hesabın var mı? giriş yap

  • marx, hegel, kant, gerekli
    cübbeli, fethullah, hatipoğlu gerekli değil.

    debe editi: kisa bir sure once yazarligim onaylanmis olmasina ragmen, bu kisa surede bir kac defa debe'ye girebildigim icin hepinize tesekkurler.
    yeni tema hakkinda bir kac kelam etmek isterim bu vesile ile, sozluk ortaminin yazarlarin kendini arasinda da haberlesebilmesi icin mesajlasmak icin cok onemlidir.
    ve malasef mesajiniz var bildirimi eksik, eskiden budurum yesil renk ile kolayca gorulebiliyordu.
    uzun zamandir mesajlarima bakmiyordum ve hic bir bildirimde olmadigi icin dun bakma ihtiyaci hisettim, yazarlardan mesajlar almisim ve ben bunlara gec cevap verebildim.
    bugun sabahta bir kac mesaj almisim yine bildirim yok.
    boyle birsey sozluk formatina uymaz, insanlar en azindan birbirleri ile kolayca mesajlasabilmeli ve bunu farkedebilmeli.
    ben bu yaziyi yazarken acaba ucurulmuyum diye bir an dusundum ve bu durum ise sozlugun "ozgur" ortaminin ne kadar yara aldigini gosterir.
    en ufak bir elestiride yazarlarin ucurulmasi ne kadar mantikli?
    burada bir kac tecrubemi aktarmak isterim.
    - inci sozluk zamaninda reklam aldi bir iddaa sirketinden (nesine.com) olabilir, yazarlarin isyani ile inci sozluk uzun zaman yada benim bildigim kadari ile reklam almadi, yonetim yazarlara uydu.
    - eksi sozluk yonetimi ise yazarlarin itirazlarini dinlemeden karsi ataga gecti.
    -28 subat gecesi, tema ile ilgili elestirel bir basligim silindi, ve bunu rezalet diye adlandirdigim diger bir basliksa cok tiklananlarda idi sabah o yazi da ucmustu.
    - bu ornekler gosteriyor ki yonetim olaylari bastirmak ve susturmak icin cebri yontem olarak secmistir.
    - sozlugu sozluk yapan ortami idi, bu ortam kaybolunca bu arada cok para kazanabilirsiniz ama uzun vadede insanlar soguyacaktir.
    simdi ben bunun icin ucurulabilir miyim? hem evet hem hayir, cunki ortada sistem kalmadi.
    debe icin yeniden tesekkurler..

  • bir doğu alman ajanıdır. kırşehirlidir. gurur mu duysam, ağlasam mı bilemedim şimdi. batı almanya'ya giden birçok türk gibi işçi olarak gitmiş, batı berlin'de stasi'nin yabancılar şubesinin başı markus wolf tarafından keşfedilip berlin'deki amerikan ordusuna tamirci olarak sızmıştır. yine bir gün amerika'da görev başındayken doğu almanya yıkılır, başka bir ajanın ifadesiyle yakalanır ve ikibinli yıllara kadar hapiste kalır abd'de. sonra türkiye'ye gönderilir. aydın olun geçenlerde hikayesini yazmıştı bir kitapta. bu arada kod adı blitz'dir, yıldırım manasında.

    bu işi niye yaptığını sorunca insanlar, para için yaptığını söyler. türkiye'ye karşı hiçbir görevde yer almamıştır dediğine bakılırsa.

  • türkiye'nin asıl sorunu budur işte. ülke insanının %95'inin eleştirdiği konu hakkında hiç bir bilgisi yok.

    olm dizi ara verdi, yeni bölüm gelmiyor. ne yapsın insanlar, eski bölümleri izleyip izleyip sözlüğe mi yazsın amk?

  • şu an engelliler için özel yayın yapan program.
    "destek" yazıp 5633'e mesaj atarsanız, 5 lira destek olabilirsiniz.
    slogansa "engelleri kaldıralım"

    tanımı yaptım, bilgiyi verdim. şimdi cevaplarımı döşeyeyim.
    yaptığınız iş çok güzel. birçok engelli maddi yetersizliklerle tekerlekli sandalye, protez vb. araçlara sahip olamıyor. aynı şekilde bazıları da tedavi olabilecekken maddi yetersizliklerle olamıyor. hepsine eyvallah.

    ama 2 büyük sorun var. profesyonel bir engelli olarak itiraz edeceğim.

    -1) art arda gelen vtr'lerde minörlerden giden acıklı keman sesi üzerine, "tüm fragmanları seslendiren adam"ın, belgesel seslendiren tarkan tonuyla, zaman zaman da çoşarak ajite metinler okuması ve akabininde hadise'nin bi bok varmış gibi ağlaması çok çirkin ve sinir bozucu.

    -2) tüm bu toplanan paralar şahane! ama engelleri kaldırmıyor.
    daha bugün taksim'den geldim. talep ettiğim rampalar yapılmış diye gittim. yapılmamış. meydana çıkmak için 1 saat dolandım.
    hatırlayınız: taksim metrosu'ndan meydana 61 dakikada ulaşmak

    nihayet gerekli çalışmanın yapıldığı haberi geldi ama yalan çıktı. bugün güncellenmiş haliyle tüm süreç şurada: http://www.simtoalev.com/…lli-erisimi-surec-takibi/

    ha keza başbakan'ın "reform"una cevabım da burada: (bkz: #32144171)

    bir tekerlekli sandalyem var. az buçuk bir eğitimim, kültürüm de yok değil. zengin olduğumu söyleyemem ama yoksul hiç değilim. çalışıp paramı kazanıyorum. yani bu kampanyalar ile sahip olunabilecek araç, eğitim, para ve işe sahibim.

    ama,
    - şehir içinde bir noktadan diğerine geçemiyorum.
    - tiyatro, sinema, konser vb. etkinliklere katılamıyorum.
    - canımın istediği restoran, kafe vb. bir yere girip yiyip içemiyorum.
    - trafiğe karışmadan yol bile gidemiyorum.

    o halde nereye kaldırıyorsunuz engelleri allah aşkına?

  • --- spoiler ---
    1 ocak 2022 tarihinden itibaren köprü geçiş ücretleri iki eşit parçaya bölünerek iki yönlü olarak değiştirildi. boğaz köprülerinde tek yön otomobil geçiş ücreti 8,25 lira olarak belirlendi.
    --- spoiler --

    geçen sene karayollları yok öyle bir şey diye kendini paraladı
    ne oldu
    demek ki varmış
    artık köprüden gidiş geliş 16.50 tl verilecek
    boğaziçi köprüsü 40 yıldır faaliyette
    maliyetini şimdiye kadar 100 kez çıkarmıştır
    bu köprüler kamunun değil mi
    neyin zammı olduğunu bir aktrol'den açıklamasını bekliyorum..
    demirel'in özal'ın aklına gelmeyen sağolsun reis'in aklına geldi
    acıma reis
    vur kırbacı
    sanki seçime gitmeyecek gibi kanırt bu milleti

    edit: hızımı alamadım
    birkaç şey daha yazacam
    evim ümraniye'de
    işyerim maslak'ta
    benim için kadıköy'e gitmekle maslak'a gitmek arasında fark yok
    kadıköy'e giderken para ödemiyorum da
    maslak'a giderken neden para ödüyorum

    ayrıca anadolu'da özellikle de karadeniz'de pek çok şehre gittim
    pek çok yolu tüneli köprüyü kullandım
    mesela karadeniz otoyolu neden ücretsiz
    onu da paralı yap
    mesela trabzon'un içinden geçen upuzun tünellerin de başına birer ogs ve hgs gişesi koy
    bakalım trabzon ve rize'den bir daha oy alabiliyor musun
    onlar para ödemiyor da istanbullu neden para ödüyor
    istanbul'da yaşayanlar bu ülkenin sağılacak inekleri mi?

  • özellikle pandemi başladığından beri dikkatimi çeken ve kullanımı giderek artan hadise.

    telefonu veya bilgisayarı açıyorum, yemek söyleyeceğim. fiyatlara bakıyorum, şu neymiş 24.99 yazıyor, açıyorum bir bakıyorum fiyatın yanında "kişi başı" yazıyor. ulan bu ne?

    meğer menünün yanında "2 kişilik" yazıyormuş. verdiğin bir tane sıradan, bir tane de dandik hamburger. birkaç patates, taş çatlasın 1 litre kola.

    ilk çıkan ikili menüler nedense kişi başı fiyatla çıkmıyordu? ya sen kimsin benim alacağım menüye kişi başı fiyat yazıyorsun. (bkz: sen kimsin ya)

    bunu denetleyecek bir kurum yok mu ? bunun yasak olması lazım değil mi yani?

    6lı tabak çanak setine de 300 lira yerine kişi başı 50 yazsınlar. ne bileyim araba firmaları da arabalar 5 koltuklu olduğu için 500.000 liraysa kişi başı 100.000 diye satsın. böyle bir şey olabilir mi ya?

    bu hadsizliğe biri dur demeli. kimse benim yiyeceğim menüyü ikiye bölemez.

  • 14 aralık ajax-utrecht maçı

    ykayserili: beyler teravih namazı kaç rekat?
    ooxxoo: ykayserili 20 rekat ama o sorunun sorulacağı yer burası değil kardeşim.
    ykayserili: dostum merak ettim, özür dilerim. bir daha müslüman bi ülke liginde sorarım. *