hesabın var mı? giriş yap

  • tur bisikleti ile uğraşıyorum, anadolunun bazı yerlerine pedal çevirdim. hani kıyıda köşede kalmış dağ köyleri falan, tamam çok lakap duydum da. köylerinden birinde resmen muhtar bize şunu dediler, git kahveye şerefsiz mustafayı sor size yer göstersin.

    kahveye gittik. mustafa bey orda mı dedik, hangi mustafa dediler. şerefsiz olanmış dedik. şerefsiz mustaaaf benim diye birisi kalktı. çok distopik bir anadolu insanımız var adam bide benimsemiş ya sdlkfsşdfşlsd.

  • sahte belge ise bu ağır bir suçtur. basın açıklaması değil yargılama gerekir.

    ayrıca sadece kılıçdaroğlu değil o belgenin kaynağı olan yabancı banka da dava edilmeli ve kendi yerel mahkemesi tarafından belgenin sahte olduğu ortaya çıkarılmalı ve tazminat istenmelidir.

    edit:
    mal aktrolün biri de dava açılıyor zaten diye link vermiş ashshahahaj. böyle bir durumda tazminat davası değil resmi belgede sahtecilik davası açılır yeğen. lan bir gram beyin yok yemin ederim ashshahahajajaja

  • e uçağı kim kapattı o zaman? mısırlı eleman, "üstümde yok şimdi, sen ver, dönünce ben sana veririm" mi dedi acaba şeyma'ya?

  • wishful thinking iyi niyet içeren, kalpten gelen, öyle istendiği için öyle olacağına inanılan düşünce manasına gelen güzel bir ingilizce terimdir, şöyle ki:

    - vizelerim tam o tarihte bitmiş olur, hepsi iyi geçmiş olur, param da olur, ben de atlar gelirim hah hah hay süper

    evet, bir wishful thinking örneği.

  • sebebi sen ve senin gibiler olmasın? ülkenin a. koy, bir hakaret olarak atayiz bunlaaar diye binlerce insanın önünde haykır, oruç tutmayanı döv, her gün bir din adamı çıkıp acayip fetvalar versin ve mahalle baskısı artsın, sonra mutlu ateist yok. bu topraklarda ateistin mutlu olması mümkün mü amk?

  • arkadaşın biri erasmus programıyla modena'ya gidip, ilk dönemi orada geçirip ikinci dönem tekrar aramıza dönmüştür. hep beraber politics dersine girmişizdir. hoca derse başlamadan önce kıza hoşgeldin der ve "evet x'cim, şimdi seni şöyle ortaya alalım. bize modena maceralarını anlat." der. kız da hiç itiraz etmeden çıkar orta meydana başlar heyecanlı heyecanlı anlatmaya..

    -ay işte hocam ilk önce roma'da indim uçaktan. ellerim kollarım her tarafım bavul dolu. benim kilo 45, bavullar en azından 150.
    -hahahahaha
    -neyse, alanda bi taksi bulabildim güç bela. atladım içine; amacım metroya gitmek..
    -eeee
    -zar zor bindim taksiye. allahın italyan'ı, bi yardım bile etmedi bavulları arabaya taşımama.
    -cık cık cıkk
    -yerleştim taksiye. git git yol bitmiyor! saat de zaten epey geç olmuş, her yer zifiri karanlık. birkaç saat sonra metronun önüne gelebildik nihayet. ben tam uzandım çantama, para çıkarmak için. bir de ne göreyim; yanıma hiç nakit almamışım!
    -eeee?
    -taksiciye sordum. ya işte nakit yok bende, kredi kartı geçer mi diye. italyancam da çat pat işte.. ne dese beğenirsiniz hocam??
    -valla bilmem?
    -"sorun değil. yatakta da ödeşebiliriz dedi banaaa!!!
    -oo çok güzel!! verdiniz mi?

    akabinde ders iptal olmuştu zaten...

  • dünyanın sayılı ekonomileri arasındayız, pandemide başka ülkere tonla yardım gönderebiliyoruz, savaştan kaçan suriyeli - afgan milyonlarca göçmene kucak açacak gücümüz var ama ülkemiz yanarken bakın altını koyu yapıyorum ülkemiz... pamuk eller cebe sayın halkım.

    gerçekten bravo. imanla başlayıp ıban ile bitiriyoruz yıllardır.

  • akşamları yapabilecek tek atraksiyonu tv izlemek olan insanın yaşama dair son tutunma umutları, son çırpınışları olsa gerek. hayatı bu kadar sığ olan insanlardan farklı bir bakış açısı beklemek saçmalık olurdu zaten. birde az önce acun abi aradı sana sezon sonunda verdiğin destek doğrultusunda ödül vereceklermiş.

  • mübarek biri. çünkü patatesi ilk gören kişi ben olsam muhtemelen bir ısırık alıp tükürür, "arkadaşlar yemeyin bunu rezil bir tadı var, şu karşı ağaçtaki kırmızı şeyleri bir deneyelim." filan derdim ve böylelikle patates denilen mucizevi besin keşfedilemezdi. ama işte biri bunu almış, ateşte yakmış ve tuzlamış, sonra biri yağda kızartmış, öteki haşlamış... neler neler ya. çok güzel tadı var.

  • kabinlerin 32 kişilik olması planlanan proje*. o kabinlere 186 kişi biner, teller kuş birikmiş elektrik teli gibi aşağı sarkar, kabinler boğazı yüze yüze geçer. dünyanın ilk teleferibotu hayırlı olsun. serin serin.