erdoğan'ın kokpite girip ingilizce konuşması
-
'van münit'den sonra ingilizceyi baya ilerletmiş. cümleyi kurduktan sonraki o gülüş, o başarmışlık. 23 nisanda çocuğunu izleyen bir veli gibi etkilendim.
-
mikrofon elde o bekleyişten sonra: (bkz: on puan on puan on puan kırk puanla şampiyon)
-
(bkz: paralel akımlı ingilizce)
-
gün içinde televizyonda bişey izlerken araya girip canlı yayında karşımıza çıkınca kanal değiştiriyoruz mis gibi, seçim hakkımızı kullanıyoruz. düşünsene uçaktasın kanal değiştiremiyosun, dinleyecen mecbur.
-
(bkz: hebele hübele)
-
beraber yürüdük biz bu yollarda eserini dinleseydik güzel olurdu aslında
-
rte'nin heyecanı ve ondan daha önemlisi pilotun ingilizce özürlü olmasıyla yarmış video.
eğer o pilot, o ingilizceyle kuleyle iletişim kuruyorsa vay yolcuların haline. her an bir yanlış anlamanın kurbanı olabilirler -
(bkz: cock-pit)
-
kısa ama öz cümlelerle ingilizceye selam çakmıştır
-
cumlenin anlam butunlugu acisindan "celebrate" degil de "congratulate" kelimesini kullanmasi gerekirdi. valla tayyip'i congratulate diyecegim diye cebellesirken gormek isterdim
pilotun ingilizcesi de bok gibiymis bu arada.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap