hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • öyle bir rezil ülkedeyiz ki öyle rezil bir durumdayız ki bir patlama sesi duyunca şehirlerimizde aklımıza kazadan önce terörist saldırı geliyor.

    öyle bir rezil öyle aşağılık bir dönemdeyiz ki, patlama tarihi ile seçim tarihi arasında ne kadar az bir zaman varsa, iktidarın bilgisi dahili ile doğru orantılıdır diyoruz.

    ve ne aşağılık ne acıdır ki bunun gerçek olduğunu da biliyoruz.

    o zamanki başbakan davutoğlu diyor ki; bildiklerimi konuşsam insan içine çıkamazlar. e be kansız o zaman başbakan sendin. senden habersiz, erdoğan'dan habersiz mi oldu onlar?

    reziller alçaklar.

  • `1976 yılı haziran ayında cumhuriyet savcılığından hakimliğe geçmiştim. çaycuma'ya tayin olmuştum. adli tatilden önce göreve başlamıştım. her yeni atananlar gibi adli tatilde nöbetçi kalacaktım. hukuk hakimi arkadaş tatile çıkacaktı. adli tatilde asliye hukuk davalarına çok az bakılır. kadastro davaları adli tatilde görülürdü. bana " iki dava var,ikisi de kararlık." dedi. kadastro davalarını hiç bilmiyorum.ne yapacağım dedim. "davanın kabulüne karar ver,ben tatilden dönünce gerekçesini yazarım" dedi.o kadar süre karar bekler mi,taraflar kararı temyiz edecekler diye itiraz edecek oldum. "bizim mahkemelerde temyiz süresi kararın tebliğinden itibaren başlar,merak etme " diyerek yatıştırdı beni.
    derken günü geldi ,o iki davanın duruşmasını yapıp " davanın kabülüne" karar verdim.adli tatil bitti. hukuk hakimi arkadaşa " kararları verdim gerekçelerini yaz" dediğimde "kararı sen verdin arkadaş,sorumluluk senin kararları gerekçeleri ile senin yazman gerekir" deyip kestirip attı. kadastro davaları uzmanlık işi.ben savcılıktan yeni geçmişim hakimliğe .ceza davası olsa kolay. ama bu davalar öyle değil. meğer arkadaşım bana şaka yapıyormuş. kararları gerekçesi ile yazdı. kararlar temyiz edildi.
    aradan epey bir zaman geçti. çevreye,arkadaşlara,davalara alıştım. asliye ceza mahkemesi duruşmalarını bitirmiş çay içiyordum odamda.hukuk hakimi arkadaşım uğradı. "gözün aydın" dedi. ne için dedim." kararların tasdik geldi" dedi. hangi kararlar dedim." kadastro kararların" deyince hatırladım.kararları yazan o idi ama ben imzaladığım için kararlar benim oluyordu.
    "yalnız nasıl oluyor 9 kiloluk bir dosyayı 14 ayda inceleyip karar verebiliyor yargıtay anlamadım " dedi. bu defa şaşıran ben oldum ; karar sırasında normal dosyalar vardı.aşırı hacimli dosya görmemiştim. ben o kadar kalın bir dosya filan görmedim dedim. "dosyanın büyük kısmı bir çuvalda duruyor,sadece duruşma tutanaklarını ayrı bir dosyaya koymuştuk,taraflar ve vekilleri durumu biliyor" diye cevapladı. merak ettim.yargıtaydan dönen dosyayı gördüm.gerçekten bir çuval dolusu evrak vardı içinde. yargıtayın onama kararını gösterdi arkadaş. o arada eski yazı (arapça harfler) ile yazılmış bir takrir notu düştü.demek ki dosyayı yaşlı bir yargıtay üyesi incelemiş. medeni kanunun kabulünden (1926) önce ölenlerin mirası eski yasaya göre çözüldüğünden (o tarihte bu tür davalar vardı elimizde) eski yazıyı bilen bilirkişimize (müftü) müracaat gerekti. bilirkişi eski harfle yazılmış notu okudu : "dosya çok hacimli,tasdikten başka çare yoktur"

  • kompleksli bir kadın. programlarına kültür, eğitim ve yaşam olarak kendinden aşağıda olan insanlar çıktığı için, bunların arasında kendini entelektüel ve bilge sanıyor. insanlara tepeden bakıyor, narsisizm belirtileri taşıyor.

  • pedofil kardeşler örgütüne gönül vermişleri her şekilde üzecek olan karar.

    mısır'ın neredeyse yarım yüzyıllık virüsü olan bu pedofil kardeşlerin gerçek taleplerini burdan görebilirsiniz. video'yu koyan kişi de video açıklamasından göreceğiniz üzere bu pedofil kardeşleri destekleyen biri.

    kendisi hüsnü mübarek'e karşı sokağa çıkan milyonlarca insanın mücadelesine konmuş bir adamdır. yüzde 46 katılımın olduğu seçimlerde yüzde 25 alıp ikinci tura kalmıştır. öyle halkın büyük bölümünün sevdiği bir adam falan değildir. zaten kendisine karşı yapılan protestolar da mübarek'e karşı yapılanlar kadar büyüktür. çünkü kendisi dünyanın her yerinde iktidara gelen islamcıların yaptığı gibi kendisini padişah yapacak anayasa düzenlemelerine koyulmuştur. tayyip'in de zamanında söylediği gibi bunlar için demokrasi amaç değil araçtır.

    o yüzden mursi denen gavatı savunanlar kimsenin kendilerine sempatiyle bakmasını beklemesin. müşlümanlayın yönetmeşine ijin veyilmiyoymuş hiçbir yer :(:( dünyada müslümanların yönettiği her yerde özgürlük ve insan hakları geriler. ortadoğu'da bunun aksini gösteren tek bir örnek bile yok. bundan sonra da olmayacak. o yüzden nazilere, ku klux klan'cılara, engizisyon mahkemelerine nasıl bakıyorsak bu mursi dalyarağını destekleyen ihvancılara, selefi vahabi köpeklere, pedofil kardeşlere öyle bakıyoruz.

  • görünüşe göre, yönetmelikte yer alan "ticari taksi plakası taksiciliği meslek olarak yapacak kişilere verilir, plaka kiralanamaz, kiralanırsa iptal olur" manasına gelen maddeyi hayata geçirecekler. taksisini kendi çalıştırmayanların plakalarını iptal edecekler. şimdi sıçtınız taksi plakası galerileri.

    plaka ağalarıyla savaş başlasın artık!

  • tam ismi cecil herbert edward chubb bir zamanlar stonehenge1 son özel sahibiydi. tabii ki tarihi kalıntıyı osman ziya sülün (namı diğer sülün osman) gibi bir dolandırıcıdan almadı.

    hemen hikayemize başlayalım. 21 eylül 1915'te cecil chubb, karısı tarafından perde ve yemek sandalyeleri gibi antika eşyaları satın alması için ingiltere'de bir müzayedeye gönderildi.

    dünyanın en ünlü tarih öncesi anıtı, şimdi ise unesco dünya mirası listesi'nde bulunan bu taş yapı çok önceleri insanların gözünde tarihi bir yapı olarak bu kadar değer görmüyordu. o zaman ki sahibi olan sir cosmo gordon antrobus tarafından 1915 yılında bir müzayede satışa sunuldu.

    müzayedeci howard frank gür sesiyle 15 numara diye seslendi ve yaklaşık 30 dönümlük stonehenge diye devam etti ve 5.000 sterlinlik teklifi açtı. ilk başta derin bir sessizlik oluştu ve daha sonra teklifler hızla ama küçük küçük artıyordu. teklif 6.000 sterline geldiğinde
    --- spoiler ---

    müzayedeci, "beyler, stonehenge'e değer biçmek imkansız," diye ısrar etti. “elbette 6.000 sterlinlik kötü bir teklif, ancak artık kimse bana daha fazlasını teklif etmezse, onu bu fiyata satacağım. stonehenge için kimse bana 6.000 sterlinden fazlasını vermeyecek mi?”
    --- spoiler ---

    daha sonra stonehenge'in 6,4 km batısındaki shrewton köyünde doğmuş olan cecil chubb bir anda kulaklarını bir kurt gibi dikti ve ben 6.600 sterlin(2015 verilerine göre bugünkü parayla 1 milyon dolardan fazla olduğu düşünülmekte) veriyorum dedi. bunun üzerine müzayedeci tokmağını hızla indirdi ve satıldı dedi. müzayede kağıdı

    chubb eve gelip karısına bu haberi verdiğinde, eşi mary bu durama pek sevinmedi. muhtemelen eşinin çenesinden kurtulamamış olacak ki* üç yıl sonra chubb, yerel halkın ücretsiz olarak ziyaret edebilmesi şartıyla stonehenge'i ingiliz halkına hediye etti.

    chubb ,ingiliz hükumetine bu bağışı açıklayan bir mektupta şunları yazdı:
    --- spoiler ---

    stonehenge, ulusal anıtlarımız arasında belki de en iyi bilinen ve en ilginç olanıdır ve her zaman ingiliz hayal gücüne güçlü bir şekilde hitap etmiştir. ona yakın doğmuş, çocukluğum ve gençliğim boyunca, gece ve gündüzün her saatinde, akla gelebilecek her türlü hava koşulunda - dolu, yağmur ve kar fırtınasında, şiddetli gök gürültülü fırtınalarda, görkemli ay ışığında ve güzellikler içinde - onu ziyaret eden bana göre. güneş ışığı, her zaman tarif edilemez bir çekiciliğe sahipti. derin bir zevk duygusuyla onun sahibi oldum ve uzun yıllar boyunca ailemin aziz bir mülkü olarak kalabileceğini düşünmüştüm. bununla birlikte, ulusun kendisine sahip olmak isteyeceği ve ona en çok değer vereceği konusuna gönülden inanıyorum.
    --- spoiler ---

    bunun üzerine ingiliz hükumeti 1919'da taşların doğrultulmasını ve blokların yeniden yerleştirilmesini içeren kapsamlı bir restorasyon başlattı ve anıtı korumak için çeşitli kanunlar çıkardı. stonehenge gelecek nesiller için kurtarılmış oldu.

    kaynak:123ğ

  • attığı o doğaüstü golden sonra sanırım matrix'te bir kırılma meydana getirdi. o gol atıldığından beridir futbol sahalarında saçma sapan şeyler oluyor. mexes'in, bekir'ın rövaşataları, melo'nun penaltı kurtarması, servet çetin'in orta sahadan başlayıp bütün takımı çalımlayıp gol atması.. bakalım nereye varacak bunun sonu. al kırdın kırdın demek istiyorum kendisine.