hesabın var mı? giriş yap

  • hamile bi fizik hocamız, namı diğer sallabaş, bacaklarını açmış, yayılmış bir vaziyette sandalyede oturuyo, artık hamileliğin son günleri, zor oturup zor kalkıyo haliyle.. bi ara etekleri de baya açılmıştı, bizim arkadaşlardan biri de güzelce uyardı hocayı: "hocam bebeğiniz gözüküyo.." (bkz: kocaeli anadolu lisesi)

  • bakan: açık havada ve kapalı ortamda yeterli havalandırma varsa maske kalktı,
    türkler: maske kalktı
    kimse bundan sonra maske filan takmaz arkadaş

  • fındık, ayçiçeği ve susam tohumları, çikolata, popcorn (patlamış mısır), kuru üzümler ve kahverengi pirinçte bulunur.

    çocuklara ya da şizofrenili yetişkinlere arginine vermeyin. uçuğu artırmakla ünlüdür, bu yüzden uçuklu kişilerde de kullanmamalıdır. çok yüksek dozları, kemiklerde deformasyonlara neden olabilir ve eklemleri genişletebilir.

    çalışmalar, arginine tamamlayıcılarının, yanık yaralarına, ameliyat ya da yaralanma gibi travmalardan sonra oluşan yaralara iyi geldiğini ortaya çıkartmıştır. insan kan hücrelerini içeren çalışmalar, arginine'nin doğal öldüren hücrelerin (önemli immün hücreleri) üretimini artırdığını göstermiştir. alfa hidroksi asitler (aha'lar), ekşi süt (laktik asit), üzüm (tartarik asit), şeker kamışı (glikolik asit), elma (malik asit) ve narenciye (sitrik asit) gibi yiyeceklerde doğal olarak bulunan bileşimlerdir. yara izlerini yok etmek ve yüzü soymak için dermatologlar tarafından kullanılmıştır. bugün aha'ların daha zayıf versiyonları, cildi nemlendirmek ve geliştirmek için tasarlanmış ürünlerde bulunmaktadır. aha konsantrasyonları, yüzde 2-10 arasında derecelendirilir. dermatologlar, yüzde 5 veya daha aşağısını güvenli bulur. ancak, bazı insanlarda tahrişe neden olurken, bazıları daha yüksek düzeyleri tolare edebilir.

  • ne güzel yazmış işte, nesini anlamıyorsunuz ki.
    ben mealini yapayım.

    “biz dizide oynarken (hatırla sevgili) bu tarz siyasi göndermeler yapardık. rte de o dizide iyi şiir okuyan bir genç olarak canlandırıldı. kendisinin edebiyata merakı bilinen bir şey, ki zaten şiirleriyle halkın gönlüne girdi..dolayısıyla; özellikle sezen aksu gibi edebiyatı ve yeteneğiyle öne çıkan bir sanatçıya, üstelik kendisi şiir için hapis yatmışken, bu kadar saldırması anlamsız”

    demek istemiş.

    edit:türkçeyi türkçeye çevirerek deli fav aldım. sağolun. sözlükte bu kadar mülteci olduğunu bilmiyordum

  • dürüst olmak.

    bankada müdürdü. bankanın sinema günleri olurdu, daha önce izlediğimiz bir film ise bilet getirmezdi. bir daha izlemek istiyorsanız para vereyim kendiniz gidin devleti sömürmeye gerek yok derdi.

    bankanın ajandaları olurdu. ev için bir tane getirirdi. biz bütün kardeşler isterdik. yine aynı hikaye. para vereyim kendiniz alın.

    pasomu kaybetmiştim, yenisi çıkana kadar kardeşiminkini kullanıyordum. duyunca kafayı yedi. kaybettiysen vereceksin paranı, tam bilet alacaksın dedi. devleti sömürmeye gerek yok.

    sonra ne mi oldu? tabii ki de devleti kurtardı. ah canım babam benim ya.

    edit: `@bazenuyur`'un ricası üzerine: (bkz: #110005689) sahiplendirelim şu yavrucakları.

  • almanya'nın bizi kıskandığını falan düşünmüyorum ve türkiye görselinin ağır şerefsizlik olduğunu bilinçli seçildiğini düşünüyorum.

  • bunlarla ilgili bir kitap okumuştum. bunların bir türü var, ormanda ne kadar başıboş böceğe denk gelirlerse onları topluyorlar yaprak maprak taşıttırıyorlar, ne kadar angarya iş varsa kitliyorlar. hatta bazılarını resmen eğitip çiftçi yapıyorlarmış. toprak kazdırıyorlar çiftçisin hesabı. sonra discovery' de belgeseline denk gelmiştim. bazı başıboş böcekler bunları görünce aynen yolunu değiştiriyordu.

  • bizim bölümden alpaslan ve bahadır adlı iki arkadaşın 2-3 sene evvelinde lineer cebir dersinde yaşadıklarınıda geçtiğimiz günlerde daha yeni duydum.

    bu iki eleman küçük bir sınıfta yapılan derste canları sıkılınca "hangimiz daha uzun süre bacaklarımız sıranın üstünde durabilecek" yarışması yapmaya karar veriyorlar. hoca tabi bunları farkedince çıldırıyor ve;
    hoca - siz ikiniz...çıkın dışarı!
    b & a bu çağrıyı üzerine alınmıyor
    hoca - size dedim! o ayaklarınızı indirip çıkın!
    bahadır - yürü alpaslan yürü, bize ders mi yok!
    alpaslan - heee sanki ne..