hesabın var mı? giriş yap

  • sebebi, bu şekilde ikiye bölünebilmesidir. batı'nın oyunudur. bizi bölmek istiyorlar...

    yıllar sonra başa gelen editi: avrupa'da bir akrabamız, türkiye'den etnik sebeplerle (kürt) avrupa'ya sığınma talebinde bulunan bir adamcağızla karşılaşıyor. adam, "abi biz, türkiye'de ikinci sınıf vatandaşız, kimliğimizde öyle yazıyor." deyince, akrabamız "nasıl yani? o kadar da belli etmemişlerdir" diyor. adam da, "çıkar kimliğini bak göstereyim" diyerek el büyütüyor. neyse kimlikler çıkıyor. adam, kürtlere hep sonu çift sayıyla biten kimlik verdiklerini, diğer herkesin tc. kimlik no'sunun tek sayıyla bittiğini zannediyormuş. hayat işte...

    not: kürtlere yapılanlar ortada. mevzumuz olayları tahfif etmek değildir... adamcağızın durumu trajikomik.

  • terlikler dünyasının arafında yer alan bir terlik türü. bu terlik, ne bizim evde giydiğimiz terlikler kadar rahat ne de misafir terliği
    kadar yenidir. genellikle ayakkabıların, terliklerin olduğu dolabın en arkasında bir yerde bir suçluluk vesikası gibi durur. bu terlik, bizim giydiğimiz yahut misafirlerin giydiği terliklerin artık tipi tamamen kaymış bir versiyonudur. bu terliği eve gelen bir usta giydiği zaman artık ne kendimiz giyeriz, ne de misafirlere giydiririz. usta terliği olmuştur o bir kere... maşallah ustaların ayakları da genelde kar canavarı yeti gibi olduğu için zaten eskimiş terliğin tipi usta giydikten sonra iyice kayar.

    eve gelen kibar usta, "yalnız şöyle bir terlik alabilirsem" diye bizden terlik rica ettiğinde, ya da mahcup bir şekilde ayakkabılarını çıkartırken, usta gelecek diye hazırladığımız terlikleri şakkadanak çıkarırız. "buyur usta, terlik vereyim sana, rahat et" deriz. sanki o an düşünmüşüz gibi... oysaki o terlikleri çok önceden ayarlamışısızdır biz usta için... bunlar bizim eski terliklerimizden ya da yamulmaya başlamış misafir terliklerinden türetildikleri için eve gelen ustanın ayağında biraz komik gözükebilir. şirinlik olsun diye dil çıkaran köpekli pofuduk terlik almışız, eskimiş, hemen ustaya verilecek terlik yapmışız... lan yılların tesisatçısının ayağına yakışıyor mu şimdi o pofuduk terlik? bu adam yaşar usta gibi dellenip dokunma köselelerime, dokunma kunduralarıma diye lokma anahtarla omurilik soğanımıza vursa? ondan sonra allah korusun hangi pozisyondaysak öyle kalabiliriz ömür boyu. lise biyoloji kitaplarında yazar bu... bu vesileyle geçmişteki hatalarım için tüm ustalardan özür diliyor, hepsini tek tek öpüyor, sevgiyle kucaklıyorum. helal olsun size bir dikişte içtiğiniz bardak bardak soğuk sular...

  • adamlar bildiğin türkiye'de hayrına çalışıyor amk. ayda 8 papara ile 4 lira. şimdi gitsem bakkaldan bir doritos alsam 15 lira veririm. beleş kargo,her ay beleş triple a oyun, bi de prime video.

    elin amerikalısı bile buranın garibanına bizim devletten daha iyi bakıyor yemin ederim.

  • şakaysa komik değil gerçekse çok komik klişesine elveda dediğimiz şu dönemde tabi ki şaşırtmamıştır. ayrıca bu abla çıkıp ben sakızdan çıkan maniyi şarkı yaptım heheh diye pazarlasa ay çok tatlış diye yine tutardı, kimse de yadırgamazdı.

  • bir troll ağlıyor gözleri yaşlı.

    1.si bu tünel projeleri "istanbul 7 tepe 7 tünel" sloganıyla başladı.
    ve 3. tünelden sonra durduruldu.
    durduran kişi bizzat reis-i cumhur.
    o zamanki açıklaması da, "metroların daha efektif olduğunu gördük, tünelleri bırakıp metro yapacağız" demişti.

    o zaman gıkı çıkmayan troll gelmiş, şimdi "inanmoyoraaaaaaaam" yapıyor.
    mayışlar yatmış.
    iyisiniz.

  • doğu illerindeki bir ağanın en büyük zevki, kar üzerine çişiyle imzasını atmakmış.
    bu nedenle kar yağmaya başladığı andan itibaren köyde hayvanlar dahil hiç kimse sokağa çıkamazmış.

    kar biraz kalınlaşınca, ağa sırtına kurkunu giyer ve koy meydanına gelirmiş.

    yanında da en yakın yardımcısı haso. ağa sırtını köye doğru döner sonra sorarmış:

    “-ula hasso, ahali bakiy mi?”

    hasso yanıtverirmiş:

    “-evet ağam, hepisi de bir olmuş, pencerelerden bakir.”

    ağa çişiyle karin üzerine imzasını atarmış, “abdullah cizrelioğlu” sonrada bir nokta koyarmış ve sorarmış:

    “-hala bakirler mi lo?”

    “-he ağam, hem bakirler hem de çılgın gibim alkışlirler.”

    her sene ayni tören sürermiş. aradan 7 yıl geçmiş. ağa yine kar tuttuktan sonra çıkmış koy meydanına.

    sormuş hasso’ya:

    “-ahali bakir mi?”

    “-he ağam bakirler, kopekler, kediler bile camdadir.

    ağa adini yazmaya başlamış “abdullah” diye. “cizreli” demiş ki, kalakalmış, çünkü yas gereği prostat.

    halka rezil olmak var..alçak sesle hasso’ya sormuş:

    “-bakirler mi?”

    “-he ağam bakirler de, sen ne diye durdin ki ogle?

    ağa çaresiz

    “-ula gel yanıma, arkanı don ahaliye, tamamla sunu.” diye emretmiş.

    hasso bir an durmuş, sonra çişini yapmaya hazırlanmış ve ağanın
    kulağına eğilmiş :

    “-ağam..” demiş haso..,

    “-kırk yıldir kafama vurdin salak dedin, sırtima vurdun aptal dedin. he bu kulun okumayı yazmayı sökemedi ki, ucunu tut da yazının devamını sen yaz…

    yanımızdakileri eğitmezsek, tutacağımız gün yakındır.

  • "ya ne garip bazi insanlar nasil da bilmiyor, kopek geldigi zaman hareketsiz durmak, yatmak, korkmamak lazim. daha ilkokulda bile ogretiliyor bunlar halbuki."
    iste bakin boyle zihniyette insanlar var memlekette. kopek adami orda az kalsin hastanelik edicek, hala sucu adama atanlar var. kopeklerden daha tehlikeli bu zihniyet...