlerin yazarından söyleyeninden ne umdun da ne bulamadın güzel kardeşim benim, bi açıkla da bilelim? bildiğin çocuk şarkısı değil mi olmm bu, hem de kötüsünden, manyak mısınız siz bi de kadını üzüp hastanelere düşürmüşünüz...

    --- spoiler ---

    önüne gelene eğilip reverans
    bende karşılığı ağır feveran
    üzerim seni çocuk
    bakmam gözyaşına
    döner bumerang
    al sana referans

    --- spoiler ---

  • sauron, gandalf, saruman, radagast falan bunlar maia'dır. yani ruh vari yaratıklar. elfler, insanlar, orklar, cüceler, hobbitler vesairin aksine dünyalı değillerdir. arda'ya (dünya) yaratıldıktan sonra, valar'la beraber veya valar'dan sonra gelmişlerdir.

    şimdi, tolkien'in orta dünya evreninde hem çok hem de tek tanrılı bir sistem var. tüm evreni yaratan, diğer alt-tanrıları da yaratan tek bir tanrı var, adı eru iluvatar. bu tek tanrı, daha sonra valar'ı yaratıyor. valar'ı melekler gibi düşünebilirsiniz, iluvatar'a hizmet ediyorlar. aralarından biri kötü ruhlu, yani bir nev'i iblis, valar'ın en güçlü iki isminden biriyken sonra kötü yola sapacak, onun adı da melkor.

    bir de maia var, maia'lar, valar'ın hizmetkarları. her maia, bir valar'a bağlı çalışıyor. bunları da ruh, peri gibi adlandırabiliriz.

    eru iluvatar, arda'yı (dünyayı) yarattıktan sonra (çok özet geçiyorum) iki kıta oluşturuyor. eru iluvatar'ın izniyle kıtalardan batıdakine valar (alt-tanrılar) ve maia (ruhlar) yerleşiyor. doğudaki ise, bizim orta dünya dediğimiz yer ve onun uzantıları. elfler, insanlar falan hep burada doğup büyüyor. elflerin bir kısmı batı kıtasına gidip orada yaşıyor, sonra bir kısmı geri dönüyor, melkor bunları kandırıyor falan filan uzun hikayeler.

    gelelim sauron'a, sauron da melkor'un maia'sı.

    şimdi, dünyadayken bu valar ve maia etten kemikten forma giriyorlar. genelde insan/elf formunda geziniyorlar. esasen ruhani varlıklar tabii. ama özellikle orta dünya'da, yani doğu kıtasında insanlar arasında gezerken, fiziki bedenlere bürünüp dolanıyorlar. deniliyor ki (tolkien diyor tabii neticede hepsi kendi kurgusu) uzun yıllar (binlerce yıl) aynı fiziki formda dolandıkları zaman, tekrardan ruhani formlarına dönmeleri çok zorlaşıyor.

    şimdi melkor kötü, sauron da onun hizmetkarı, o da kötü. ama ikisi de çok güçlü varlıklar. sauron'dan önce kötü adam melkor ama yani sauron bir ise, melkorun gücü bin, belki yüz bin. öyle de bir fark var. çok büyük savaşlar oluyor. valar kılıcını yayını alıp orta dünya'ya geliyor. melkor'un altından girip üstünden çıkıyorlar. adam bire karşı on savaşıyor, melkor napsın. kaybediyor. melkor'u alıp dünyanın ötesine, uzaya (boşluk) hapsediyorlar.

    fakat tabii valar dediğin çok kudretli yaratıklar. orta dünya mahvoluyor bu savaşta. valar baltasını indirdi mi dağlar yarılıyor falan, su altında kalan ülkeler, komple yok olan şehirler vesair. valar diyor ki "aga biz artık buraya karışmayalım, bırakalım elfler, insanlar, cüceler falan kendi göbeğini kendi kessin" ve geri batı kıtasına dönüyorlar.

    işte sauron da böyle bir ortamda güçleniyor. yani yüzüklerin efendisinde valar çıkıp gelse, sauron'un ümüğünü sıkarlar. beş dakikalarını almaz. ama gelmiyorlar. çocuğunun yürümesini öğreten ebeveynler gibiler. hatta sauron'un o filmde gördüğümüz parmağının kesilmesi sahnesinde falan valar'ın neredeyse hiç müdahalesi yok. büyücüler, arifler yok yani. insanlar, elfler ve cüceler beraber savaşıyor ve yeniyor sauron'u.

    bu arada şunu diyebilirsiniz, madem valar melkor'u yendi ve dünyadan kovdu, sauron'u neden sağ bıraktı? şöyle ki, melkor yenilince sauron valar'a koşup tövbe ediyor, ayaklarına kapanıyor (valla). "ben ettim siz etmeyin" diyor. ağlıyor sızlıyor. bunu affediyorlar. bir süre iyi adam rolünde elflerin arasında dolanıyor. işte o dönemde yüzükleri yapıyor, kandırıyor insanları cüceleri ama elfler olaya erken uyanıyorlar. sauron kötü niyetini alenen ilan edip orta dünya'da melkor'un eski müttefikleri ve hizmetkarlarıyla (orklar, ejderhalar falan) beraber yeniden savaşa girişince, valar yardım etmiyor (önceki savaştaki yıkım sebebiyle çekiniyorlar). ama elfler, insanlar ve cüceler iyi iş çıkarıyor. sauron'u yeniyorlar. yüzüğünü de alıyorlar adamın (gasp ediyorlar adamı).

    neyse, sauron'un bedeni ölüyor o savaşta ama ruhani varlık dedim ya, bu kaçıyor. ormanlarda dağlarda saklanıyor. bu arada nazgüllerin, yani 9 insan kralın lideri olan kral kendi ülkesini kuruyor, o da yeniliyor falan. sauron gölge gibi hala. yavaş yavaş güç kazanıyor.

    valar bunu fark ediyor. ama kendi gelmek yerine, 5 tane maia yolluyorlar orta dünya'ya. bunlar işte saruman, gandalf, radagast ve iki büyücü daha. bunlara diyorlar ki, "insanları, elfleri ve cüceleri sauron'a karşı hazırlayın. ama onlara krallık etmeyin, liderlik yapmayın. hükümdar değilsiniz. sadece danışmanlık yapacak, rehberlik edeceksiniz". böylece orta dünya'ya geliyorlar.

    ama içlerinde en güçlüsü olan saruman kötü yola meylediyor. sauron'u yenip orta dünya'ya hakim olmayı arzuluyor. bu sebeple valar'ın desteğini yitiriyor. çok uzun süre insan görünümündeki bedeninde kaldığı ve geliş sebebini bir yana bıraktığı için, kitapta da filmde de öldükten sonra tekrar ruhani bedenine kavuşamıyor. yalan oluyor yani saruman. maia'lar bir bedende uzun süre kalınca artık şekil değiştiremiyorlar.

    sauron öyle değil. yüzüğü var. gücünü yüzüğüne aktarmış. isuldur parmağını kesip sonra öldürdüğünde tamamen ölmüyor. aslında ölmesi lazım çünkü onu kurtaracak bir melkor yok. ama yüzük hala var. yani sauron yüzüğün var olduğunu biliyor, fakat yerini bilmiyor. nehirde denize sürüklendi sanıyor herkes, buna gandalf ve elfler de dahil.

    sauron nihayetinde fiziki bedenine kavuşuyor. filmlere bakmayın, esasen bu eleman yüzüklerin efendisi boyunca kulesinde takılıyor. ayağı kolu bacağı kafası elleri falan var. bir parmağı yok, kesilmiş. demek ki yenisini çıkaramamış. muhtemelen yüzüğü takınca tam gücüne kavuşacak.

    yüzük olmadığı için farklı şekiller de alamıyor. insan formatında takılıyor.

    işte özetin özetiyle olaylar böyle.

    edit: bu arada sauron'un gözü, gerçek bir göz değil. yüzüklerin efendisinde iki ayrı boyut var. biri maddi boyut. biri de ruhani boyut. frodo yüzüğü takınca bu boyuta geçiyor. maia ve güçlü elfler aynı anda iki boyutta da yer alıyor (bu elfler yüzüğü takınca bile frodo'yu görebiliyor). mesela frodo da, normalde hayalet gibi olan yüzük tayfı insan kralları (nazgüller), yüzük takınca tam görüyor (gözleri, elleri, kolları vesair çünkü nazgüller ruhani boyutta yaşıyor). işte gandalf (özellikle ak gandalf olduktan sonra) ve sauron da bu ruhani boyutta çok uzak mesafeleri görebiliyorlar. sauron'un gözü dedikleri şey de, frodo yüzüğü takınca bunu hisseden sauron'un ruhani boyutta uzaklara bakıp yüzüğün yerini bulmaya çalışması.

    edit 2: peter jackson, yüzüklerin efendisinde uydurduğu "göz-saruman" şeysinden sonradan vaz geçmiş ve hobbit filmlerinde bunu "sauron ve etrafında parlayan ateş" şeklinde yeniden uyarlamış, biraz kitaplara uygun hale getirmişti.

    edit 3: peki ya sauron kazansaydı ne olurdu? muhtemelen elflerin hepsi orta dünyayı terk ederdi. insanların batı kıtasına girişi yasak ama valar eskiden olduğu gibi onlara ayrı bir ada ayırabilirdi. ama bunun cücesi, enti, hobiyi falan da var. muhtemelen bir noktada manwe’nin (valar’ın lideri, yeryüzündeki en kudretli varlık) tepesi atar, “eeeh yeter ulan” diyerek tahtından kalkar ve denizi geçerek sauron’a tekmeyi basardı (tabi eru gitmesine izin verirse). ama orta dünya önce sauron’un sonra valar müdahalesiyle mahvolurdu.

  • muhasebe sınavı:

    soru: kasa sayımında 100bin tl eksik çıkmıştır. bunu büyük defterde* muhasebeleştiriniz.

    cevap: tekrar sayın, eksik çıkmaması lazım.

  • iki yarıyı da bayern kazanır oranı 4.5. evini bassan 4 evin olur. kalan yarımla da evlere eşya al. yatırım tavsiyesi değildir

    maç sonu editi: ev hanımın üstüne olunca ben de çocuğu bastım. 4 tane çocuğum oldu hanıma nasıl açıklarım bilenler yeşillendirsin.

  • 1- evrim doğal bir süreçtir. entropi neden artıyorsa, heyelan neden aşağı doğru oluyorsa bir canlının evrimi de aynı sebepten olur, fizik ve kimya kanunları o şekilde yönlendirdiği için.

    2- evrim herhangi diğer doğal süreçler gibi bilinçsiz olduğundan bir amacı yoktur. harika çözümler geliştirdiği gibi aptalca şeyler de geliştirir, iki kafalı canlılar, mikrosefali, şeker hastalığı, hemofili, anemi, delik kalp vb şeyler evrimin bu aptalca, doğal olarak hayatta kalamayan geliştirmeleridir.

    3- kızlık zarının kızlık denetimi için yada başka birşey için geliştirildiği fikrine sahip kişiler burada sadece kendine güldürüyor...

    kızlı zarı aksesuar tragus neden varsa ondan vardır. bir anomalinin genetik olarak birikmesi ve popülasyonda yaygınlaşması sebebiyle. bazen bu anomaliler tesadüfen canlının hayatını kolaylaştırır, bazen bir boka yaramaz bazen de canlının hayatını zorlaştırır.

    eğer kolaylaştırırsa ve canlının gen aktarımını arttırırsa daha iyi görüş, daha gelişmiş beyin, daha iyi kamufle olan kürk gibi, bu anomali sonraki nesillerde varlığını devam ettirmekle kalmaz rafine olur, belirginleşir ve görülme sıklığı artar.

    eğer hiçbir katkısı olmazsa görülme sıklığı ortalama bir düzeyde kalır.

    eğer hayatı zorlaştırıyorsa, polisefali, delik kalp vb, gen aktarımına müsaade etmediğinden kendi kendini eler ve görülme sıklığı azalır.

    yaşam şartları değişir de olumsuz bir mutasyonun gen aktarımına etkisi azalırsa, şeker, kalp hastalıkları, kanser, göz bozuklukları, sakat uzuvlar vs gibi bu mutasyonların görülme sıklığı artar.

    hayat dediğin şey bu kadar basit işte.

    kızlı zarı küçük dudaklarla ilgili bir mutasyondur, çoğu zaman hayata etki etmese de bazen zar yırtılmasına bağlı aşırı kanama, enfeksiyon gibi sebeplerle ölüme yol açabilir. - ancak- seçilime etki eden kültürel bir olgu, kızlık zarı olan kadınları korur, diğerlerini toplumdan dışlar, öldürür yada vahşi hayatta ölüme terkederse görülme sıklığı artar. evrimsel bir amacı olmasına gerek yoktur.

  • bu sefer kahramanlarimiz acemi asker degil komutandir. iki asteğmen birbirine komşu eğitim alaninda acemi eğitimi ile meşgulken biri diğerini çay içmeye davet eder. laflamaya başlarlarken acemilerden birini çağirirlar. eleman koşa koşa gelir.

    -bize 2 çay getirir misin
    -emredersiniz komutanim *

    eleman çaylari bir koşu kapip getirir ve komutanlarinin dikkatini çeker.

    -aferim ya ne çabuk getirdin. ama nefes nefese kalmişsin. sivilde napiyodun sen ?
    -komutanim "balıkesir cumhuriyet savcisiydim" der

    bizim asteğmen elemanlarin o an boğazlari düğümlenir. o çay ateş olur ellerinde. acemi asker elemanlarin yanlarindan uzaklaşir.

    -olm var ya bu bizi sivilde yakalasin öttürür lan
    -lan ne biliyim o kadar adamin içinden biz de savciyi bulduk iyi mi
    -amaan koy gitsin. savcinin elinden de çay içtik ya
    -ehehuehue

  • çirkini öpmemişler kendini namuslu sanmış diye bir söz var bizde. orada dayak yiyen bir kadın olsa böyle tepki gösterir miydi acaba sayın namus timsali a. kodumun ahlak bekçisi motorcu...