hesabın var mı? giriş yap

  • "ürüne para ödemiyorsanız ürün sizsiniz."

    örnek olay:

    "bir gün eve giderken aklıma "kedi maması" almak geldi. üstelik evimde bir kedi de yaşamıyor. yalnızca sokak kedilerini doyurmak için bunu düşündüm. o arada aile bireylerimden birisi beni aradı ve konu kedi mamasına geldi. önce eve uğrayıp akşam vakti mamayı alır ve bir sonraki gün kedileri beslerim diye düşünerek eve gittim ve bilgisayarımı açtım. dolaştığım sitelerin içinde bulunan reklamlarda bir gariplik vardı. pet maması ve hatta spesifik olarak kedi maması reklamları aratmadığım halde her reklamda beliriyordu."

    ekşi sözlük yazarlarının konu hakkındaki deneyimleri için: google'ın telefonları dinlemesi

    bu tip olayları sıkça yaşayan bir kişiyseniz ve bu durum sizi haklı olarak paranoyaklaştırmaya başladıysa, bilmeyenler için basitçe google'ın "kişiye özelleştirilmiş reklamları" ve "davranışsal reklam servis sağlayıcıları"ndan kurtulmanın yolunu anlatacağım.

    google'ın kişiye özelleştirilmiş reklamlarını kapatmak:

    bu linke tıklayın: https://adssettings.google.com/authenticated (reklam kişiselleştirme kapalı bölümünü seçerek kaydedin.)

    davranışsal reklam servis sağlayıcıların reklamlarını toplu olarak kapatmak:

    bu linke tıklayın: http://www.youronlinechoices.com/…lam-tercihleriniz (isterseniz teker teker, isterseniz sol tarafta beliren "tüm şirketleri devre dışı bırak" seçeneği ile etkinlikleri devre dışı bırakın.)

    ayrıca unutmayın ki;

    "şartları okudum ve kabul ediyorum." dediğimiz anda telefon uygulamaları dahil her bedava ve ücretli uygulama bizi dinliyor, anlıyor ve yakaladığı sözcükler üzerinden bizlere reklam göstermeye başlıyor. en azından kullanmadığınız her an “ses erişimi ve mikrofona izin ver” seçeneğinizi kapalı tutmakta fayda var.

    bizleri ansiklopedilerden, kitaplardan, kalemlerden ve kağıtlardan "tercihli olarak" koparıp, internet dediğimiz bu soyutluğun içine hapsettiler. bu da yetmezmiş gibi yavaş yavaş ve korkunç bir şekilde "yürüyen ürünler" haline dönüştük. oysaki tek istediğimiz şey bilgiye hızlı ve etkin ulaşabilmekti. bu basit istek, hem bilgiye ulaşırken tembelleşmemize hem de ürünleşmemize sebebiyet verdi.

    bizler ürün değil bireyiz, elimizden geldiği kadar kişisel alanımız için mücadele etmeliyiz.

  • evinde bir kediyle yaşayanların sıklıkla şahit olduğu bir tür kedi davranışı.

    efendime söyleyim kedi evin herhangi bir köşesinde kendini unutturmuşken, bir tıkırtı, şangırtı, patırtı olur. hani böyle siz bir an böyle irkilmiş kırık döküğe bakarken, kedi içeriye koşar adım gelir, durur, olay mahaline, size benlik bi şey var mı der gibi bakar sonra ki sessizliğin akabinde kafasını çevirir sanki hiç bi şey yokmuş gibi karizmatik, soğuk kanlı adımlarla yine bilinmez bir köşeye doğru kendi döktü kendi toplasın dercesine çeker gider.

  • bazen artislik yapıcam derken insanı gülme krizlerine sokan kasiyerdir..

    + merhaba ben bir adet çikın rep istiyorum(chicken wrap)
    - çikın reyp mi? (chicken rape)
    + ahaha ne günahı var lan tavuğun!

    10 yil sonra gelen edit: en cok begenilen entrymin bu olmasindan dolayi bir durum raporu vereyim dedim. bir süredir et yemiyorum ve süt ürünlerini de olabildigince az tüketmeye calisiyorum. hem dünyamizin amina koydugumuzdan ve gelecekte ciddi bir yiyecek, temiz hava, su ve benzeri pek cok sorunu yasayacagimizdan, hem de hapir hupur mideye indirdigimiz en boktan sartlar altinda katledilen hayvan lesi yemeyi etik sebeplerden dolayi hayatimdan cikarmak icin. yani demek ki, belki de yukarida bahsettigim fast food kasiyeri hanim "çikın reyp" diyerek dogru bir sey demis, ukala ve cahil olan benmisim.

  • hayat gerçekten enteresan. bjk arsenali ciddi şekilde zorlayıp neredeyse elerken ve futbol olarak da bence daha iyi oynarken gs'li arkadaşlar "aferin bjk'ye" diyeceğine "arsenal bu sene kötü yeaaa" demişlerdi. ve o arsenal döndü dolaştı gs'nin grubuna düştü. ilk maçta dalga geçti ikincisinde ise dalga geçmekten beter ediyor. hayat gerçekten enteresan.

  • hababam sınıfında da böyleydi. okuldan kaçmasınlar diye kız öğrenci getirtmişti pinti müdür.

  • hani bir kesim var ya, güdüldükleri adamları çok iyi birer hatip, çok iyi birer konuşmacı olarak betimliyorlar, oysa ki bağırmaktan veya ağlamaktan başka birşey yapmayan adamlar onlar..

    işte o adamlar, rutkay aziz'in altın portakal'da yaptığı konuşmayı, prompter'sız, kağıtsız 10'da biri olacak şekilde yapabilsin, dişimi kırarım..

    içeriğine, goethe'den örneklerine falan hiç girmiyorum bak..

  • paradoksal bir kanıt olacaktır. simülasyon olduğunun kanıtı bulunursa ve yazılımcı bundan hoşnut olmazsa evreni bir süreliğine durdurur, bir yama ekler zamanı da biraz geriye alıp yeniden başlatır. sorun kalmaz.

    yazılımcı bir yerde bunun simülasyon olduğunun ortaya çıkmasını istiyorsa o zaman iş kötü. programın sonuna gelmiş olabiliriz.

  • gece gece bu oyun yüzünden gözlerim dolu dolu yazıyorum şu entryi. bu gece zaten gereksiz bi duygu yüklenmesi vardı üzerimde. gireyim acık görev filan yaparım da kafam dağılır diye oynamaya başladım.
    bir görevde elemanı zindanlardan kurtarıyordum. neyse adamı kurtardıktan sonra baktım diğer mahkumlarda var aynı zindanda. kurtardığım yerde ebesinin dağında bi kalenin içinde olduğu için onları da kurtarayım dedim. şimdi kalede herkesi öldürdüm bunlara yemek su veren olmaz diye düşündüm. neyse tek tek açtım kilitleri çıktılar hepsi dağıldılar. arkamı döndüm 1 tane üstü başı pasaklı ama efendi birine benzeyen nord gördüm. çantama aldığım gereksiz kıyafetleri yere atmıştım. arkamda adam birden önüme atladı 'kardeşim özür dilerim bunları attın lazım değilse alabilir miyim? üstüm başım perişan' tarzında birşeyler söyledi ekranda seçeneklerde 'dokunma lan onlar benim' ve 'tabi alabilirsin kardeşim. ne demek' tarzı 2 seçenek vardı. alabileceğini söyledikten sonra sanki böyle gözlerinin içi parladı. hemen eğildi bütün attığım ezik kıyafetleri topladı giydi üstüne mutlu oldu. ben direk saveleyip çıktım oyundan. bu fakirliğin gözü kör olsun lan.
    çok yalnızım ve duygusalım gece gece.