ırbık
-
(bkz: ibrik)
-
boduçtan iri, güğümden küçük toprak su saklama şeysi. cümle içinde kullanım örneği için (bkz: hıdrellez/@ibisile).
zemheri: "oyulmadık kabakları oydum,
kırılmadık yumurtaları, ırbıkları kırdım,
yeni evlilerin arasına giremedim*."
hamsin: "ocaklıktan aşağı inerim,
burulayı burulayı* küllerini kaldırırım,
kocakarıların çeyreğini* yakarım."
kilim içinde, önceden hazırlanmış olan kefinlik gelir. ölü yüneklikten alınır, kefin içine konulur. kafasından geçirilerek göynek giydirilir. tekbir getirmeler var, yıkayıcı ve yardımcısı birlikte. üçerli tekbirler halinde 18 tekbir var burada. sağ taraf üste konur, sol alta kalır. kefenin tarafları galiba. iç ve dış çadırlar da giydirilir. son kaldıya kefenlenmiş ölü kilime sarılır (saralanır). mezarlığa bununla gider. mezarlıktan kilim geri gelir. tabut yoksa sal ağacıyla götürülür. salın baş tarafına kadın için al yazma, erkek için beyaz çaput bağlanır. su dolu ırbık da mezarlığa götürülür. orada gömüldükten sonra sağ ve sol yandan, baş ucundan ayak uçlarına kadar ırbıkla su gezdirilir, mezar sulanır. bittikten sonra o ırbık mezarın üstünde bırakılır. (bkz: ölü yıkama/@ibisile)
(ilk giri tarihi: 16.1.2014)
(bkz: güğüm/@ibisile)
(bkz: gece korkusu/@ibisile) -
dedemin özlü bir sözünü aklıma getirir: ırbık ile çimmeyince cünüplük çıkmazmış.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap