ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
24 eylül 2019 rte bm genel kurulu konuşması
-
reis diye bir bok yoktur.
türkiye cumhuriyeti balıkçı takası değildir. cumhurbaşkanı vardır, cumhur reisi vardır son sistemle birlikte başkan vardır... ama reis yoktur...
edit : https://eksiup.com/p/fh171734aj5f
celal şengör'ün dinlere masal demesi
keşke bizim de evimiz yansaydı
-
bu ifadeyi tarif etmeye kelimelerim yetmiyor. sadece olaya psikolojik olarak bakacağım. bu yangının insanlarda, özellikle çocuklarda bıraktığı travmalar, yaralar kolay silinmeyecek. kocaeli depreminden sonra ev verildi. ama o dönem orada olanların kulağından yardım edin çığlıkları hala gitmiyor. kapıyı sert çarpsan deprem zannediyorlar.
psikoloji diye bir bilim var ve travma, travma sonrası stres bozukluğu gibi kavramları bilmelerini beklemiyorum. ama lütfen yorumun da, cehaletin de bokunu çıkarmasınlar.
ekşi itiraf
-
bu satırları ne zaman okusam yuzumde bir gulumseme beliriyor;
" new york, california'dan üç saat ileride ama bu california'yı yavaş kılmaz.
kimisi 22 yaşında mezun olur ama iyi bir iş bulana kadar 5 yıl harcar.
kimisiyse 25 yaşında ceo olur ama 50 yaşında ölür.
bir başkası 50 yaşında ceo olur ama 90 yaşına kadar yaşar.
kimisi hâlâ yalnızdır.
kimileriyse evlenmiştir.
obama 55 yaşında emekli oldu.
trump ise 70 yaşında işe başladı.
bu hayatta herkesin kendi zaman dilimi vardır.
çevrendeki insanlar senin önündeymiş gibi gelebilir.
kimilerini de arkandaymış gibi hissedebilirsin.
ama herkes kendi yarışını, kendi zaman diliminde verir.
onlara özenme, onlarla alay etme.
onlar kendi zaman diliminde, sen kendi zaman dilimindesin.
hayat harekete geçmek için doğru anı beklemekten ibarettir.
o yüzden, sakin ol.
geç kalmadın.
erkenci değilsin.
tam da zamanındasın. "
debe edit: paylaştıgım satırların bir cok kişiye umut olduguna ve iyi geldiğine dair cok fazla güzel mesaj aldım, tesekkur ederim. umarım kendi zaman diliminizdeki kendi yarışınızı en mutlu sekilde verirsiniz...
16 aralık 2014 rusya ekonomik krizi
-
recep tayyip erdoğan yüzünden gerçekleşen krizdir.
bu adamın selam verdiği, görüştüğü, ortaklık kurduğu üç gün yaşamıyor.
edit: (bkz: tayyip erdoğan uğursuzlukları sıralı tam liste)
1 yaşındaki bebeğe doğum günü kutlamak
-
bebeğin sağlıkla 1 yılını doldurmasının kutlanmasıdır.
bu mu zorunuza gitti onca olay varken?
cambridge'de görev yapan türk akademisyenin sitemi
-
edit: değerli dostumuz anlaşılan biraz hırpalanmış. çünkü biz oturduğumuz yerden yargılamayı o kadar çok severiz ki... kendisi bana ulaşıp aşağıdaki sözleri paylaşmamı rica etti.
"güzel mesajlarınız için teşekkür ederim. aslında bizim niyetimiz mahalli olarak yetkili kişilere ulaşmaktı. video çekilmesini hiç istemedim, sadece bir sayfa röportaj verelim dedim ama gazeteci büyüğüm çok ısrar etti. ben de onu kıramadım. bunun bu kadar büyüyeceğini tahmin etmemiştik. bir iki şeye cevap vermek istiyorum:
1. asla iyi bir akademisyen olduğumu iddia etmedim. sıradan bir elektrik mühendisiyim. yalnızca iyi bir gözlemci olduğumu düşünüyorum.
2. bilimadamı değilim, sadece araştırmacıyım. yaptığımız işler de öyle atomu parçalamak filan değil. diğer çoğu akademisyenin yaptığı gibi excel de grafik çiziyoruz.
3. ülkemizde çok değerli hocalarımız var. memur zihniyeti derken onları asla kastetmedim. kimleri kastettiğim az çok belli.
bugün bana gelen bazı mesajlar şunlar:
-israyil dölü
-ermeni dölü
-fetöcü pezevenk
-ilgi mi istiyorsun lan köpek..
vs...
arkadaşlar benim ünlü olmak, takipçi toplamak gibi bir niyetim yok. yazarlardan bir tanesi postdokların geçim sıkıntısı çektiğini söylemiş. evet kıt kanaat geçiniyoruz. o yüzden ne avukat tutacak ne de bu işlerle uğraşacak param yok. sizlerden ve sözlük idaresinden ricam bu başlığı ve benim adıma olan diğer başlığı silmeniz.
röportajı verdiğim için çok pişmanım. o kadar huzursuzum ki bugün işe bile gidemedim. lütfen bu isteğimi yerine getirin.
şimdiden çok teşekkürler."
adam yıllarca okumuş etmiş kendini geliştirmiş. enerji alanında ogretim gorevlisi olarak calisiyor. şimdi yurt dışında önemli üniversitelerde bir yerlere gelmiş, çalışmalar yapıyor. bir yandan da milli kimliğini ön plana alıp ülkesinin de büyük sorunu olan enerji alanındaki avrupa çalışmalarına katılımı için çabalıyor ama gel gör ki destek yok. izlerken ülkenin haline içim acıdı. zaten bildiğimiz şeyler ama işte duyunca insan yine de üzülüyor.
edit 2: arkadaşlar ben video linkini yaşanan üzücü hadiseler üzerine kaldiriyorum. elimden gelen bu oluyor. başlığı açarken bu kadar saçma bir noktaya gelebileceğini tahmin etmemiştim. yahu adamı irdelemeyi bırakın da söyledikleri doğru mu yanlış mı bir düşünün. ülkenin eğitim sistemi saçmalamış durumdayken bu sözler ne kadar uzak gelebilir.
bir kürt olarak kobani'ye gidiyorum
-
(bkz: giderken çöpü de at)
türk televizyonlarındaki unutulamayan anlar
-
seda sayan sundugu sabah programinin birinde, yine $arkilar soyleyerek, gobek atarak insanlari eglendirmeye cali$iyordur.
o sirada programa bir telefon baglantisi gercekle$ir.
nadir geli$en osasuna ataklari, pozisyonu dikkatle izliyoruz:
seda sayan: alooooooooooo.
izleyici: merhaba ben mustafa.
seda sayan: naber lan mustafa? nereden ariyorsun bizi?
ileyici: $i$li'den ariyorum.
seda sayan: ne i$ yapiyorsun lan mustafa?
izleyici: belediye ba$kaniyim.
(bkz: mustafa sarigul)
(bkz: oeehh)
2012 editi: bir efsanenin coku$u... diyalogu bir yerde okuyup buraya eklemi$tim, alakasi yokmu$ lan. beyler :(
dogrusu $urada: http://www.youtube.com/watch?v=b7h7kzaxjje
mühendis fıkraları
-
şimdi efenim fıkramız şöyle...
3 işletmeciyle 3 mühendis aynı trenle istanbuldan ankaraya gidiyorlarmış.. 3 işletmecinin hepsi kendileri için birer bilet almalarına rağmen mühendislerin sadece 1 bilet aldıklarını görmüşler.. doğal olarak şaşırmışlar ve trene binmişler.. zaman ilerlemiş kondüktör bilet kontrole gelince bunu gören mühendislerin üçü birden tuvalete girmişler.. kondüktör kapıyı çaldığında birisi elindeki bileti kondüktöre uzatmış ve böylece 3 kişi tek biletle yolculuklarını tamamlamışlar.. bunun üzerine dönüşte işletmeciler topluca 1 bilet almışlar fakat mühendisler hiç bilet almamış.. işletmeciler tekrar hayrete düşmüşler.. yolculuk sırasında kondüktörün geldiğini gören işletmeciler topluca tuvalete girmişler.. mühendislerden biri hemen gidip tuvaletin kapısını çalıp işletmecilerin biletini almış ve mühendisler diğer tuvalete girmişler ve bu fıkra da böylece bitmiş.. :)
fb doğuş'un milli takıma basketçi göndermemesi
-
fenerbahçe ve milli takım üzerinden değerlendirmesi yanlıştır. real madrid'ten örnek vereyim.
http://www.euroleague.net/…ode=mad&seasoncode=e2017
en az 8-9 oyuncusu milli takım forması giyiyor. 24 kasım'da panathinaikos deplasmanında maçı var. aynı hafta 2 tane de milli maç var. oyuncuları hangisine yetişecek? gustavo ayon 23 kasım'da meksika-küba maçından sonra yaklaşık 13-15 saat yolculuk yaparak 24 kasım'da panathinaikos -real mad maçına gelmesi gerek. daha bitmedi. 26 kasım'da amerika-meksika maçı için yine saatlerce uçak yolculuğu yapıp maça çıkması gerek. fiba açıkça tercih yapmaya zorlayarak niye böyle bir şey yapma gereği duyuyor? kulüplerin hangi tercihi yapacağı belli.