ekşi itiraf

• bana kızmayın ama birşey sorucam!!
  
  şu paçaları kıvırma modasını hanginiz çıkardı lan?
  
  ben daha önce bu kadar iğrenç ve bu kadar komik başka birşey görmedim. geyikli tayt ve yüksek bel pantalon da dahil.
  
  tüm cafeler, barlar, avmler 'çatıda halı yıkamış fadime teyze' kılıklı adamlarla doldu taştı..
  30-35 yaşlarında kıllı bıyıklı adamlar, dükkanını su basmış mahalle bakkalı dolanıyorlar.
  
  yapmayın, etmeyin..
• o kadar usengecim ki suan. bas ucumdaki pencereyi felc olacagimi bilsem yine kapamam diyerek kalkıp kapatmiyorum
• geçenlerde avrupa çapında geniş bir müşteri portföyüne sahip, uluslararası bir finans şirketinin malaga ofisinin yazılım geliştirme departmanında çalışmak için bir skype mülakatına girmiştim. umduğumdan 100 kat daha iyi geçmişti. çünkü gerek kendi alanımda, gerek finans know-how'ı olarak her sorduklarına aslanlar gibi cevap vermiştim. ayrıca yapacakları proje, iş kolu anlamında çok spesifik özelliklere sahipti ve tam benim tecrübeli olduğum konulara dayanıyordu. mülakatta beni sorguya çeken üç kişi de zaten bunun farkına varmıştı ve mülakatın sonunda "çalışma iznini çıkarmamız için bizden kabul mailini aldıktan sonra bazı belgeler isteyeceğiz, muhtemelen ağustos'a doğru aramıza katılacaksın" demişlerdi.
  
  mülakat bitince dışarı çıktım. kendime güvenim tavandı. güneş olduğundan çok daha parlak gözüküyordu. gökyüzü masmaviydi. bulutlar pofuduk pofuduktu. yoldan geçen insanların hepsi çok iyi insanlardı. hayat çok güzeldi. vapura binip karşıya geçtim. istanbul silüetini inceledim. "aslında güzel şehirmiş be" diye geçirdim içimden. bir arkadaşla film festivalindeki sanatsal, hiçbir konusu olmayan, sürreal bir filme girdik. inanır mısın o bile bir güzel geldi.
  
  geçen hafta da mail aldım, "riskler nedeniyle hali hazırda çalışma izni bulunan kişilere öncelik vermek zorunda kaldık, size olumlu cevap veremiyoruz" diye. çöktüm, çöktüm. hayat çok boktan .mına koyayım.
• acının dibine vuruyorum sözlük.
  sezen aksu oturuyor yanı başında.
  kulaklarıma kul haklarıma doğru üfürüyor.
  " ben sende tutuklu kaldım " diyor sözlük, bi' defa deseydi ölürdüm ben ona. demedi, " sana gülmeler yaraşır " diyor sezen sözlük.
  
  bu sezen tanımıyor mu beni sözlük?
  
  ne yapsam o var hayatımda, ben ne yaşasam fon kaşığım o sözlük. " yok, gelmiyor senden haber " diyor senden sözlük, ben onu duyuyorum sezen beni neden duymuyor sözlük ?
• kimseyi üzgün olduğumda, sıkıldığımda arayıp konuşabileceğim yakınlıkta hissetmiyorum artık. ya galiba ben artık kimseyi hissetmiyorum. ben komple hissedemiyor da olabilirim.
• günün sonunda kapıyı kendim açıp karanlık ve sessiz eve girmek her geçen gün daha çok canımı acıtıyor ya da eve yalnız girmek işte aynı şey gerçi.
• bi arkadaşımın kalbini fena kırdım sanırım. cok üzgünüm. canı sıkkındı ama ben yoğun olduğum için ilgilenemedim yeterince. o da umursamadığımı düşündü. cevap da vermiyor bana. umarım beni affeder.
• butun itiraflarim sana. tahmin ettigin gibi olmadi.yillar gecti ama hic bitmedi bendeki sen. karsina cikip kendimi degil seni anlatmak isterdim. senin benimle ayni topraga basiyor, ayni havayi soluyor, ayni gokyuzune bakiyor olman bile beni mutlu ediyor.
  inan senden hicbir beklentim yok cunku ben zaten senle yasiyorum. mesela gözlerimi kapattigim zaman basin omzuma dayali uzun bir otobus yolculuguna cikiyoruz bazen yuruyus yapiyoruz ormanda. bazen gunesli bir ilkbahar sabahinda martilara simit atiyoruz ama ben en cok karsina oturup saatlerce susup seni izlemeyi seviyorum. ve ben bunlari her gece yaparken sen uyuyorsun. iyi geceler.
• bazı kadınlar vardır, bir gülüşüne tav olursun.
• bugün çok mutlu bişi oldu ama mutlu olamadım. ödül aldım, kariyerime olumlu etkileyecek şeyler yaptım, ailemi gururlandırdım ama bu sevinci sevdiğimle paylaşamadım. evet fena özlüyorum, geçeceğini de biliyorum ama bu kadar yeniyken sevincini bile içine sine sine yaşayamıyor insan.