ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
marketlerde poşetin parayla satılması
-
mantık olarak karşı olmadığım uygulama. lakin ki eleştirilerim var.
ulan bu ülkede para vatandaşın cebinden çıkacaksa uygulama hemen hayata geçiyor.* yok eğer üreticiden çıkacaksa yıllar sonra uygulamaya geçiyor.* şimdi altyapı bilmem ne diyecekler çıkacak ama yeter artık sıkıldım bu çifte standarttan.
christopher lee
-
orc'ların, uruk-hai'lerin başı sağolsun..
bu sabah yağmur var isengard'da
gözlerim dolu dolu oluyor..
yusuf güney'in tarkan'a verdiği mükemmel ayar
-
(bkz: yusuf güney kim amk)
ak troller dışında kimsenin ayar olarak görmeyeceği hede. yusuf güney dediğiniz papates, akp'li belediyelerden birkaç konser alabilir miyim diye kendisini ilçe başkanına çevirmiş, kimsenin umurunda olmayan birisi.
kadınların ekonomik krizi pek umursamaması
-
kahkaha attım iyi mi?
yahu sen seçimini öyle yaptın. dolar konuşacağın birini seçmedin diye ekonomiden siyasetten anlayan kadına ne laf atıyorsun? akıllı olmasına gerek yok güzel olsun diyen, ne mühendisler doktorlar gördü bu gözler. o zaman siyaseti ekonomiyi konuşacak başkasını bulacaksın. evdekinden de kek iste bence. üzümlü olsun.
insanlar tercihleriyle yaşar
babası tarafından kulağı ve burnu alınan çocuk
-
kendimi gördüğüm video. küçükken babam da gözünü çaldım der ağlardım. lan görüyon nasıl çalmış olabilir. zaten küçükken tek hayali dolmuş şoförü olmak isteyen bir çocuktan ne bekleyebilirsin. bence o ara beynimi çalmış babam geri de vermemiş. :d
sigmund freud'un en güzel sözü
-
insanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. insanların “tecrübe” dediği şey budur. kalbiyle bağlantısını kesmiş bir insana “tecrübeli” denir.
zaman makinesi arkası yazılar
-
(bkz: geçmişinizi s!***rim)
starbucks'ta bardakların üstüne isim yazılması
-
yaşanmış bir olay:
yaşlıca bir amca starbucks görevlisi delikanlıya bir adet sütlü kahve almak istediğini söyler.delikanlı 'latte' mi der,adamcağız sütlü kahve evladım der,bir şekilde anlaşılır,delikanlı:
beyefendi isminizi alabilir miyim?diye sorar,
yaşlı amca:
emekli korgeneral hede hödöoğlu diye cevap verir bünyede alışkanlık yaptığından dolayı.
az sonra delikanlı imanının gücüne sığınarak yeri göğü inletir:
emekli korgeneral hede hödöoğluuuuuu,emekli korgeneral hede hödöoğluuuuu kahveniz hazır paşam.
ygs 2015
-
yıllar sonra biraz merak biraz da hevesten başvurmuştum sınava. hazırlığım yok, sınavın şekli hakkında bile bir fikrim yoktu. dedim, doğaçlama yaparım, falan.
ama işte öyle olmadı sözlük. son on beş günümü lanet olası bir öksürüğün pençesinde geçiriyorum. her şeyi demedim ama geçmiyor, azalmıyor bile delirmek üzereyim. neyse işte ben bu öksürükle idare ederim, artık baya alıştım bir şey olmaz hallederim, dedim. sonra aklıma aylardır sınava hazırlanan çocuklar geldi. benim öksürüğüm yüzünden sınavlarından olsalardı nasıl bir vicdan azabı çekerdim bilmem.
vazgeçtim hayallerimden, güzel sanatlardan hatta gastronomiden. girmedim sınava, çok mutsuzum şimdi. sabah kalktım ama yapamadım ya günah diye.
ne bileyim iyi mi yaptım.
herkes için hayırlı olsunlar dilediğim sınav. içimde ukte kalacak sınav.
pizzası geç geldi diye adam vuran sivil polis
-
-bu pizzalar neden geç geliyor?
+bilmem abi ben gezici servis elemanıyım.
-neee gezici misin?? durşk!!.
zeynep bastık vs ajdar
-
ajdar alır.
hülya avşar’la şöyle bir diyalog yaşamış insandan bahsediyoruz.
hülya avşar: ajdarcığım, aynaya baktığında ben popstarım diyebiliyor musun?
ajdar: aynaya bakmaya gerek yok, size bakıyorum ve "ben popstarım galiba" diyorum...
23 haziran 2019 binali yıldırım'ın ağlaması
-
yazık lan kaç yaşında adamın düştüğü hallere bak.
birileri tarafından kullanılmış bir siyasi figürdür binali yıldırım. yazık ettirdi kendisine.
o birilerinin bu hale düşmesi lazım aslında ama neyse... onun da vakti var.
edit: fakir yanım üzüldü yine ama oğlunun gemileri geldi aklıma. ağlayın ahlaksızlar.
edit2: yau tamam vallaha üzülmüyorum, yeşilimi rahat bırakın.
saniyelik salaklıklar
-
bir abim anlatır. birgün pazarda kıyafet satıyorken koşa koşa bir kız gelip, etek stantının arkasına girer. "abi, peşimdeler burda olduğumu anlarlarsa, nişanlısıyım yada erkek arkadaşıyım gibi bişey de" der, çömelir.
neyse bir iki dakika içerisinde iki delikanlı gelip burdaymış derler.
a: abi
o: onlar
o: burdaymış burayı gösterdiler.
a: hop hop n'oluyor.
o: *
a:dağalın lan rahat bırakın kızı
o: sen kimsin
a: ben onun erkek nişanlısıyım.
mesai saatleri dışında ulaşılamayan çalışan
-
cuma günleri bilişim sektörü için "read only" günüdür.
sen kodunu cuma günü canlı bir sisteme entegre etme riskini alıyorsan, sonuçlarına da katlanırsın.