hesabın var mı? giriş yap

  • günde 3 paket kırmızı uzun marlboro (yooo tırcı değil babam) içen babamla hayatında tek dal sigara içmemiş sporcu kişilik kardeşimin arasında geçen konuşmanın öznesi olmuş sigara.

    - baba elektronik sigara alayım sana ondan iç bari.
    - zararlıymış kanser yapıyomuş onlar!
    - %+&/()()?? nasıl ya?
    - sanane ulan. canım elektrik içmek istese gider trafo yalarım. sanane.

    hangi cevabına gülsem bilemedim. aahhahaajhfa.

  • ben de 5'te kalkıp sanayide işe geliyorum, mühendisim ve 550 euro anca alıyorum. aynı işi yapan adam 2500 euro alıyor. market alışverişi aylık 200 euro, benim de 100 euro. onun kirası 1000 euro (kırsaldaysa müstakil evde oturuyor) benim 300 euro (45 m2 1+1 ist ortalama semt)
    bana 150 euro kaldı ona 1300 euro kaldı. sosyal haklar konusunda zaten saçmalamışsın o konuya girmiyorum strong minded 'tan mantık beklenmez de, bir kaç ayda %20 geldi yazmışsın 1 yılda % kaç geldi onu yaz hele. ve devlet neden sübvanse ediyor, ihanet edip dövizi arttırmasalardı benim vergilerimle sübvanse edip ağlamazlardı belki
    onun dışında araba fiyatları, market fiyatları, kredi imkanları, seyahat imkanları, tatil süreleri hepsini konuşabiliriz yine

    almanya'ya bağlı bir firmada çalışıyorum, her gün görüştüğüm alman mevkidaşım için hayat toz pembe.

  • sonra perdenin arasından sızan güneş beni uyandırdı ve ıslaklık hissettim.evet kamyonu devirmiştim'' diye devam etmesi gereken hikaye.

  • 9 gag giflerini anlamıyorum bazen, yetmiyor ingilizcem. bazen twitter geyiklerini de anlamıyorum. işte tam orada bi kahraman çıkıp anlamadım yazıyor, başka bi kahraman da cevaplıyor. ben egoma bok sürdürmeden konuya hakim oluyorum. seni seviyorum anlamayan adam, anlamayıp dile getirmekten korkmayan adam.

  • yunan mitolojisine göre içinde bin bir türlü kötülüğün yanında umudun da bulunduğu kutu. yunan mitolojisi, özgünlüğü olmakla birlikte mezopotamya mitolojisinin değişik bir versiyonudur. kullanılan argümanlar benzerdir. yunan mitolojisi de diğer mitolojiler gibi yaratımlardan ilişkilere kadar erkek egemenlikli bir mitolojidir. belki de erkek egemenliği en fazla yunan mitolojisinde görülür. yunan mitolojisi, kadının olmadığı, sadece erkeklerden oluşan bir toplumdur.
    yunan mitolojisinde önce tanrılar ve titanlar yaratılmıştır. tanrı ve titanların yaratımından sonra uzun bir süre yaratım işi durur. yeniden yaratıma ilişkin anlatımlar mö.5. yüzyılda görülmektedir. bir titanın oğlu olan ve tanrıların başına bela olan prometheus’u cezalandırmak için yeniden yaratım işine başlanmıştır. bu yaratım esasında insanların oluşumunu konu alır. burada ilginç olan tanrılarla titanlar arasındaki mücadelede insanların, özellikle de kadının cezalandırma aracı olmasıdır. bu durum o dönemin toplumsal yapılanmasını da resmeder. zenginlerle orta sınıf arasındaki çıkar mücadelesinde alt toplumun kullanılması söz konusudur. bunun için de o zaman yurttaş olmayan kadının kullanılması anlaşılırdır.
    mitolojiye göre, titan iapetos’un dört çocuğu vardır. bu çocuklar akıl gücü bakımından tanrılardan üstündürler ve bu yüzden sürekli tanrılara kafa tutarlar. bu durum, baş tanrı zeus’un zoruna gider. bu yüzden titanlara ve onların çocuklarına kin ve öfke duyar. bu kin ve öfke özünde sınıf kini ve öfkesidir. gelişen orta sınıfları temsil eden titanlar, aristokrat ve zengin sınıfın temsilcisi olan tanrıları zorladığından tanrıların böyle bir kin ve öfke beslemesi anlaşılırdır.
    tanrılarla titanlar arasındaki savaşta istediği fırsatı yakalayan baş tanrı zeus, titan iapetos’un büyük oğlu atlas’a gök kubbeyi yükler. böylece onu diskalifiye eder. titanın ikinci oğlu hades’i de yer altına -ölüler diyarı- gönderir. buna rağmen öfkesi geçmez. kendisinden ateşi çalarak insanlara veren prometheus’u da kayalıklara zincirleterek ciğerlerini kartallara parçalatır.
    mitolojiye göre, insanları titanlar yaratmıştır. bu yüzden zeus insanlara tepkilidir. insanlardan intikam almak için bir kadın yaratır. mitolojinin ilginç yönlerinden birisi de budur. erkek insanlar titanlar tarafından yaratılıp tanrıların başına bela edilirken, kadın tanrılar tarafından titanların ve insanların başına bela olması için yaratılmıştır.
    zeus’un talimatıyla tanrı hephaistos, su ve topraktan ilk kadın heykelini yapar. bu yönüyle tek tanrılı dinlerdeki insanların çamurdan yaratılması hikâyesine benzer. her tanrı kendinden bir parçayı yapılan heykele verir. böylece tanrıların yaptığı bu kadına “tanrıların armağanı” anlamına gelen pandora ismi verilir. zeus heykele yüreğine yerleştirdiği kıvılcımla can verir. böylece insanların yaratımı tamamlanmış olur. aphrodite pandora’ya güzelliğini, minevra çekiciliğini, hermes yalancılığını ve kurnazlığını, diğer tanrılar da çeşitli özelliklerini verirler. böylece kadın daha yaratılırken tüm tanrıların toplamı olur. tanrılar kendilerinde bulunmayan akıl ve duygu dışında her şeylerini pandora’ya verirler. böylece pandora’yı insanların arasına göndererek intikamlarını almak isterler.
    tanrılar tarafından yaratılan pandora da tanrılar gibi bencil ve duygusuzdur. kendi istekleri için yapamayacağı hiçbir şey yoktur. aklı olmadığından düşünemez. bu yüzden tanrılar tarafından yönlendirilir. zeus, pandora’ya bir kutu vererek insanların arasına gönderir. bu kutuya insanın aklına gelebilecek bütün kötülükleri, acıları, hastalıkları, üzüntü veren şeyler yanında bir de umudu koyar. aşırı merakçı olan pandora’nın bir gün mutlaka kutuyu açacağını bilmektedir. yunan mitolojisi bu yönüyle de tek tanrılı dinlerin yaratılış hikayesine benzer. kadının merakçı özelliğinden dolayı tüm kötülükler ona mal edilir.
    prometheus, kardeşi epimetheus’u uyararak, zeus’dan gelecek hiçbir hediyeyi kabul etmemesini söyler. ancak pandora’nın çekiciliğine dayanamayan epimetheus, kardeşinin uyarısını unutur ve pandora’yla evlenir. bir süre sonra kutuyu merak eden pandora kutuyu açar. kutunun içindeki tüm kötülükler çevreye dağılır, umutta kutudan çıkmak üzereyken, pandora kutunun kapağını kapatır. böylece kutuda bir tek umut kalır.

  • 2 taraftan birinde silah olsa bugun ortaklarin kavgasinda kan dokuldu 2 olu haberi izliyor olacaktik. seyir zevki yuksek bir mucadele olmus.

    bir de adamlar dayak gurmesi olmuslar adeta vedat milor gibi. sen bu dayagi bir de bizim eski ortagin dukkaninda yiyeceksin diyip arabaya atlayip gidip tertemiz dayaklarini yemisler.

    edit: ilk bayilan arabada silah ariyor sanmistim ilk izledigimde. sonra 80 kere daha izleyince silah degil islak mendil aramis oldugunu farkettim. yemegin ustune elini agzini siliyor resmen.

  • ben de bir zamanlar vücudumdaki bir rahatsızlıktan dolayı çok endişelenmiş, internet üzerinden yoğun bir araştırma yapmış, olabilecek bütün hastalıkları incelemiştim. bunu, doktora derdimi anlatırken " şu şu hastalık belirtilerini okudum, bende de böyle belirtiler var bunun için size geldim. " dediğim vakit doktor kadın gülüp dalga geçmeye başladı. yok memlekette onlardan başka herkes doktormuş da, aslında onlara gerek yokmuş da vs. vs. ya bu nasıl şişirilmiş egodur anlayamıyorum. hem heryerde bas bas kampanyalar düzenliyorlar halkta farkındalık yaratmak adına. hastaya geç teşhis yapıldığında yine hasta kişiyi cahillikle, umursamazlıkla suçluyorlar. ama birşeylere ilgili olup araştırınca suç oluyor. sanki kendileri hep doğru teşhisi koyuyormuş gibi havalar...

    tabi gerçekten aşmış doktorlar böyle davranmak yerine kişiyi dinliyor ve daha çok bilgilendiriyor. normal insan olan da böyle davranır zaten.

  • turabi, gönüllüler 5 kişi kalınca klasik döngüyü an itibariyle başlattı.

    - acun abi, 5 kişi kaldık, bir elin beş parmağı gibiyiz, birimiz gitse...

    sonrasında:

    - acun abi, 4 kişiyiz, bir arabanın dört tekeri gibiyiz, birimiz gitse...

    daha sonra:

    - acun abi, 3 kişiyiz, sacayağı gibiyiz, birimiz gitse...

    çok sonra:

    - acun abi, 2 kişiyiz, afedersin karı-koca gibiyiz, birimiz gitse...

  • çok sık duyulabilecek bir siklemezlik örneği arkadaş cümlesidir. genelde yüzeysel bir erkekten gelme olasılığı yüksektir. karşısındaki anlatır zor durumda olduğunu, aşık olduğunu, kıza bir türlü yaklaşamadığını, kızın tepkisinden onu reddetmesinden korktuğunu, ne yapması gerektiğini bilmediğini, vs.. ama tabi karşısında dinleyen de bir erkek olduğu ve duygular hakkında konuşan bir hemcinsine maksimum 3 dakika konsantre olabildiği için. harika cevap fazla bekletilmeden kendisinden gelir;

    - abi seviyorsan git konuş bence.

    nasıl akıl dolu değil mi? bizim aklımıza gelmemişti halbuki..