ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
jack kerouac
-
"ben düşünmekten yoruldum, benim yerime de düşünür müsün? benim yerime ilgilenir misin insanlarla, yalanla, ihanetle, yalnızlıkla? geceleri birdenbire bastıran sağanak yağışlı korkuları alır mısın yamacımdan? gündüz gözüyle sevemiyorum kimseyi. yüreğimdeki bu düğümü çözebilir misin? "
kadıköy karaköy vapurunda atılan dayak
-
tam tadında bırakılan eylemdir. metroda da, burada da araya girenler, tadında dayak yemesini sağlamakt hep. demek ki ne kadar duyarlılar. tam tersi olsa, bir akp antipatizanı, akp'liler içerisinde kalsa ve sizin kafanıza sıkacağım diye tehdit etse, muhtemelen hastanelik olur, ya da ölür. gerçek bu.
helal olsun diyorum.
paris'i paris diye telaffuz eden tip
-
(bkz: paris'yi yazacağına paris'i yazan tipler)
debe editi: uzun uzun yazdığım zaman değil de hep bkz. ile debeye sokuyorsunuz ya teşekkür mü edeyim teessüf mü bilemiyorum.
unutulmayan kezban sözleri
-
- asalet doğuştandır, sonradan kazanılmaz... zorlamayın çok yapmacık duruyor:)
evet burada ibretlik bi cümle görüyoruz. burada kezban kendini asil, eşi benzeri bulunmaz bi prenses sanıyor. habitatında kimsenin ondan üstün olamayacağını üstü kapalı bi şekilde belirtmiş. kezbanlar, yapmayın... bi başınızı kaldırıp etrafa bakın.
23 mayıs 2021 atilla peker'in gözaltına alınması
-
ooo ülkede savcılar varmış. hukuk işliyor ne mutlu hepimize. sistemin bu kadar hızlı işlemesi ise bana çok güven veriyor ülkem adına. gelecek adına umut doldum.
kipa anneler günü şakası
-
buradan anneler günü için çocuklara annelerden şaka izlenebilecek sevimli sevimli bir olay.
teyzemiz ayrı bir şekilde yardı beni.
-kimle oynucan anne sen bunu?
+nebahatlen kapışcam.
debe editi : tüm annelerimizin anneler günü kutlu olsun. sizlerin hakkı asla ödenmez.
ill ile sick arasındaki farklar
-
ill: yatalak hasta. kanser, verem, zatüre gibi. gerçek, maddi hastalık.
sick: genel olarak bütün hastalar ve daha tam ill olmamış. öksürük, bulantı var ama daha düşmemiş. bi gözü toprağa bakmıyor.
starbucks
-
bir kutu çekirdek kahvelerinden alınca beleşe verdikleri ufak boy kahve "uygulamasını" kaldırmışlar. gün sonunda lavaboya döktükleri şu bayat filtre kahveden de mi veremiyorsunuz derseniz bile "maaleseff" diye vermiyorlar.
ama şimdi ne yapıyorum, gidiyorum cafe nero'ya, gloria'ya, carribou'ya, diyorum ki "bu çekirdek kahveden bir kutu alınca starbucks'ta yanına bir kahve hediye ediyorlar". tabi ki yanıt her zaman "ne demek efendim biz de hediye edelim" oluyor.
yani demem o ki eyy starbucks!! senin sayende hediye kahvemizi her yerden yine alıyoruz, ama bir farkla, kahveyi senden almıyoruz. haberin olsun..
dücane cündioğlu
-
an itibarıyla habertürk'te canlı yayın konuğudur.
"cami, zalimlerin de mağdurların da sığınabileceği yerdir. çünkü orası hakk'ın evidir... gezi olayları'nda içki içilmiş/içilmemiş tartışmaları yapılıyor. ben olsam, velev ki içildi, caminin mahremiyetini öne çıkarıp bunu faş etmezdim... tarih boyunca kutsal mabedlere kaçan, sığınanlara hiç bir şekilde müdahale edilmemiştir, edilemez de.. bizzat allah'a sığınmış bir insan, suçlu olsa bile kimsenin taarruzuna hedef olamaz... her ne kadar hukuk pratiği bunu imkansız kılsa da bu böyledir.." sözleri kayda geçilmeli....
nusr-et
-
yurdum garip memleketinde övülüp övülüp bitirilemeyen etçi.
arjantin'de deniz kenarında açık büfe restorantta 30 tl'ye evet yanlış değil 30 tl'ye buradaki etlerin daha lezzzetlilerini açık büfe yani sınırsız yiyebilirsiniz.
uçak biletini 6 ay önceden al buenos aires'e. 1 hafta kal. her gün sıçana kadar et ye.
1 hafta hergün nusrette et yemekten 4 kat ucuza gelir.
üstüne buenos aires gezisi ve tango gecesi.
düşünün bunu. vize de yok hem.
edit: http://www.eksiduyuru.com/…k-isteyenlerin-dikkatine
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: beyler mısır piramitlerine gitmeyin bi bok yok
1. olur da gidecek olursanız diye diyorum gitmeyin yani değmez.
4. @1 ne olmasını bekliyodun yarraam. firavun çıkıp "selamünaleyküm" mü diyecekti.
yaran olaylar
-
yıl 2007, istanbul üniversitesi avcılar kampüsü' nde açıköğretim vize sınavına yetişmem gerekiyor, lakin sınava çok az bir süre kalmış ve yan yolda trafik felç. öğrenciler sınav telaşıyla otobüslerden, otomobillerden inip koşmaya başlıyorlar. baktım olacak gibi değil, ben de indim ve koşmaya başladım. kızlı erkekli birçok kişi kampüse doğru koşarken önümde bir çocuk görüyorum. koşan insanlara bakıyor, yavaş yavaş hızlanıyor ve o da koşmaya başlıyor. koşarken bana yaklaşıp soruyor: "abi kavga nerde?"