hesabın var mı? giriş yap

  • rhind papirüsü, tarihi milattan önce 1650'lere uzanan, aritmetik ve geometri için mükemmel bir kaynaktır ve bize o zamanlarda çarpımın ve bölmenin nasıl yapıldığına dair açık kanıtlar sunar. ayrıca birim kesirler, 1'den büyük olan ve asal olmayan sayılar, asal sayılar, aritmetik, geometrik ve harmonik ortalamalar ve birinci mertebeden lineer denklemlerin yanı sıra aritmetik ve geometrik serilerin nasıl çözüleceği gibi diğer matematik bilgilerinin kanıtlarını da içermesi ve tarihi de dikkate alındığında rahatlıkla büyüleyici bir kaynak olduğu söylenebilir.

    ahmes papirüsü olarak da bilinen rhind papirüsü, eski mısır matematiği hakkındaki bilgimizin temel kaynağıdır. rhind papyrus rhind papirüsün tarihi m.ö 1650'lere dayandığını söylemiştik. burayı biraz daha detaylandırsak; iskoç antikacı alexander henry rhind, 19. yüzyılın ortalarında mısır'ı, kuru iklimi sağlığına yararlı olacağı ümidiyle doktorunun tavsiyesi üzerine ziyaret etti ve mısır medeniyetlerine çok ilgi duydu. bu ilgi, rhind'in antik bir firavun başkenti olan thebes'de arkeolojik kazılara katılmasına neden oldu. rhind, 1858'de mısır'daki luksor'da papirüsü satın aldı. daha sonraki yıllarda, bugün sergileniği british museum tarafından istendi. papirüsün merkezinden eksik olan bir parça yıllar sonra new york'ta bulunmuş ve 1922'den sonra rhind papirüsü restore edilmiştir. 1877'de profesör a. eisenlohr, rhind papirüs'ün ilk çevirisini modern bir dille, ein matematisches handbuch der älten ägypter (papyrus rhind der british museum), übersetzt und erklärt kitabında yayınladı.

    özelliklerine değinecek olursak; papirüs, 12-13 inç genişliğinde ve 18 fit uzunluğunda, sağdan sola siyah ve kırmızı mürekkepler ile hieratic (eski mısırlılar tarafından kullanılan ve hiyerogliften türeyen bir yazı türü) yazı ile yazılmış parşömen tomarı şeklindedir. yazar olarak kendisini tanıttıktan sonra, ahmes (ya da ahmose - mısırlıların ünlüleri sesli bir şekilde telaffuz ettiğinden beri, telaffuz hakkında bazı belirsizlikler vardır), bu çalışmayı orta krallık dönemindeki (mö 2050 - mö 1650 yıllarında mısır'da hüküm sürmüş firavun hanedanlarının dönemine verilen isim) eski bir taslaktan kopyaladığını söyleyerek işe başlar. yani bu papirüsteki matematik, bir başka önemli matematiksel taslak olan golenishev veya moskova papirüsününde olduğu gibi aynı zaman dilimine dayanır. işe geçmeden önce, ahmes bir duyuru ile başlar: "her şeyin eksiksiz ve kapsamlı bir çalışmasını" sağlayacak ve "tüm sırların bilgisini" ortaya çıkaracaktır. daha sonra iki kesir tablosundan ve 84 problemden oluşan bir içerik ile çalışmasına devam eder.

    birinci kesir tablosunda, 3 ile 101 arasındaki her bir tek sayı tamsayı için 1 / n birim kesrinin iki katının (2/n) payları 1 olan kesirler toplamı şeklinde nasıl gösterildiğini bize sunar. bu tablodaki her giriş ya çizgiden türetilmiştir ya da ayrıntılı olarak doğrulanmıştır. notasyonel olarak, 1 / k için kullanılan hieratic sembol, üzerinde bir nokta bulunan k sembolü ile gösterilmiştir.

    ikinci kesir tablosu ise, n = 1, 2, ..., 9 için n'in onda birini ayrı birim kesirlerin toplamı olarak gösterir. açıkcası, eski mısırlılar payı 1'den büyük olan bir kesri, bir sayı olarak düşünmemişlerdir. sadece birim kesirleri, 2/3 sayısını ve n / (n + 1) özel formunda diğer birkaç kesri, tamamlanmış süreçler olarak düşünmüşlerdir. örneğin, 3/7 tam olarak bir sayı değildir ve bu yüzden eksik bir şey olarak düşünülür. bu nedenle, bir problemin cevabında ya da ilgili bir hesaplamada, gerçek kesirlerin toplamı olarak ifade edilmelidir.

    rhind papirüsünde çarpma işlemi de ince bir şekilde sunulmuştur. iki katına çıkarma metodu ile ahmes, çarpmanın nasıl yapılacağını göstermiştir. örneğin 43 ile 19'un çarpımı 2 sütün halinde yapılır. (http://i.hizliresim.com/r16nmv.jpg)

    ayrıca rhind papirüsünde pi sayısının yaklaşık değeri de verilmiştir. ayrıntılar için https://numberwarrior.wordpress.com/…-value-for-pi/

    kaynaklar:

    http://www.math.uconn.edu/…720s11/rhindpapyrus.html

    https://numberwarrior.wordpress.com/…-value-for-pi/

    http://www.britishmuseum.org/…ectid=117389&partid=1

  • vayy amnk cidden varmış böylesi dediğim insan kitlesi.
    efendim bendenizin, java altyapılı takoz bir samsung telefonu var, pek akıllı sayılmaz bizimkisi, zira internete falan da bağlı değil.
    velhasıl gel gelelim, otobüste, metroda,vapurda hep elinde telefonla uğraşan, boynu 5 santim önde insanları görünce de, "lan canları sıkılıyordur" diyerek geçiştiriyordum.
    ama bilmiyordum ki, bu insanlar meğer birer teknoloji zombisiymiş anasını satayım.

    bilenbilir, 5 aylık taze babayım, evlenip yuva kurmanın tek bir olumsuz özelliği nedir derseniz, kesinlikle ev gezmesi derim. çocukken seviyorduk iyiydi hoştu ama evlenince, yemin ederim eziyet arkadaş.

    hayır, biz yine eski arkadaşlarımızla biraraya gelip, 2 kadeh tokuşturup şiirli şarkılı muhabbet yapmak isterken, iş yerinden sağdan soldan, daha önce arkadaşlık etmediğimiz insanlar, akşama size misafirliğe geleceğiz diye haber gönderiyolar. zerre anlamıyom amnk bu durumu.
    düne kadar, aykırı lan bunlar, entel amnk, gominis falan dedikleri insanların evine, kucak kucak bebelerini alıp, süslenip püslenip oturmağa geliyolar.

    hâl bu olunca kimseye gelme de, diyemiyosun tabii...
    ama muhabbet de pek sarmıyo hacı, "yavv orası öyle de ama hökümet de yol yaptı" diyen adamla ne gibi ortak yanım olabilir amk, derken işte konu futboldu, ev işleri, tamirattı, pazardaki salçalık domatıydı, en iyi peynir nerede falan gibi geyik geyik konulara giriyor.

    giriyor girmesine de benim gözüm hep geldiğinden beri elinden telefonu düşmeyen denyoya takılıyor.
    lan gelmişin bi eve misafirliğe, boynun düşmüş önüne elinde telefon napıyo amnk derken bi bakıyom candy crush oynuyo lan adam.
    olm bende bayıldım bombok muhabbetten de, elinde telefonla oyun oynamak nedir amnk diye düşünürken, bir diğeri de çıkarıyor telefonu hiç birşey olmamış gibi başlıyor feysbukda, hanımın yaptığı kekin pastanın fotosunu çekip koymaya, muhabbet kesiliyor.

    iki nefes alayım diye çıkıyorum odadan ve on dakika sonra odaya tekrar girdiğimde, ellerinde telefon kafalar önde deli gibi oyun oynarken buluyom hepsini, kimi candy cruh oynarken, kimi okey oynuyor, kimisi trenlerin üzerinde çocuk hoplatıyor, diğeri feysbukda onu bunu likelıyor, zaten boktan olan muhabbet de bitiyor.
    o dakikadan sonra kimse kimseyle tek kelime etmiyor.ve bu böle uzuuun bir süre devam ediyor.

    gerçi kafam rahatlıyor...
    rahatlıyor rahatlamasına da ama aga bu nedir yaa??
    hayır bir de adam giderken "yenge ellerine sağlık, kek de güzel olmuş ben ve 25 kişi beğendik, halamgiller tarifini istiyo" falan diyo tipine soktumunun at ağızlısı.

    velhasılıkelam dostlar; ios'dan post, android'den ve at ağızlıdan dost olmaz...

  • şüphesiz iman dolu gözlerin göreceği ibret verici satırlardan oluşur. bu türküyü 2000li yıllara kadar oynaya hoplaya söyleyenler için sonuç acı verici olmuştur. bakınız para bakınız gemi hem de recep var, karakol var.işte tüyleri diken diken eden o satırlar:

    gemilerde talim var
    bahriyeli yarim var
    o da gitti sefere
    ne talihsiz başım var
    hani benim recebim
    sarı lira vereceğim almazsan karakola gideceğim.

  • vardır, araçlar için trafik lambasının önünde çizilmiş beyaz beyaz kalın çizgiler, kırmızı ışığa denk gelirsen bu çizgilerin üzerinde dur ki hiçbir allahın kulu yaya geçidini kullanamasın anlamına gelmektedir.

  • o değil de, bu underground rap'teki "mücadeleye devam" kafasındaki mücadele nedir? mesela killa hakan ne için mücadele vermektedir? çeşitli hakların kazanılması mı? daha iyi yaşam koşulları mı? birileri bunu ezmek istiyor da o mu izin vermiyor? asgari ücretle yaşam mücadelesini mi kastediyor? o da anlaşılmıyor. neyin mücadelesini verdikleri, neye sinirli oldukları anlaşılmayan bir underground çöpü daha. neye delirdiniz belli değil. demet akalın daha anlaşılır. en azından ibrahim kutluay mevzusuna çok bozulmuştu, belliydi kime laf soktuğu. bunların neyi patiledikleri de anlaşılmıyor.

  • bende 85 yasinda olsam satmam evimi. 3 milyon euro'yu o yastan sonra öhöömm neyse. ama 30'lu yaslarimda boyle bir teklif gelse evimi satar sulalemi de yaninda promosyon olarak veririm. hic vatan millet duygusu kasamam bu konuda.

  • - alo iyi günler nikol hanım mi acaba?
    - evet buyrun benim...
    - ben telekomdan arıyorum da, acaba hattınızda bir sorun var mı diye deneme yapıyorduk, ahizeye üfler misiniz acaba?
    - tabii. pıfffffffffft...
    - ben... yani... o kadar güzelsiniz ki... yapamıycam...
    - !?

  • şırnak'ın' ın güçlükonak ilçesinde geçtiğimiz hafta yaşanan olay. şöyle ki; entegre hastanede yani bulunduğu yerin acil hekimi, aile hekimi, nöbet tutanı kısaca herşeyi olarak görev yapan hekimin acil nöbeti tuttuğu sırada güçlükonak kaymakamının eşi rahatsızlanır. kaymakam doktoru ayağına getirebilmek için şöförünü hastaneye yollar. doktor acilde bulunan tek doktor olduğunu acili boş bırakmayacağını söyler. ardından kaymakam doktoru arar "sen nasıl ben gel dediğimde gelmezsin" tadında bir nutuk çeker. aralarındaki küçük tartışmadan sonra kaymakam doktoru fırçalamakla yetinmez.

    sonrasında olaylar şöyle gelişir. kaymakam durumu şırnak valisine aktarır. vali halk sağlığı müdürünü arar. neticede doktora özel bir denetim yapılır. denetimde yanlış yazılıp düzeltilmesi için halk sağlığı müdürlüğü' ne gönderilen tabelaların neden asılı olmadığı gibi birkaç abuk şey için tutanak tutulur. doktorun aile hekimliği sözleşmesi fesh edilir. bağlı olduğu sendikaya başvurmakla yetinen doktor şimdi hizmet hayatının periferin hangi noktasındaki acilde devam edeceğini merakla bekliyor.

    ülkedeki ünvan sahibi insanların makamının gücünü kullanarak birseyler elde etmeye çalışmasına mı, halk sağlığı müdürünün kendi doktorunu haksızlığa karşı korumamasına mı , doktorun doğru davrandığı halde başının yanmasına mı yanayım bilemedim sözlük.

    edit: carlito ikigante ye teşekkürler drtus

    edit 2: merak edilen isimler için #39799975

    edit 3: bugün öğrendiğim habere göre doktorun sözleşmesi fesh edilmemiş. fesh edilme ihtimali varmış.

    edit 4: bugün konuyla ilgili olarak şırnak halk sağlığı müdürlüğü önünde basın açıklaması yapıldı. ilgili haber

  • bu yemekler paylaşılmış ama ben yakın zamanda fransada okumuş bir öğrenci olarak size işin aslını anlatayım.

    yemekhanede bu menü çıkmaz, bundan çok daha fazlası çıkar. öğrencilerin kartlarıyla turnikede yaptıkları ödemeyle 4-5 çeşit yemek alma şansı vardır. bu çeşitler puan sistemiyle belirlenir, her yemeğin bir sayısal puanı vardır ve genelde elinizdeki puan hakkı 4-5 çeşit yemek alabilmenizi sağlar. fazlasını alöak isterseniz puan başına belli bir cent ekstra ücret ödeyerek alırsınız.

    bu çeşitler arasında 3-4 çeşit sebze yemeği, salatalar, 3-4 çeşit et (tavuk, balık, dana, domuz gibi farklı opsiyonlarla), peynir çeşitleri, 3-4 çeşit tatlı, 3-5 çeşit peynir, ve börek çörek kiş gibi hamur işleri ve içecekler olur. yani toplamda en az 20-30 çeşit yemek arasından şeçersiniz tepsinize koyacağınız yemekleri. öğlen yemeğinde tepsimi alıp peynir, avokado, koca bir biftek, sebze yemeği ve tatlı yediğim günler çoktur.

    bu yemekhaneler fiyat olarak çok uygundur ve sadece üniversitelerin içinde olmaz, üniversite sayısı çok olan şehirlerde şehrin çeşitli mahallelerinde de bulunur. okula gitmediğiniz günlerde de evinize yakın yemekhaneye gidip krallar gibi beslenebilirsiniz.

    sosyal devlet zannediyorum böyle bir şeydir.

  • dolma biberin doldurularak yenmesi gereken bi sebze olduğunu ilk kim düşündüyse higgs bozonunu bulmuş kadar büyük iş yapmış arkadaş! hayır onca zımbırtıyı bir araya getirip bi bitkinin içine tık ve lezzetli bi şey çıksın ortaya.