hesabın var mı? giriş yap

  • arkadaş sınavı filan boşverdim, ulan adam sınavdan çıkarken verilen silgi-kalemtraş ve kalemleri çöpe atıyor, ve sınav gözetmeni olan hocada bunu çöpten topluyor. hoca ya söyledim, " ihiyacı olan vardır benimkileride alın" diye, adam "kalemi olmayan öğrencilerim oluyor onlara dağıtıyorum yıl içinde" dedi.

    bi tarafta şerefsiz-ler- sırf bedava olduğu için çöpe atar verilenleri, bir taraftada başkasının çocuğu kalemsiz silgisiz olduğu için bir öğretmen bunları çöpten toplar. işte memleketin hali....

  • olmayan protestodur. geç gelen hamburgeri, iade edemediği donu, gol atamayan kenan karamanı protesto eden bu kadim halk, batmakta olan ekonomisini protesto e-d-e-m-i-y-o-r.

  • her rolün bi karakter olduğu, her karakterin yerli yerine oturduğu*, her küçük ayrıntının incelikle seçildiği, pollye hasta olduğum, nancye -o umursamaz hallerine- bittiğim mükemmel çizgi film. on kere seyretsem bi on kere daha seyrederim.

  • sosyalist bir alevidir.

    sağ elini göğsüne koyması aleviliği,
    sol yumuruğu kaldırması da sosyalist olduğu mesajını verir.

    ettiği mv yeminini sadece namusu ve şerefi üzerine değil, allah, hz. muhammed, hz. ali ve sosyalizm üzerine de eder.

    yolu açık olsun.

  • açılın beyler yeni interstellar izledim. ama öncelikle uzayda korumasız, başlıksız, üstten tişört alttan kaprili insana ne olur onu açıklayayım.

    soruları alabilirim:

    1- hocam kurtulur muyuz?

    kurtulamazsınız güzel kardeşim. tahmini olarak 9 ila 11 saniye bilinciniz açık kalır. hemen sonrasında hızlı bir felç ardından kasılmalar sonrasında tekrar felç durumu ortaya çıkar. bu arada dokularda hızla su buharı oluşmaya ve vücudunuz şişmeye başlar. kalp hızı hemen yükselir sonra yine aynı hızla düşer. atar damarlardaki kan basıncı 30 ila 60 saniye içinde çakılır, toplar damarlardaki basınç yoğun gaz ve su buharı nedeniyle artar.bir dakika içinde bu iki sistem arasında basınç eşitlenir, dolaşım durur. akciğerlerden ve hava yollarından yoğun bir gaz ve buhar çıkışı olur. bu yoğun buhar çıkışı ağzı ve burnu dondurur.

    yapılan hayvan deneyleri kalbin ilk dakikada fibrile olduğunu ve sadece 90 saniye içerisinde müdahale olursa allahın inayeti ve yardımıyla geri dönebileceğini, bir kere durduktan sonra da ölümün kaçınılmaz olduğunu göstermiştir.

    yani uzayda dolaşmaya çıktığınızda yanınıza bere ve gocuk almazsanız sizin 5-10, sizi kurtarmaya çalışanların da 60 ila 90 saniyesi var.

    2- hocam diyorlar ki uzayda kanımız damarlarımızda kaynamaya başlarmış. bu doğru mudur bu durumda orucu kaza etmek gerekir mi?

    hayır bu yanlıştır. tipik kan basıncı 120-75'tir. 75 mm basınçta suyun kaynama derecesi 46'dır. vücut sıcaklığı 37 derecedir. kan damarlarındaki elastik basınç buna izin vermeyecektir. yani kazaya gerek yoktur.

    3- hocam uzay soğuk diyorlar. uzayda donar mıyız? bu durumda abdestimizi mesh üzerinden alabilir miyiz?

    hayır uzayda sıcaklık kavramı yoktur. uzay sıcak yada soğuk değildir. uzayda astronotların giydiği beyaz gocuklardan giymezseniz deriniz su buharlaştığı için soğuyacaktır ama donma diye bir şey inşallah olmayacaktır.

    4- peki hocam uzayda ölürsek cesedimize ne olur? bulunup gömülmesi icap eder mi?

    mevcut sıvının buharlaşmasından dolayı ceset bir nevi mumyalanmaya başlar. aerobik bakteriler kısa sürede ölür. anaerobik bakteriler ise oksijene ihtiyaç duymadıkları için vücudun göz ve testis gibi yumuşak bölgelerinde kısa süre de olsa yaşamaya devam ederler. en sonunda vücut sıvısız bir kaya parçası halini alır ki o saatten sonra gömülmesi icap etmez.

  • yaz dizilerindeki yakışıklı, kaslı, ceo gibi bir tip hayal ediyorsunuz ama muhtemelen bi kac apartmanı, malı mülkü olan bi emmidir ya da çok merkezi yerde dükkanları olan bi dayıdır.

  • igor akınfeev, sergey ignashevich ve berezutskiy kardeşler. bence bu dörtlü artık ayrı bir başlığı hak ediyorlar. yüzyıllardır beraber oynayan yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen, eşlerinden çok birbirlerini gören bir dörtlü bu. düşünün şu an oynanmakta olan 12 nisan 2018 cska moskova arsenal maçında cska’nın geri dörtlüsünü oluşturuyorlar. aynı şekilde 13 sene önceki uefa finali olan 18 mayıs 2005 sporting lizbon cska moskova maçında da cska’nın savunma dörtlüsünü oluşturuyorlardı. yaşlanmıyorlar. resmen lost’daki richard alpert gibiler.kimi tarihçilere göre 93 harbinde ruslar yeşilköy’e kadar geldiklerinde de bu dörtlü vardı, kimi tarihçilere göre ise almanların petersburg kuşatmasını moskova’dan getirdikleri yardımlarla bu dörtlü yıktı. o dörtlüyü tanıyalım;

    igor akınfeev: cska’nın kalecisi, fm efsanesi. bu dörtlünün en genci. gerçi en genci dediğime bakmayın 15 yıldır cska’nın kalesinde. bu takımın kalesinde başka kaleci gördüğümü hatırlamıyorum. milli takımda da kendisinden önce herhalde lev yaşin oynuyordu. yıllar geçtikçe iyi kalecilikten kova kaleciliğe geçiş yaptı ama olsun. bi 10 sene daha rahat oynar.

    sergey ignashevich: 39 yaşında genç yetenek. berezutskiy kardeşleri ayırt edebilen tek insan. yaklaşık bi 10 yıldır ha bıraktı ha bırakacak diye takip ediyorum ama yok adam bırakmıyor. nasıl olduğunu şöyle düşünün, euro 2004’de “ tecrübeli stoper “ deniyordu kendisine. cska’nın alt yapısında stoper oynayan 2002 doğumlu bi oğlu varmış. herhalde onunla beraber 1 sezon oynamadan bırakmayacak.

    berezutskiler: vasili berezutski ve alexei berezutski kardeşler. onlar da iyi kardeşler. 36 yaşındalar. hangisinin vasiliy hangisinin aleksey olduğunu eşleri bile bilmiyor. ayırt eden tek kişi ignashevich.

    bu dörtlü tabiî ki rus milli takımında da yıllarca beraber oynadılar. 4 futbolcu toplamda 383 kez rus milli takım forması giymişler. affedersiniz istemsiz bi şekilde oha amk çıktı ağzımdan. kendilerine yıllardır rakip olarak görebileceğim tek dörtlü juventus ve italya milli takımı’nın geri dörtlüsünü oluşturan gianluigi buffon, andrea barzagli, giorgio chiellini ve leonardo bonucci idi ama onlar bile ayrıldı lan. bonucci milan’a gitti buffon ve barzagli milli takımı bıraktı. bu adamlar bırakmıyorlar.

  • başıma geldi bu. gecenin saat dördünde acı acı çalan telefonu açtım. numara bende kayıtlı değildi. telefonun karşısındaki ağlamaklı ses "seni unutamadım, hala çok seviyorum bunu bil" diyordu. sesi yabancı değildi ama tanıdık da değildi. hüzünlü kadınların sesleri nedense hep aynı tınıyı veriyordu. sustum, "orda mısın" dedi. buradayım dedim. nasıl olduğumu, görüşmeyeli neler yaptığımı sordu. anlattım.

    evlendin mi? dedi tedirgin bir sesle. hayır yalnızlığa alıştım dedim. bir süre sustuk. bana başka birinin adıyla hitap edince onu tanımadığımdan emin oldum ama konuşmaya devam ettim. sanki bir zamanlar onu sevmişim gibi.

    kapatırken seni seviyorum dedi, "ben de"dedim. neden bilmiyorum, galiba buna ihtiyacı olduğunu düşündüm.
    iç çekerek telefonu kapattı. sabaha kadar uyumadım.