ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gökyüzündeki esrarengiz parmak izi
-
videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
bkz: esrarengiz parmak izi
edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
kanuni ve erdoğan arasındaki mucizevi benzerlik
-
recep tayyip erdogan universitesi tarih bolumu ogretim gorevlisi yrd.doc.dr. oktay yavuz'un yaptigi arastirma sonucu ortaya cikan inanilmaz benzerlik. turk milletinin gelmis gecmis en buyuk iki lideri arasindaki bu benzerliklere sasmamak gerekir aslinda:
erdogan'in belediye baskani seçildiği yıl 1994.
kanuni'nin bas sehzade seçildiği yıl 1494
erdogan'in boyu 1.86
kanuni'nin de boyu 1.86
erdogan'in kilosu 84
kanuni'nin de kilosu 84
erdogan'in kan grubu ab rh-
kanuni'nin kan grubu da ab rh-
erdogan'in basbakan olduğu yıl 2003.
kanuni'nin padisah olduğu yıl 1503.
erdogan'in sag kolunun adi suleyman (suleyman soylu)
kanuni'nin sag kolunun adi erdogan idi. (merkepli erdogan pasa)
kanuni'den once padisah olan yavuz'un doğum yılı 1448'di.
erdogan'dan once basbakan olan abdullah gul'un doğum yılı 1948.
kanuni de ata binmekten hoslanmazdi.
kanuni'nin de biyiklari tirtila benziyordu
her iki liderin de basurdan muzdarip oldugu biliniyor.
kanuninin de sesi hastalaninca arap baciya benziyordu.
kanuni'nin de ogullarindan biri super zekaliydi.
ve son olarak...
erdogan'in en sevdigi saray dolmabahce
kanuni'nin en sevdigi yemek dolma!
30 aralık 2023 araplara hakaret etmenin suç olması
-
araplar biliyorsunuz bizimkilerin kırmızı çizgisi...
araplara hakaret >milli manevi değerlere hakaret...
vicdan azabına eş, kayna kayna sakarya,
öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!
teletubbies
-
bence teletubbielerin her biri ana karakterde mental retardasyon hastaliklarini gosteriyor.( ya da mental retardasyonun eslik ettigi hastaliklar: atipik psikoz,otizm,down sendromu vs. gibi) engelli cocuklarin cinsiyet ve toplumsal kimliklerden bihaber olmalarindan mutevellit teletubbieler de cinsiyetsiz ve bir cocugun dahi gosterebilecegi olgunluktan uzak bireyler. aralarinda herhangi bir hiyerarsi ya da feodal aliskanliklarinin tezahuru yok. aralarindaki iliski aile bagi olarak da tanimlanmiyor ancak guclu bir sevgi kontaklari var.bu da aile ici rollerin guc elestirisini yapiyor.
yer altindan cikan kameragoz gibi sey ebeveynleri ve ogretmenleri ifade ediyor. direktiflerle engelli evlatlarinin hayatlarina yon veren ana baba ya da ogretmenler gibi dusunebiliriz.burdan da engelli cocuklarin egitilmesinin ne kadar onemli oldugu mesaji veriliyor.
karinlarindaki televizyondan dis dunyaya baglanmalari da aslinda saglikli bireylerin algi dunyasindan haberdar olduklari ama kendi zihinlerindeki dunyada yasamayi daha uygun bulduklari, sosyal varliklar olduklari ve saglikli bireylerle de beraber yasadiklari gercekligini ve saglikli bireylerin dunyalarini yadsimadiklarini mesaji tasiyor. sonuc olarak her bir insan bireyinin diger hayvan bireylerden farkli olarak iradi canlilar oldugunu vurguluyor.ek olarak videolarin 2 kere yayinlanmasi teletubbilerin retarde olduklarini, ebeveynlerin ve ogretmenlerin egitimleri icin en basit duzeyde dil becerisi edindirme cabalarinin ve teletubbielerin gelisimini anlatmakta.
bebek kafali gunes ise cok guzel bir anlam tasiyor. bir insanin dogumunun gunesle tasvir edilmesi romantik anlaminin da otesinde evrende bir yildizin dogumundan olumune kadar galaksi/galaksilerde biraktigi etkinin minimal bir ifadesi bence.
herbir bolumde cok guzel metaforlar var. yaziyi genisletmek istemiyorum. her bolum cok derin kaygilar ve mesajlar iceriyor. izledikce daha hizli anlamaya basliyor insan. ama bir turlu anlayamadigim; bolum sonunda çim evin kapisi olmasina ragmen neden bacadan atlayarak indikleri ve iceri girdikleri?
yazimi noktalamadan once bence teletubbieler dil ogrenmek icin muthis bir arac. mesela ilk bolumde flag kelimesi 4 farkli ses tonundan defalarca ve farkli ritim araliklari ile tekrarlaniyor ki bu sayede isitsel hafizada yer edinmesi saglaniyor kelimenin.ben ispanyolca seriye basliyorum. ola amigos.
eyyorlamam bu kadardir. tenk yu.
acun ılıcalı'nın parayla mutlu olunmaz demesi
-
bu amk cümlesini nedense hep zenginler kuruyor. sizce de bunda bir tuhaflık yok mu? yorum sizin…
edit: gelen yüzlerce mesaja istinaden, burada beni ikna etme, düşüncemi çürütme ya da anti tez önermeye çalışmayın özelden mesajlar atarak. ne demişim entry sonunda: “yorum sizin”.
ayrıca, madem parayla mutlu olunmaz, o zaman sabah erkenden kalkıp eşek gibi işe gitmeyin kardeşim, oturun mutlu mutlu evlerinizde beş parasız. ne de olsa parayla mutlu olunmuyordu dimi?
para bir amaç değil, araçtır arkadaşlar. mutluluğa açılan en büyük kapıdır. o güzel güzel yiyip içtikleriniz ve paylaştıklarınız, gezdikleriniz ve de gördükleriniz, direksiyonundan yol fotosu çektiğiniz, starbucks vs diğer kahve ve de gold rakılarınız, meşelerde dinlendirilmiş keyif viskileriniz, vs. kısacası, huzur ve mutlu olmanıza vesile olacak her şey para ile satın alınıyorsa… e o zaman..?
son olarak, acun üzerinden gidelim hadi! adam tadılabilecek neredeyse tüm dünyevi şeyleri tatmış, her yeri gezmiş, yaşı kaç olmasına rağmen (toplumda aslında sıradan biri yaptığında ayıplanacak) kızları yaşında kadınlarla takılan, jeti, yatı, katı, özel tv'si, ingiltere ve de iskoçya'da futbol kulübü vs olan bir adam kusura bakmayın da parayla mutlu olunmaz demesin!
bana laf anlatmaya çalışmayın, yazın başlığın altına düşüncenizi, insanları ikna edin de beni favlayacaklarına sizi favlasınlar, kapiş..?
ekstra edit: ve de sonun sonu olarak, parayla mutlu olunmuyor diyip de fakirliğe dönen bi zengin gösterdiğiniz gün ben de bu entry'imi düzeltip özür dileyeceğim! çünkü o güçten, istediğini kolayca elde edebilmekten ve o kadar maldan vaz geçmek hiçbir babayiğidin harcı değildir!
saygılar…
3 kasım 2021 fahrettin altun tweeti
-
şu videoyu yayınlamak bile aslında ne kadar acınası durumda olduklarının göstergesi. kaldı ki, erdoğan yürürken rahat değil videoda, iyice kasılmış.
atanamamış gobbels'ten de anca bu beklenirdi zaten. şu an erdoğan'ın son rahatsızlığından haberi olmayanlara bile ulaştı bu video. çünkü bu adamı takip eden kitle belli. şimdi "lan ne alaka, dosta güven düşmana korku, yine ne oldu?" diye kafalarda soru işareti oluşturacak. kendi kendini imha etmek de böyle bir şey işte. süreç ilerliyor.
"her şeyi durdurabilirsiniz ama zamanı durduramazsınız."
20-21 aralık 2021 tcmb 7 milyar dolar satışı
-
piyasa manipülasyonun belgesidir. yapılan suçtur. böyle müdahaleler gizlice ayarlanmış, yandaşlar tarafından voliyi vurma fırsatı olarak değil, devlet politikası olarak çook önceden duyurularak yapılması gerekirdi normal bir ülkede.
cumhurbaşkanlığının doğrulama platformu kurması
-
ahaha sahtekarlik yalan dolan ve propaganda platformu desene suna sen
misal ornek vereyim
gazetenin tekinde 13 tane rehinenin sehit edilmesi bir fiyaskodur yaziyor dogru mu?
el cevap: hayir yanlis 13 tane rehinenin sehit edilmesi bir basari oykusudur, bir kurulus dirilis saha kalkilistir dunya liderligidir.
uzak mesafe ilişkisi
-
"şu an burada olsaydın keşke."
özetle böyledir.
11 eylül 1973
-
vol 3
19 nisan 1973 te bakir madenlerinde calisan madenciler maaslarinin arttirilmasi icin greve basladilar. sili ekonomisinin %30 gelir kaynagini bakir madenleri olusturuyordu. halkta madencilere destek olmak icin sokaklarda protestolara basladi. madenciler hukumetten beklediklerini alamadiklari icin rancagua´dan baskent santiago´ya dogru yuruyuse basladilar. allende hukumeti madencilerin santiago´ya girisine izin vermedi ve madenciler polis barikati ile engellenmeye calisildi. madenciler ve polis arasinda siddetli catismalara basladi, madenciler yanlarinda getirdikleri dinamitler ile polise karsilik veriyordu. sonucta kazanan taraf madenciler oldu ve santiago´ya ulastilar, universidad catolica ogrencileri madencileri universitede agirlamak isteyince, karsit gruplar arasinda siddetli bir catisma yasandi. madenciler baskanlik sarayina kadar ulasinca, allende zoraki olarak madenciler konusma yapmak zorunda kaldi, grev yapanlara nefret beslemedigini acikladi.
haziran 1973 un ilk gunlerinde askerler nabiz yoklamasi gerceklestirdi, binlerce iscisi olan cuproch grubuna olasi bir darbede nereye kadar yanlarinda olacagini sordular. allende gelismelerden rahatsiz olup hemen askerleri toplantiya cagirdi. askeri kanadi general augosto pinochet temsil ediyordu ve allende´ye askerlerin darbe girisiminde olmadigini bildirdi. allende bu olanlardan patronlari sorumlu tuttu, kepenk kapatarak darbeye zemin hazirladiklarini soyledi.
29 temmuz 1973 te yarbay roberto souper komutasinda tanquetazo kod adli mini darbe gerceklestirildi. 18 tanktan olusan bir konvoy sabah saat 08:30 kisladan cikarak baskanlik sarayina dogru ilerlemeye basladi. sabah sabah tanklari sokakta goren sili halki bekledikleri askeri darbenin gerceklestigini dusunmeye basladilar. saat 9:00 da baskanlik sarayi la moneda tanklarla cevrilmis durumdaydi. askerler baskanlik sarayi cevresinde mevzi almaya basladiktan sonra, allende´ye bagli muhafizlar ile asker arasinda catisma basladi. genelkurmay baskani carlos prats kendine bagli olan askerleri olay yerine sevk ettikten sonra duruma mudahele etmek icin olay yerine geldi. prats yanindaki hukumete bagli olan askerlerle baskanlik sarayina gelerek olaya mudahale etti, prats´in olaylari yatistirmasi icin guvendigi isim general augosto pinochet´ti. saat 11 de darbeci askerler teslim oldu, mini darbenin bilancosu 22 olu 50 yarali oldu. ayni gunun aksami allende, kendi yandaslarini baskanlik sarayina cagirarak bir konusma yapti.
tanquetazonun gerceklesmesinden sonra hemen sivil halkin elindeki silahlari orduya teslim edilmesi kanunu cikarildi. askerler artik sivil halki gozetim altinda tutuyor, istedikleri yerlere operasyon yapip arama gerceklestiriyorlardi. genelkurmay baskani carlos prats bu sefer savunma bakani olarak ataniyordu. carlos prats bu goreve geldikten sonra askeriyeden emekliligini istiyor ve yerine gececek olan yeni genelkurmay baskani olarak augosto pinochet´i seciyordu.
sorunlar bir turlu bitmiyordu, grevler, protetolar derken isciler calistiklari fabriklari isgal ederek uretimi tamamen durduyordu. tum sili genelinde bulunan 31 iplik fabrikasi tamamen isciler tarafindan isgal edilmis ve uretim durdurulmustu. baskent santiago´da uc bin isci grevdeydi bu grevler allende´ye buyuk sikinti yaratiyordu. ısverenlerin lokavt ilan edip uretime baslama cabalarida, isciler arasinda bolunme yaratip isciler arasinda catismalara kadar gidiyordu.
temmuz 1973 te artik sili halki tamamen iki kutuba ayrilmisti ve ulke yavas yavas ic savasin esigine dogru gidiyordu. sokaklarda catismalara her gecen gun daha da siddetleniyordu.
allende yavas yavas popularitesini ve guven kaybediyordu.
kızların berkay öyle biri değildir ısrarı
-
bu israrin en buyuk magduru caner erkin olmustur.
31 aralık 2013 taksim yılbaşı tacizleri
-
geleneksel hale gelmesi utançtır.
"tacize uğramamak için taksim'e çıkma" demek, bir kadının hayat alanının kısıtlaması demektir. "tacize uğrayacağını biliyor, neden çıkıyor" demek, tacizciyi cezalandırmaktansa kadını cezalandırmayı uygun görmek; kadına "sen evinde kal ya da şu izin verilen bölgede dolaş"ı layık görmek demektir. taciz ediyorlar diye metrobüse bineme, yılbaşı kutlanan meydanlara gideme, bazı mahallere gireme; nerede benim sosyal hayattaki yerim? hırsızın hiç mi suçu yok?
edit: gelen mesajlardan sonra şunu da belirteyim. kadınlara özel bir ayrıcalık istediğim yok. tek isteğim "metrobüse binme, taksim'e gitme, binersen de tacize uğrayınca ağlama" denmesin. üst taraflarda bir yerlerde bu minvalde bir entry vardı. şimdi bulamadım, silmiş veya silinmiş.
edit2: silinmemiş, yukarıda imiş.
kapıda pijama ve pofuduk terlikle karşılayan kadın
-
(bkz: çiftler buluştu konu kilit)
kardeşlere yapılmış anlamsız eziyetler
-
bir gofret veya sakız markası uydurup bakkala yollamak. bir hiç uğruna onca yolu teptiği için zevk almak.