hesabın var mı? giriş yap

  • 10.000 altın
    8.000 odun
    akademi binası
    top dökümhanesi
    taksim'de cami

    gereksinimlerinden hepsinin karşılanmasıdır. önce çağ atlayan avantaj sağlar.

  • benim için iki hafta önce yeniden var olan tasarım harikası. "nerde o eski rotringler" der dururduk yıllarca. derken yerde o eski rotringlerden birine rastladım 129t'de. hala eskisi kadar zarif, güzelliğinden hiç bir şey yitirmemiş. kısacık bir bakışmadan sonra hasretle kucaklaştık. kaybeden arkadaşa gıyabında taziyelerimi ve teşekkürlerimi sunuyorum. acısını biraz hafifletmesi için kaleminin gerçekten değerini bilen biri tarafından bulunuduğunu bilmesini isterdim.

  • (bkz: scheme)
    nasıl okunduğunu çıkaramayanlar için geliyor: "skim."
    dersi veren hoca için karizmatiktir sadece, öğrencilerin karizması ise yerlerde...

    - abi skimi alıyomuşsun bu dönem?
    + maalesef...

    veya...

    hoca: arkadaşlar bu dönem boyunca skimde beraber olacağız.
    öğrenciler: !'^+%&/()=?_
    hoca: merak etmeyin, skimi kavradığınız vakit, diğer derslerde de sıkıntı çekmezsiniz, ama bilgisayar mühendsiliğinde başarının temeli skimi yalayıp yutmaktır.
    öğrenciler: !!''^^++%%&&//(())==??__

  • - hatice hanım içli köfe
    - centro gofret
    - dost yoğurt
    - bili bili yumurta
    - teatone ice tea
    - simbat iç ayçekirdeği
    - buono çikolata

    ve elbette,

    - le cola.

    7 tl. yersen.

    ekleme: bütün gecenin bulaşığı ne olacak peki? ciddi problem.

    - bind activit bulaşık deterjanı

    üstelik paket hala 7 tl.

  • olmayan durumdur.

    700 bin ne mk?

    806.415 diyeceksin..

    senin verdiğin rakam ile ekrem başkanın gerçekte yaptığı fark arasında 106.415 oy var. o 106.415'i birer birer say desem sabah 8'de başlasan, ertesi sabaha kadar sayamazsin bile.

    alginizi seveyim.. 700 binmis.. bsg.

  • çok tuhaf lan. ülkenin % 80'i reel faiz - nominal faiz falan bilmiyor.

    bu ülkede bu insanlar varken burası fırsatlar ülkesi aslında

  • bana en sevdiğim kitap sorulduğunda, soranın tipine, elindeki silaha ve içki durumuna göre, "sık kullanılan cevaplar" bölümünden gerekeni seçiyorum: kuran, nutuk, halil cibran, suç ve ceza... ama içimden geçen cevap gödel escher bach.

    beni en çok etkileyen kitap olmasına ve pulitzer ödülü olmasına rağmen, en çok önereceğim kitap değil. çünkü konunun tam belli olmaması, açık bir plana göre ilerlememesi ve içeriğin ağır olması, bazı insanları rahatsız edecektir. zaten başlık da biraz yanıltıcı: değişik alanlardan üç meşhur isim var ama bunlardan ikisi, biraz süs diye oradalar ve süs olmayan gödel bile zar zor alakalı. zira kitabın hedef kitlesi, yapay zekacılar, machine-learningciler veya en azından "mühendis kafalı" olanlar. konu ise, geniş anlamıyla, bilinç.

    yazarın ana tezi şu: bilinç, basit yapıtaşlarından oluşan ama yeterince karmaşık biçimde birbirine bağlanmış, özellikle de kendine referans veren bir sistemde ortaya çıkabilir. bu yapılara strange loop diyor (self reference, recursion, fractal geometri gibi kavramlarla yakından alakalı).

    buna basit örnek: kendi ekranına çevrilmiş bir kameranın yarattığı "video feedback loop". yahut birbirine belli bir açıyla bakan aynaların içinde yaratılan görüntü. (bunlarda meydana gelen "tekrarlanan resim" etkisine droste etkisi deniyormuş. pink floyd'un ummagumma albüm kapağındaki gibi). kitabın başlığındaki "süs isimler", aslında daha iyi örnek teşkil ediyorlar, çünkü bu loopların paradoksal yapısına işaret ediyorlar. mesela escher'in drawing hands'inde görülen yumurta-tavuk ilişkisi.

    ***

    bu sistemlerin, bilinç oluşturabilmeleri için, hem milyarlarca kat daha karmaşık looplara sahip olmaları, hem looplar arasında da loop olması (hiyerarşik bir yapı), hem de dışardan gelen etkilerle kendi yapılarını değiştirmeleri gerekli (nöroplastisite). bu yüzden, kendine çevrilmiş bir tv kamerasını 1 milyon yıl da açık tutsak, oradan bir terminatör çıkmaz. ama bunun asıl önemli sonucu: bilinç için, organik nöron yığınları gerekli degil. platform önemli değil (organik, silikon, vs) önemli olan strange loop yapısı.

    dahası, strange loop'lar ne kadar çok ve karmaşıklarsa, bilinç de o kadar keskin olur. yani bilinç, siyah beyaz bir fenomen değil, dereceleri var.

    ***

    bu kadar hızla değişen bir konuda, 35 senelik bir kitabı önermek garip ama bu bir ders kitabı veya popüler bilim kitabı değil, bir sanat eseri, o yüzden onu zamansız görüyorum. anlatmak istediği kavramları, kuru tanımlarla değil de, puzzle benzeri örneklerle ve kelime oyunlarına dayalı fabllarla betimlediği için, yavaş ilerleyeceksiniz ama zevk alarak ilerleyeceksiniz.

    burada bir dil notu geçmek gerek: kitabın elbette türkçe çevirisi de mevcut. ben okumadım. fakat, biraz da kitabın meşhur ettiği "meta" kavramını anlatan kelime oyunlarını, hakkını vererek çevirmeleri zor. yapmışlarsa helal olsun ama ikinci bir emre kadar, kesin ingilizcesini okuyun.

    hofstadter, buradaki kavramları daha düz bir dille anlatmak için "ı am a strange loop" diye bir kitap yazdı sonra. bir de başka bir yazarla ortak giriştiği "the minds i" isimki bir kısa hikaye kolleksiyonu mevcut. her hikayeden sonra onu yorumlamış, ilgili araştırmalardan bahsetmişler. geb kadar teknik değil, belki konuya meraklı olan ama bu tuğladan korkanlara, bu iki kitap daha iyi birer başlangıç noktası olur.

  • gezi parkı'nın devriyle ilgili açıklama yapan vakıflar genel müdürlüğü, galata kulesi, selimiye kışlası, adile sultan sarayı, pera palas otel, vefa lisesi, şişli etfal hastanesi, sait halim paşa yalısı gibi birçok önemli yapı ve taşınmazın mazbut vakıflara devredilğini açıkladı, "görevimiz" ifadesini kullandı. ayrıca beyoğlu öğretmen evi ve istanbul sanayi odası binası da vakıflara devredilmiş durumda
    hız kesmeden talana devam ediyorlar. gitmeden kazanabilecekleri tüm parayı kazanıp, tüm tarihi ve kültürü mahvedip gidecekler. buna inanmayan saftır.

    vakıflar genel müdürlüğü, türkiye genelinde 1014 taşınmazın bu tip vakıflara devredildiğini duyurdu ve devir işlemlerini açıkladı. buna göre galata kulesi ve 3. selim döneminde inşa edilen selimiye kışlası kule-i zemin vakfı adına, adile sultan sarayı 1. mahmud vakfı adına, pera palas otel, vefa lisesi, şişli etfal hastanesi, sait halim paşa yalısı ise beyazıt hanı veli vakfı adına vakıflar genel müdürlüğü'ne devredildi.
    https://www.gazeteduvar.com.tr/…dildi-haber-1516877
    https://www.gazeteduvar.com.tr/…orlar-haber-1516856

    düzeltme: bir yazar arkadaşımızdan mesaj geldi onu buraya bırakıyorum.
    olanlar paravatan kitabındaki ukrayna'da yapılanlara benziyor . o zamanki lider ingiltere'deki sahte şirketlere , ülkedeki milli serveti aktarmış, şu an o lider devrilmiş ama halk hala o yapılara giremiyor . çünkü mal ülkenin üzerine değil.

    ikinci düzeltme: başka bir yazardan da bilgilendirme geldi. onu da paylaşıyorum.

    selamlar. galata kulesi ile ilgili birtakım araştırmalar yapıp vikipedi sayfasını yazdım, bakabilirsin. birazdan pcye geçince detaylı anlatırım ama kule-i zemin vakfı dedikleri şey aslında şu: galatadaki surlar yıkılınca ortaya cikan arazinin mülkiyeti belirsiz kaldi. bu vakıf kuruldu ve bu arazilerin vakfa verilmesi kararlaştırıldı. ama bunlar belgeleri çarpıtarak kuleyi de vakif üzerinden vgm'ye devretti. ayrı bir başlık açmayı bile hak eden bir konu aslında,