ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gökyüzündeki esrarengiz parmak izi
-
videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
bkz: esrarengiz parmak izi
edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
fakirlik belirten hareketler
-
ilk okula gittiğim yıllardı. babam emlak işiyle uğraşır ama pek birşey kazanmazdı. annem bakkala veresiye yazdırır, babam cebinde sigara parası olmadan gününü geçirir bende evin en büyük erkeği olduğum için okuldan arta kalan zamanlarımda lokantada bulaşık yıkardım.
cuma namazı için camiye gitmiştim, çoraplarım adeta savaştan çıkmış gibi delik deşik. oysa hiç utanmamıştım bu halime çünkü yaşadığımız yerde herkes bizim gibiydi. açlık sefillik! adamın biri çoraplarımın halini görüp bana acımış ki elini cebime attı. ben hiçbişey olmamış gibi namaza devam ettim ve namaz bitip camiden çıktığımda cebimi yokladım. adam cebime şimdinin parasıyla 20 tl koymuştu. kendimi çok mahçup hissettim. utanmıştım. hiç unutmam o anları.
10 nisan 2019 berat albayrak açıklaması
-
iş başvurusu yapsa direkt reddedilecek bir adamın ekonomi bakanı olarak yapacağı açıklamadır.
necati şaşmaz
-
ne sıfatla başbakan'la gezi parkı için konuşacağını cidden bilmiyorum. tek mimikle 10 sene aynı rolu oynadı lan adam. böyle olunca sanatçı mı oluyor?
ahaha twitter'da biri biz polat alemdar'ı değil, cerrahpaşalıları istiyoruz demiş. adam haklı.
dolara aşık olanlar resmi para olduğu yere gitsin
-
başvuruları nereye yapıyoruz. ben dolara aşkımdan ölüyorum da.
9 ağustos 2020 beşiktaş yardım kampanyası
-
ben bi' şey söylemek istiyorum; ama soru olarak değil, ciddi ciddi merak ediyorum.
bizler vatandaş olarak aldığımız maaşı iyi yönetemeyip borçlandığımızda, çıkmaza girdiğimizde devlet dahil kim yardım ediyor?
kulüpler bu yardım toplama çakallığını hep yapıyor. türk toplumunun genlerine işleyen radikalizmi, fanatizmi sömürdükçe sömürüyorlar.
deprem olur, vatandaş mesaj atsın 10 lira. salgın olur, haydi pamuk eller cebe. bayram olur, haydi birlik beraberlik. vatandaşa girsin de girsin. mesela herhangi bir kulüp kar elde etse vatandaşa yardım yapar mı? örnek vereyim; şampiyon olduk bakın baskılı tişört çıkardık, alın. adamlar başarıda bile vatandaştan para toplama derdinde.
kimse kusura bakmasın, özellikle kulüp organizasyonlarına para gönderen insan kerizin bayrak sallayanıdır benim gözümde.
tanım: takım fark etmeksizin gerçekleştirilen keriz silkeleme tespihinin bir başka tanesi.
edit:
#111347317 alın bakın, destek ise bu durum bence herhangi bir futbol takımının durumundan daha önemli.
şahit olmayı çok isterdim denen tarihi olaylar
-
28 ekim 1923 çankaya köşkündeki akşam yemeği
cep telefonu rehberinde kayıtlı fantastik isimler
-
(bkz: arabayı sattığım adam)
almanların beceremediği şey
-
dünya savaşı kazanmak. hadi birincisini kaybettin bari ikincisini kazan be kardeşim.
evlenme teklifi için 7 bin kilometre yürüyen erkek
-
japonca yerine neden ingilizce kullandığını merak ettiğim adamdır.
babasına tokat atan polise tokat atan genç
-
cennet, hayırlı evlatların attığı şaplakların patladığı enselerdedir.
johnny depp
-
bir aktör yakışıklı olabilir (bkz: brad pitt)
karizmatik olabilir (bkz: marlon brando)
çekici olabilir (bkz: keanu reeves)
iyi bir oyuncu olabilir, soluksuz izlenebilir (bkz: robert de niro)
her filmini izlerim, asla kaçırmam diyebilirsin (bkz: al pacino)
anti-kahraman olabilir, bambaşka bir tarafı vardır (bkz: james dean)
"her rolü oynayabilir pekala" diyebilirsin (bkz: jim carrey)
bazı filmlerdeki bazı rollerle zihnine kazınabilir, adı geçtikçe takdir edebilirsin (bkz: edward norton)
şeytani bir tarafı vardır, izleyeni uçurur (bkz: jack nicholson)
ama bir aktör bunların hepsi birden olursa adı johnny depp olur.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
ege (6,5) geceleri yatarken hala biberonla süt içmektedir, herkesin bir keyfi, tiryakiliği olduğu için bu durum anlayışla karşılanır. evde süt bitmiştir ve çocuklar meyve suyuna ikna edilir...
ege: ama elma suyu istemem, kayısı suyu koy biberona.
romica: kayısının posası biberonu tıkar, içemezsin.
ege: posa ne ki?
romica: hani içerken ağzına lifleri dokuları pütürtülü geliyor ya, o işte...
ege: pütürtü ne demek?
romica: böyle minicik parçalar, bak mesela fırının kapağı cam olduğu için kaygan, dolabın kapağı ise o kadar kaygan değil, elini sürersen anlarsın, aynı bunun gibi elma suyu posasız olduğu için daha akışkan, biberonun deliğini tıkamıyor.
ege: nereden biliyorsun elma suyunun posasız olduğunu?
romica: bak biberona, arkasını görebiliyorsun, su gibi saydam, kayısı suyuna bak, arkası görünmüyor, saydam değil.
ege: saydam yerine cam gibi desen olmuyor mu?
romica: bazen olur bazen olmaz, elma suyu istiyor musun?
ege: ya süt ver ya da kayısı suyu! çok uykum var ve beni posa mosa kandırıyormuşsun gibi geliyor!