hesabın var mı? giriş yap

  • türkmen evine bir şıh misafir geldi. içeri buyur edip köylülerle birlikte odaya aldılar. köylüler "ne keramet edecek!" diye ağzının içine bakarken, şıh arada bir irkilir gibi yapıp “hoşt” diyordu.

    köylüler bunun bir keramet olduğunu anladılar ama ne kerameti olduğunu anlayamadılar! merakla sordular: “ya şıh hazretleri, nedir o arada hoşt dediğin ?..”

    şıh: “bir köpek kabe'nin duvarına işeyecek gibi niyetleniyor. onu görüyorum tabii ki, hoşt diye kovalıyorum…”
    köylülerin itikadı bir iken bin oldu…

    olanları kapının eşiğinden dinleyen evin hanım ağası sofrayı hazırladı. herkesin önüne üzerinde et olan pilav geldi…
    şıhın tabağında ise sadece pilav vardı…

    şıh bir süre etsiz tabağa baktıktan sonra, kapıda beliren hanım ağaya “benim tabağımda et niye yok, bunun bir sebebi var mıdır ey hatun?” diye sordu…
    hanım ağa yaklaştı, tabağı ters çevirdi, onun etlerini pilavın altına koymuştu. pilavın altında etlerin gözükmesiyle elindeki kepçeyi şıhın kafasına indirdi:
    “ulan tabağındaki eti görmedin de, kabe'deki iti mi gördün deyyus!"

    not: fakir baykurt'un on binlerce kağnı hikaye kitabından alıntıdır

  • ön edit: bu entry'deki bilgileri ve daha fazlasını şurada video olarak da anlattık. ister izleyin, ister okuyun.

    bugün debe'ye giren entry'e ek olarak bazı yapım notları paylaşabilirim meraklısı için.

    - show tv osman sınav'a bugünün debe entrysinde bahsedildiği gibi wiseguy isimli bir diziyi uyarlamasını söylüyor. osman sınav "bir arkadaşlarla konuşayım" diyerek raci şaşmaz ve bahadır özdener'e geliyor. bu ekip yıllarca deli yürek'i yazan ekip. ancak artık dizi yazmak istemiyorlar. deli yürek'te çok yorulduklarını düşünüyorlar.

    fakat;

    raci şaşmaz wiseguy'ı duyunca heyecanlanıyor. çünkü bu onların gençken müptelası oldukları bir dizi. osman sınav'a diyor ki;

    "hocam bana 10 bölüm kaset getir. ben sana 30 bölümlük hikaye çıkarayım."

    başlıyorlar çalışmaya. kasetler geliyor ancak hiç izlemiyorlar. diziye kafa yorarken bir gün raci şaşmaz geliyor ve diyor ki;

    "soner yalçın aramıza katılırsa ancak bu iş olur."

    - soner yalçın'ın ekibe katılmasıyla dizi bambaşka bir boyuta evriliyor. yakın tarihi ve mafyayı anlatmaya karar veriyorlar.

    - "kurtlar vadisi" ismini ilk bulan raci şaşmaz. soner yalçın da en büyük destekçisi. bahadır özdener ise "kurt" ifadesinin mafyayı anlatan bir dizide ülkücülere gönderme olarak algılanabileceğini düşünüp itiraz etse de başarılı olamıyor ve isim kurtlar vadisi olarak kalıyor.

    - soner yalçın her ne kadar konsept danışmanı olarak gözükse de aslında bizzat işin içinde. çoğu şeye beraber karar veriyorlar ve üçünü de aynı anda heyecanlandırmayan hiçbir unsur diziye yazılmıyor. bazen "ancak" yerine "lakin" mi yazalım, "yahut"mu yazalım diye saatlerce tartıştıklarını söylüyorlar. ince işçilik muazzam.

    - dizinin tdk tarafından "türkçeyi en iyi kullanan dizi" ödülünü almasının baş mimarı raci şaşmaz'dır. çünkü diyalogların asıl mimarı o. ömer lütfi mete'nin de yardımcı olduğu söylenir. "ömer baba" adının nereden geldiğini anlamışsınızdır. hikaye kurgusunda ise büyük oranda bahadır özdener katkı sunuyor.

    - raci şaşmaz ve bahadır özdener aynı anda ekmek teknesi dizisini de yazıyorlar. haftada birbirinden bağımsız iki dizi yazmak ve ikisinin de fenomen olması kuşkusuz çok büyük bir iş.

    - necati şaşmaz'a oyunculuk çalıştırma işi erdem ergüney(deli hikmet) ve osman wöber (deve tuncay) tarafından üstleniliyor. fark ederseniz polat karakteri 20.bölümden itibaren değişim geçiriyor.

    - kurtlar vadisi ırak filminde "polat, ırak'a çuval hadisesinin intikamını almak için gider" fikrini bulan kişi soner yalçın.

    - erdal kömürcü ve babası abuzer'in hikayelerini bulan kişi soner yalçın. her hafta yeni yeni hikayeler getirdiğini söylüyor bahadır özdener. büyük ihtimal uyuşturucu imal edilen sahnelere de danışmanlık yapan o. çünkü "behçet cantürk'ün anıları" isimli kitabında detaylı olarak imalat süreçlerini ve hammaddeleri anlatıyor.

    - abidin'in diziye dahil olma süreci ise ilginç.

    otomatik kuru sıkı silah ihtiyacı oluyor. raci şaşmaz rize'den bir bağlantıya ulaşıyor. bu adam diyor ki "ben yaparım." raci şaşmaz da diyor ki "sen bu silahı yap, seni dizide oynatacağım." ancak aradan haftalar geçiyor ve adam arayıp silahı yapamadığını söylüyor.

    birgün raci şaşmaz'ın telefonu çalıyor ve adam "beni dizide oynatacaktın, ben çoluğu çocuğu aldım geldim istanbul'a." diyerek raci şaşmaz'a ızdırap oluyor.

    yine bu adamla yaptığı bir telefon konuşması sonrasında raci şaşmaz sinirleniyor ve bahadır özdener'e dönerek

    "bahadır yaz tuncay'ın yanındaki adamın ismine: abidin."

    - dizinin ilk dört bölümü bayağı düşük reyting almış. sonradan fenomen oluyor.

    not: bilgilerin çoğunu aşağıdaki linklerden edindim.

    https://youtu.be/gqt06igdwl8

    https://youtu.be/7fupcszipjq

    https://youtu.be/pohaqlhugsg

    https://youtu.be/nxpuyzexuec

    ancak raci,bahadır ve soner üçlüsünün dizi devam ederken verdikleri bir röportaj var. gazetelerde yayınlanan. 2004 tarihli olması lazım. çok eski bir metin. ne kadar aradıysam da bulamadım. bilgilerin çoğu orada. bulan olursa bi yeşillendirsin.

  • ulan bizim ülkede olsa büyük ihtimal kan çıkardı dediğim video.

    o yol benim diye ona saldırır ordan bi tane motorcu gelip kafasında ki kamerayı göstere göstere yandaki arabanın dikiz aynasına saldırır, yanındaki araç arabayı üstüne sürer, sonra arabadan sopa çıkartılır motorcu biber gazıyla ortalığı karıştırır ordan yayalar atlar olaya vs vs. bizim ülke kaldırmaz böyle insancıl olayları.

    edit:imla

  • pos makinası çalışmıyorsa, pos ile ödeme seçeneğini kapatabilirsiniz. nakit para taşımak zorunda değilim.

    ızıcık ınsın ılın nıkıt ıdıyın.

    esnafın karını ve zararını düşünmekle mükellef değilim!! eğer nakit çalışacaksa da bunu ifade etmeli.

    ha nakitle çalışırken ne kadar vergi veriyor orası da ayrı muamma tabi.

  • roma'da yemek yediğimiz minik bir restaurantta arkadaşıma "burda herkes türke benziyor. şu arkandaki adama bak, bildiğin allaaan konyalısı" dememle birlikte adamın masaya gelip "aaa siz de mi konyalısınız yoksa?" demesi. kibarlığıyla ezmesi, kemkümlerime ve bize her yer konya gibi salak bir espiriyle sıvamama bile gülmesi.

    italya denince aklıma yerin dibine girdiğim bu sahnenin gelmesi çok acı.