hesabın var mı? giriş yap

  • fazla kesin konuşmamak lazım aslında; belki ufak bir karşılaşma olmuştur ve bir kaç kelime etmiştir yazarla sporcular. ancak yazıda bulls'lu oyuncularla "röportaj" devam ederken karl malone'nun da -alakasız bir şekilde ve birden- itirafıyla araya girmesi "olayı" tam anlamıyla bitirmiş!

  • emanet oy vardır.

    hdp seçmeni 30 küsür başlıkta tüm samimiyetleriyle chp seçmenlerine ve kemal kılıçdaroğlu'na teşekkürlerini iletmiştir. ankara milletvekili sırrı süreyya önder ve eşbaşkan selahattin demirtaş konu ile defalarca açıklama yapmıştır.

    bu ülkede barışı tesis edecek insanlar sosyal demokrat chpliler ve sosyalist hdplilerdir.

    biz zamanında uyanamadık, sizin faşistliğinizle bu halkları bölmenizi engelleyemedik,
    bu bize ders olsun,
    ama biz de barışa olan umudumuzu kaybetmedik, el ele verip bu halkları tekrar birleştireceğiz,
    ve de size bundan sonra hiçbir zaman hiçbir halkı ezdirmeyeceğiz.

    bu da size dert olsun!

    not : takvim gazetesinden kovulan aktrollere inanmayınız.

  • 1- her zaman dolmuş şoförüne söylenmez.
    dolmuştakilerden kapıya doğru ilerlemek için izin isterken de gerekir.
    türkçeyi yeni yeni öğrenen bir yabancı tanıdığımdan, önünde dikilen adama geliyor:
    - bir geçirir misiniz?

    2- bazen dolmuş şoförünün "migors'ta inecek var mı?" gibi sorular sorması sebebiyle sadece "var" denmesi yeterlidir.
    önde duran adam "migorsta inecek var" demiş.
    ben de "migros'ta inecek var mı?" anladığım için "var" diye olan gücümle bağırdım.
    şöyle bir şey oldu:
    - migros'ta inecek var.
    - vaaaaaaaaaaaaaaarrrrrrrrrrrrrrrrrr

  • içki içmeyenlerin ya da arada bir öylesine accık içenlerin anlayamadığı his.

    bir süre sonra her şeyin daha güzel olacağını bilirsin. hafif karıncalanmaya başlar beynin. muhabbet keyifli bi hal alır. şarkıların hiç duyulmayan melodileri kulağına gelmeye başlar. ömer hayyam'ın bahşettiği rubailer kutsal cümlelerin olur. ayıkken sevmediğin insanlar bile aslında iyi insanlara evrilir. sabah pişman olacağını bile bile yazarsın geçmişe doğru mesajları. hatta boşver muhabbeti kal tek başına. sadece yazı, müzik ve sigara. gökyüzüne doğru yapılan bodoslama yolculuk. okyanusu yarıp en derinlere doğru yıldırım gibi inmek. şu anda ayık olduğuna hayıflanmak.

    oysa diğer güzel insanların kafelerde sıkıcı muhabbetler yapıp ellerindeki telefonlara gömülmelerine biz hiç ses çıkarmamıştık. çünkü onlar gezmeyi seviyordu biz durmayı, durup arkalarından bakmayı. yaprak seviyorduk biz yaprak kuru yaş ayırmadan, onlar ezmeyi seviyordu neye bastıklarına bakmadan. evet, boş içki şişeleri var yanımızda ve her birinde ayrı hüzün.