ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
her yazardan bir sakinleştirici müzik tavsiyesi
-
marconi union - weightless
yapılan nörobilim araştırmalarına göre anksiyeteyi yüzde 65'e varan seviyelerde azaltıyor. kaynak:
https://www.inc.com/…xiety-by-up-to-65-percent.html
kendi deneyimime göre konuşursam, uzun süreli dinlemelerde gerçekten işe yaradığını söyleyebilirim. sonuçta bu durum beyin kimyasıyla ilgili bir şey. müziği arka planda açıp felaket tellallarını okumayın ama. şarkıyı açıp gözlerinizi kapatın ve umut dolu şeyler düşünün. zira ruh sağlığımız da en az beden sağlığımız kadar önemli.
marmaray en büyük liderin kim olduğunu gösterdi
-
marmaray açılışını 29 ekimde yaparak gercekten kimin en buyuk lider oldugunu göstermiştir. :)
zülfikarlı türk bayrağı
-
akp'nin bir başka atraksiyonu. malum, seçimler yaklaştı, düşman yaratmak, mağdur olmak lazım. ben akp için uğraştım, bütün marjinal(?) örgütleri tek bir bayrak altında topladım, bundan sonra bu bayrağı kullanırlarsa daha çok mağdur olurlar.
http://imgur.com/kdttdsy
babanın en iyi olduğu konu
-
dürüst olmak.
bankada müdürdü. bankanın sinema günleri olurdu, daha önce izlediğimiz bir film ise bilet getirmezdi. bir daha izlemek istiyorsanız para vereyim kendiniz gidin devleti sömürmeye gerek yok derdi.
bankanın ajandaları olurdu. ev için bir tane getirirdi. biz bütün kardeşler isterdik. yine aynı hikaye. para vereyim kendiniz alın.
pasomu kaybetmiştim, yenisi çıkana kadar kardeşiminkini kullanıyordum. duyunca kafayı yedi. kaybettiysen vereceksin paranı, tam bilet alacaksın dedi. devleti sömürmeye gerek yok.
sonra ne mi oldu? tabii ki de devleti kurtardı. ah canım babam benim ya.
edit: `@bazenuyur`'un ricası üzerine: (bkz: #110005689) sahiplendirelim şu yavrucakları.
14 mayıs 2015 emre belözoğlu'na yapılan saldırı
-
aslında emre feribot dışında çok sakin bir insandır. fetibotta agresif davranıyor.
kedilerin gariplikleri
-
kar, kış, ayaz derken yüzüm biraz kurudu. ben de kremden falan çok hoşlanmadığımdan, zeytinyağı süreyim dedim. iki gündür köşe kapmaca oynuyoruz bizim sıpayla. manyak mıdır nedir, önüne yağ koysan dönüp bakmaz, yüzümdeki yağa taktı kafasını. yalamadan rahat duramıyor. mır mır gurr kır kır mırr mır diye kovalıyor beni. yakaladığında kucağıma atlayıp yalamaya başlıyor. pis sapık! ananım ben senin!!!
sıçtık kelimesinin pc oyunlarındaki terminolojisi
yaran facebook durum güncellemeleri
-
" en zor meslek bankacılık olsa gerek. gün boyu milyarları say dur. akşam eve giderken bim'den yoğurt al. "
geçmişe gidip günümüz teknolojisini anlatmak
-
bugünkü teknoloji 2000 yıl önce olsaydı bugün olacaklar:
iki bin yıl önce insan nüfusu yaklaşık 300 milyondu. yapılan uydu görüntülemeleri ve bilgisayar modellemeleri ile bakıldığında, atalarımızın, bugünküne benzer bir fosil yakıt kullanımı ve artan nüfusları nedeni ile iklimi ve dünyada yaşamın büyük kısmını yok edeceklerini düşünebiliriz.
bunun sonucunda bugün muhtemelen tamamen yeşil bir teknolojiye ulaşacağımız varsayılabilir. muhtemelen tüm araçlar elektrikli, tüm güç kaynaklarımız ise yenilenebilir olurdu. dünyamıza en az şekilde zarar verecekler şekilde planlanmış yerlerde, dağlar, çöller ve okyanuslar arasında inşa edilmiş kapalı şehirlerde yaşıyor olurduk.
giysilerden, evlerin duvarlarına, yollardan, araçlara kadar her şey birbiri ile görünmez bir veri ağı ile bağlı olurdu. (bunların çalışması halihazırda yapılıyor.) bilgisayarlar hayatımızda çok daha büyük bir rol oynardı.
teknolojimiz, bağışıklık sistemimizi yapay olarak güçlendirerek neredeyse tüm hastalıkları iyileştirip sağlıklı kalmamızı sağlarken, beyin-bilgisayar ara yüzleri sayesinde sadece düşünerek etrafımızdaki cihazlarla iletişim kurabilirdik.
şehirler arası ulaşım, yeraltı vakum tüplerinde ilerleyen trenler aracılığı ile 8.000 km/s hızla hareket edebilirdi.
kaynak: science focus
ağzındaki sakızı balon yapan kızın asıl amacı
-
ağzındaki sakızı şişirip şişirip arsız arsız da patlatıyorsa tam bir şımarıktır.
fazla mesai ücreti
-
ilk çalismaya basladigim hukuk burosunda bunu talep ettigim zaman office manager denilen dallama yuzume karsi gulmustu, iste o ucrettir bu. ben de kendisine halihazirda elalemin hakkini savunan biri olarak (bkz: avukat) hakkimi yedirmeyecegimi, nasilsa bir sekilde alacagimi, o sebeple guzellikle bordroya yansitilmasinin daha dogru olacagini soyledim. tebessum etti. ben de tebessum ettim.
baktim ay sonunda parayi alamadik, sonra hangi gun fazla mesaiye kalsam, ki 20 ay calistiysam, bugun yuzde 80'inde kaldim ben o mesaiye, o gun icin bir kitap (kaldigim saate bagli olarak bazen iki, kitabina bagli olarak bazen uc gunluk mesaiye 1 kitap) aldim ofisten. 20 ayin sonunda ayrildigimda 200'den fazla kitabi barindiran hayvani bir hukuk kutuphanesine sahiptim. hatta ofiste ilgimi ceken fazla kitap kalmayinca siparis ettirip, gelen kitaplari eve goturuyordum.
isin ilginci ben bunu yaparken bir kisi de "aga sen napiyon? nerde lan bu kitaplar?" demedi. kutuphaneye bakan bir tek ben vardim sanirim.
neyse, velhasil bu calisanin hakki olan bir ucrettir. ya efendi gibi verilir, ya da zorla alinir. zorla alinmasi kanunlara aykiri, adalete uygundur. boyledir.