ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sözlükçülerin 2016 yılı to do listleri
-
1. barı açıyorum.
2. ayla ile aramı düzeltiyorum.
3. babamı da yanıma alıyorum.
olay bitmiştir.
10 kasım 2016 istanbul köprü trafiği
-
o hayreti mucip olmasa; 10 kasım 2016 konstantinopolis trafiği olarak açacaktın başlığı.
sen vapura bin yarın.
türkiye'de 120 trilyon dolarlık yumiyum bulunması
-
seçimlere doğru giderken uydurulan bir başka haber.
o kadar yumiyum olsa bize çıkarttırırlar mı sanıyorsunuz.
hepsini kendi yer bu dış güçler.
yiyemediklerinin de üzerine cıva dökerler.
aynı haliç'in altında yatan 1673 grostonluk turbo sakız rezervi gibi bize yar olmayacaktır.
ayrıca urfa'da bulunan 541 milyon dolar değerinde peynir altı suyu tozu yataklarını da unutmayın.
eyyyy türk halkı!
biz biliyoruz bunları biz.
tsundoku
-
japonya ne güzel ülke diyorum bu kelimeden sonra. türkçesi de derhal bulunmalı derken aklıma selfie yerine kullanılan geliyor fikrimi geri aldım gitti.
bunu pek fazla yapmamalı yoksa geri dönüp okuması daha da zorlaşıyor. internetten yapılan siparişlerde maalesef korgoyu ücretsiz hale getirmek için kurulan sistemin kölesi olmaya mecbur bir durum halini aldı kitap satın alma hastalığı. sonra yapılan yeni listeler, özel günlerde ya da kendini motive etmek için yapılan ek alışverişler bunlar hep kapitalizmin birer oyunu. hayır, alarak iyi bir şey yaptığımızı hissettiriyorlar ya bir de. sonuçta kitap alıyorum diyebiliriz. ama birikmiş ve okunmamış kitap yığınları alıyoruz ve okumamızı daha da zorlaştırıyor bu durum. ama tsundoku güzel bir kelime. bunu resmileştirip bir de isim verdikten sonra tsundokuya hayır eylemi bile başlatılabilir.
paramız yok orjinallerini alamıyoruz + alıyoruz ama okuyamıyoruz (tsundoku)*
dünya'dan plüton'a 9.5 yılda giden teknoloji
-
kendisi istanbul içerisinde mecidiyeköy'den ümraniye'ye 2 saatte giderse şükreden bir yazar tarafından küçümsenen teknoloji.
lan trafiği var, regülasyonu var da var bu işin. uzaylıya haraç yedirmeden olmuyor işler öyle kolay.
davada avukatsız savunma yapmak
-
davayı açan savunma yapmaz. dava açılan yani davalı savunma yapar.
"ya ne önemi var bir kelime hatası yapmışız işte" diyecekseniz hiç de öyle değil. davalar tek kelimeyle kaybedilebiliyor. bence bu işe hiç girmeyin.
örnek: bir müşteri çalıştığım bankaya borcunu ödüyor ama bir şekilde sistemde ödeme görünmüyor. tekrar ödetiyorlar. ikinci defa ödediği tutarı iade almak üzere dava açıyor. dilekçesine parayı "defaatle" (tekrar tekrar) ödedim yazacağına "defaten" (tek seferde) ödedim yazıyor.
mahkemede hakim soruyor:
- borcun 5000 lira mıydı?
- evet.
- yani borcu kabul ediyorsun.
- evet.
- sen bu 5000 lirayı defaten mi ödedin?
- evet.
- tamam o zaman. davanın reddine...
edit1: çalıştığım değil, yıllar önce çalıştığım banka.
edit2: müşteri davayı kaybetti ancak yıl sonu kontrollerinde kayıp para bulundu. para iade edildi.
edit3: bence de sistem kötü. ama hukuk sistemleri genelde böyledir. mesela suits dizisinde de vardı. göçmen bir eleman forma "asylum" yazacağına "refugee" yazdığı için sınırdışı ediliyordu. çünkü hukuk sistemlerinde kelimeler önemlidir.
bilinçaltınız neye takıntılı testi
-
bozuk bu test.
benim için sonuç "obsessed with what other people think of you" çıktı. hiç öyle bir insan olmadığımı belirteyim. hemen test sonucu öyle çıktı diye beni öyle yargılamayın rica ediyorum. 10 tane resim yüzünden bana özgüvensiz yaftası yapıştırmayın lütfen. aslında hiç öyle takıntılarım yoktur. bunu bilin.
burak yılmaz
-
hazırlık maçında kendini yere attığı için eleştiriliyor. e olm, adı üzerinde işte, hazırlık maçı. hazırlanmadan, ligde nasıl atacak kendisini? ayıp ediyorsunuz..
öp
-
.........
sütlemako verdana
1 gigabayt meydana
gel de uyma şeytana
bak bak bak bak duğrağmağdım
10.000 dinleyişim ve sözlerinin bu şekilde olduğunu iddia edebilirim.
bright osayi samuel
-
trabzon’un sahibi ve sefiridir.
üç beş kişiyi tek başına indirmiştir. 30 bin kişiye racon kesmiştir. son kabadayıdır.
kaşağı'yı okuyup kahrolan nesil
-
içinde bulunduğum nesil. hem de biz bu kitabı derste işlemiştik o ızdırap haftalarca sürmüştü. artık üzüntüden derbeder olup kendimi meyve suyuna vermiştim. hatta bir tenefüs cinnet geçirip "kaç para ulan bi kaşağı!" diye sıraları yumruklayıp dağıtmıştım. üzüntüden ben de kuşpalazı olacaktım nerdeyse. bunun üstüne bir de şeker kız candy izlerken anthony'nin attan düştüğü bölümü izleyince ruhsal yönden büyük hasar almıştım o zamanlar. psikoloğa gidip çocukluğuma insek bu ikisi kabak gibi görünür. ah ulan ah bi at tarağı için değer miydi :(
rıdvan dilmen'le kız istemeye gitmek
-
- güntekin emin misin bu kız olduğuna? bank asya'da 60 tane buluruz bundan...