peçete

• temizlik amaciyla kullanilan yumusak kagit. desenlisi boldur.
• dekorasyon amacli bile kullanilabilen varlik.
  rengarenk bir pecetem vardi, onu komidinin ustune sermistim, mis gibi duruyordu.. bi gun ustune azicik su dokuldu, hepsini emdi. filli de degildi.
• tavernalarda havaya atılan beyaz yumuşak kağıt parçaları
• evde tuvalet kagidi kalmadigi zaman alternatif olarak da kullanilabilen kagit nesne.
• kadınlı erkekli yemek yemeye gidersin, ortamda uyuz olduğun birisi wardır, yemek gelir, herkes yemeye başlar, sahne alırsın.
  
  - ohaaa, abi haywan gibi peçetesiz mi yemek yiyosun !
  - !!!
  - öyle bakma "bilmemne"ciğim senin de pek farkın yok, sonra da avrupalıyız diyoruz.
  - !!! ne ?
  - tuz... tuzluğu uzatır mısın ?
• koleksiyonunu yapanlar da vardır..
• eskiden seks filmi oynatan sinemalara girişte mastürbatif amaçlı alınan hede
• (bkz: p ç t)
• genelde 100lük paketlerde satılır.
  lokantalarda türlü çeşitli masaya konma şekli vardır. tabağın, çatal-bıçağın altında-yanında-üstünde gelir, üçgen çeklinde bir peçeteliğe sıkıştırılmıştır, üçgen yapılmadan ortadan kıvrılarak veya kıvrılmadan bir peçetelikte sizi bekleyebilir.
  bunların kötü kalite olanları sakallara takılır beyaz beyaz, dağılır su görünce.
  
  ve nedense kağıt havlulara göre reklamlara daha az konu olur peçete!
• bilgisayarin dibinde bulunmasi pek cok nesneden fazla utanc kaynagi olan hede. (tecrube ile sabit degildir, yalan olabilir)